۵7۵

2.1K 93 19
                                    

Doruk

4 gün geçmişti kolumdaki askı çıkalı.
Bugün ise büyük maç için antrenmanlara başlayacaktık. Tabi ki ben oynamıyordum.
Bu durumu yeni yeni kabulleniyordum neredeyse. Basket benim için çok önemli be kıymetliydi. Her şeyde olduğu gibi baskette de en iyisi olmak istiyordum. Beni bu üzüntüden Asiye'm çıkarmıştı, her şeyde olduğu gibi. Ben ne zaman üzülsem bana 'şükretmeliyiz ki sakatlığın kalıcı kalmadı. Sadece ara verdin öyle düşün. Hem sen üzülünce ben daha çok üzülüyorum' derdi. Bi şekilde beni güldürüp mutlu ediyordu. Onca üzüntünün arasında hemde. Evet oynamayacaktım belki ama koç gelip benimde izlememi ve gerekirse taktikler söylememi istemişti.
Salona indiğimizde epey kalabalık bir grup vardı. Anlaşılan takımda bi kaç değişklik olacaktı. Koçun yanında yerimi aldığımda tam karşımda kalacak şekilde tolga iti durmuştu. Gerçekten tüm dört gün boyunca beni geren bir havası vardı. Okula ilk geldiği anı hatırladıkça sinirlerim zıplıyordu.

________________________

4 Gün Önce

Doktorun odasında oturmuş doktorun omuzumu kontrol etmesini izliyorduk. Yüzmün asık olduğunu fark eden bir tek melisa olmamıştı.

"ne o Doruk bey, geçen hafta askıyı takarken yüzün asıktı, şimdi çıkarıyorum yine asık"

Büzdüğüm dudaklarım ile kedi gibi bakmıştım doktora o da bakışlarımı görünce kendince küçük bir kahkaha atmıştı.

"neden olacak doktor bey, çok sevdiği sevgilisi artık ona yemek yedirmek zorunda kalmayacak da ondan"

Melisanın kurduğu cümleler ile bakışlarım onu bulmuştu. Hala mahsun bir kedi gibi bakıyor olmalıydım ki bu sefer melisa kahkaha atmıştı.

"ya Doruk bu nasıl bir bakış. Hem bence iyi oldu yoksa gerçekten kavga edecektiniz Asiye ile. Dün ki yemek nasıl geçti unutma."

Aklıma gelen anı ile bende gülüyordum artık. Haklıydı uzasaydı bu durum büyük kavga ederdik herhalde. Çünkü dün en son hatırladığım asiye burnumu sıkmış ve bana çorba yediriyordum. Gerçekten komik bir andı ama asiye burnunda soluyan bir Boğa gibi sinirliydi. Onun yanında koca bir bebek gibi oluyordum ne yapayım.

"ah, ah gençlik çok güzel bir şey. Kıymetini bilin bu zamanların çocuklar, doya doya kimseyi kırmadan yaşayın"

Doktorun kurduğu cümleler ile anılardan çıkıp ayaklanmıştım. Doktora teşekkür edip çıkmıştık. Okula vardığımızda heyecanla sınıfa doğru yürüyorduk. Üst kata çıktığımızda nerede görürsem göreyim tanıyacağım kıvırcık saçları tanımıştım. Yüzümde kocaman bir tebessüm oluşmuştu. Ama biraz daha yaklaşınca biriyle konuştuğunu anlamıştı. Kim olduğunuzla ilk etapta göremesem de biraz daha yaklaşınca gördüğüm yüz ile yüzüm anında düşmüş ve kan beynime sıçramıştı. Yanımda kapağı açık olan dolabın kapağını o kadar sert kapatmıştım ki koridorda olan herkes sıçrayıp bana bakmıştı. Buna Asiye de o it herif de dahil. Adımlarımı hızlandırmış yürüyordum, melisa da bir yandan beni durdurmaya çalışıyordu ama nafile gözüm dönmüştü bir kere.

"ne işin var lan senin burada it herif"

O kadar yüksek sesle bağırmıştım ki neredeyse tüm sınıf dışarı çıkmıştı. Asiye önümde durmuş elleriyle göğüsümden beni durdurmaya çalışıyor bir yandan da sakin olmamı söylüyordu.

Sınıftan çıkan ömer önce bize bakmış sonrada bizim baktığımız yöne çevirmişti bakışlarını. Gördüğü kişi o da sinirlenmiş ve benim yapmak istediğim atağı o yapmıştı.
Yakasına yapışmış ve onu sarsarak bağırmıştı.

🌼AsDor🌷Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon