۵27۵

1.5K 95 156
                                    

Doruk

Zar zor araladığım gözlerim öylesine çok yanıyordu ki.
Buğullu olan görüş açım netleşince masaya bir şeyler yerleştiren, ardından salondan çıkıp tekrar elinde tencere ile giren Asiye'yi gördüm.
Bakışları beni bulduğunda yanıma gelip anlıma düşen saçlarımı düzeltip dudaklarını anlıma bastırdı. Ben ona şaşkınca bakarken o geri çekilip kocaman gülüyordu.

"Sana çok güzel tavuk suyu ile tarhana pişirdim."

Asiye'yi biraz daha incelediğimde üzerinde benim kıyafetlerim vardı. Etrafa baktığımda güneşliklerin çekilmiş olduğunu ve havanın karardığını fark ettim. Hafızamı zorlamıştım ama hiç bir şey hatırlayamadım.

"sen ne zaman geldin, ve neden benim kıyafetlerim üzerinde"

Asiye bana bakarken kaşlarını çatıp biraz sitemkar bakışlar atıyordu.

"nasıl yani hiç bir şey hatırlamıyor musun. Yaşdıklarımızı, bu kıyafetleri sence neden giyindim"

Şaşkınlığım daha da artarken yine hafızamı zorladım ama yok hatırlayamıyordum.

"hayır hatırlamıyorum Asiye ne oldu allah aşkına söylesene"

"tamam ya, boşver hatırlamıyorsan sen kaybettin. Çok güzeldi çünkü"

Gözlerim kocaman açılırken koltuktan ayaklarımı sarkıtarak oturuşumu düzeltip Asiyeye sorgular gibi bakmaya başladım.

"allah aşkına ne oldu Asiye anlatsana. Bak geldin anlımı da öptün zaten şoktayım. Evimdesin benim kıyafetlerim üzerinde ve bana çorba yapmışsın birde"

Asiye benim hızla kurduğum cümleler ile kahkahasını patlatmıştı. O gülerken dank etmişti. Benimle dalga geçiyordu.

"dalga mı geçtin sen benimle. Bir şey olmadı demi aslında"

"hala aynı fırsatçı ve fesat adamsın"

Onun hala durmayan kahkahasına bende gülmüştüm bu sefer.

"ilk defa hatırlamayan bana kurduğun güzel bir tuzaktı tebrik ederim"

Gülüşünü durdurup bileğimden tutup Beni masaya oturttu.

"çorba soğumadan iç sıcak sıcak iyi gelecek inşallah. İyileş ki yarın öğrencilerini bekletme"

"bekleyen sadece öğrencilerim mi"

Bakışlarım ve muzip gülüşüm ile onu utandırdığımı biliyordum ama çok hoşuma gidiyordu. Beklediğimin aksine dik bakışı bozulmamıştı. Bu kadar zaman Asiye ye iyi gelmişti anlaşılan. Artık daha cesur daha alımlıydı.

"bilmem belki size hayran bir meslektaşınız vardır"

"o meslektaşıma söyle bende ona çok hayranım"

İşte bu sefer istediğimi elde etmiştim ve asiye utanarak başını eğmişti. Önüme koyduğu kaseden güzel kokular geliyordu. Tadı da kokusu kadar güzeldi. Bir kaç kaşık aldığımda Asiyenin üzerindekileri daha yakından inceleyince gülüşüm büyümüştü.

"neden gülüyorsun"

"kıyafetleri nerden buldun"

"odandan aldım, mağlum üzerimi ıslattığın için"

"hayır yani o kıyafetler takım olarak ayrı yerde tutuyordum da. Zamanında senin kokun sindiği için onları giymeye kıyamıyordum"

Asiye yıllar önce onu soyunma odasında kıyafetleri alınmış bir şekilde bulduğumda üzerine giymesi için verdiğim basket oynarken giydiğim takımımı giymişti. O zaman onu bunların içinde göremediğim için içimde kalmıştı. Ama şimdi onların içinde görmek beni mutlu etmişti. Ertesi gün okula vardığımda dolabımın içinde bulmuştum kıyafetlerimi. Yıkanmış bir şekilde verilmişti ama üzerinde tanıdık olmayan bir koku beni mest etmişti. Yıllarca hep ayrı bir dolapta tutardım onları.
Hatta Londra'ya gidiyorum derken bile sadece onu götürmüştüm.

🌼AsDor🌷Where stories live. Discover now