۵39۵

1.3K 81 63
                                    

Asiye

Denizden gelen rüzgarın etkisiyle savrulan saçlarımı önümden çekmeye çalışıyordum. Ama kıvırcık oldupu kadar inatçı olan saçlarım sürekli uçuşuyordu. Doruk bunu fark etmiş olacak ki elimi tutan elini çekip diğer tarafa yani sağımda kalan denizin olduğu tarafa sağıma geçmişti. Sağ elimi tutarak yürümeye devam etmişti.

"aşk, sevdiğin için tüm her şeye göğüs germek demektir. Senin için denizden gelen rüzgarı bir nebze olsun engellerim belki"

"bak bak laflara bak, nereden öğreniyorsunuz bunları Doruk hocam"

"nişanlım bir edebiyat öğretmeni olunca böyle şekilli sözler söylemek gerekiyor"

Söylediklerine karşılık küçük bir kıkırtı dökülmüştü dudaklarımdan.

"şu nişnalım kelimesini de pek bir sevdin bakıyorum da. Her yerde nişanlım nerede diye geziyorsun"

Sonlara doğru onub taklidini yaparak konuşmuştum. Doruk da neyden bahsettiğimi anlamıştı. Boynunu kaşıyarak kedi gibi bakıyordu bana.

Nişanımıza kaan hocanın gelmemesi nedensizce Doruğu gıcık etmişti.

İlk başta garip gelsede okulun başlaması ile doruğun tavırları ile sebebini anlamıştım. Yalan yok bu halleri çok hoşuma gidiyordu.

Öğretmenler odasına her girişinde kollarını iki yana açmış bir vaziyette yüksek sesle 'benim güzeller güzeli nişanlımm nerede' diyordu. Ve bunları derken bana değilde hep bir köşede oturan kaan hocaya bakarak diyordu.
O kadar çok eğlendiği belliydi ki. Ama en son bugün öğle arasında koridorda görmüştü kaan hocayı. Bende onun biraz arkasında yürüyordum. Doruk tam karşıdan gelirken kaan hocanın önünde durup 32 diş sırıtarak yüzüne bakıyordu. Ben de bir kaç adımda yanlarına varmıştım. Beni görünce eğilip yanağıma bir öpücük bırakmıştı. Geri çekilip yine sırıtarak bakıyordu kaan hocaya.

"müsaadenizle nişanlımı almak istiyorum hocam"

Kaan hoca bir şey demeden sinirle karışık bir gülüş atıp yanımızdan gitmişti. Dorukta benim elimi tutarak yürümeye başladık. Tam bir bebekti. Büyümeyen koca bir bebekti.

"Ne yapayım, o adamı sevmiyorum. Artık başının bağlı olduğunu bilsin"

"sayende tüm dünya duydu Doruk. Ne kaanı"

"kaan değil hoca, kaan deme o adama direk hocam de hatta"

Doruğun kurduğu cümle ile kahkaha atmıştım. Ellerimle yanaklarını sıkarak onu sevdim.

"çen ne kadar kıskançsın çenn. Büyüsen biraz artık"

"evet kıskandım ve evet koca bir bebeğim ama senin bebeğinim"

Doruk göz kırparak tekrar elimi tutup varacağımız restorana doğru yürüdük.

Girdiğimiz mekanda boş bir masa ararken gözüme çarpan kişiler ile dudaklarım istemsiz havalanmıştı. Doruğun koluna dokunduğumda önce bana sonra da benim baktığım yere baktı. O da tıpkı benim gibi gülümsedi.
Elif ve barış köşedeki masada oturuyorlardı.
Beraber onların masalarına doğru yürüdük.

Doruk barışın ensesine eliyle vurmuştu. Barış aldığı darbe ile çatık kaşlarıyla bakmıştı. Karşısında sırıtan doruğu görünce kaşları düzelmiş şaşkınlıkla bakıyordu.

🌼AsDor🌷Where stories live. Discover now