GM|68

3.4K 249 37
                                    

satır arası yorumlarınızı bekliyorum🌸

Utku'dan...

Yattığım yerden hafifçe doğrulup yatağın diğer ucunda duran telefonumu elime alıp tekrardan yattım.

Mesajlara girip Başağın ismini tıkladım ve hızlıca,

Siz : Başak müsaitsen buluşabilir miyiz?

yazıp gönderdim.

Okan gideli 2 gün olmuştu.
Başak ile kavga ettiğimiz daha doğrusu ben saçma sapan şeyler söylediğim için bozuk olan moralim Okan'ın gidişiyle daha çok bozulmuştu. Hoş zaten Okan ya da diğerleri de mutluluktan havalara uçmuyordu.

Okan doğum gününün gecesine, yani gitmeden 2 gün önce Hülya ile kavga etmiş ve yanımıza gelip neredeyse saatlerce ağlamıştı. Hülya ile kavga ettiği için değil de her şey biriktiği, hep sustuğu ve bu hale gelmesine sebep olduğu için ağlamıştı.

O gece onu sakinleştirdikten sonra hep beraber Egemenlerde kalmıştık. Ertesi günü Ozan abiler Okan'ın doğum gününü kutlamışlardı. Ve gece Okan ile birlikte ortadan kaybolmuşlardı. Sanırım abi kardeş biraz dertleşmişlerdi çünkü Okan yanımıza geldiğinde yine gözleri kızarmıştı.

Ertesi sabahta zaten Okan sabah 7'de İstanbul'a gitmişti. 2 gündür de oradaydı. İlk 1 hafta deneme süreci olduğu için kuzeninde kalıyordu.

Ben de sanırım hala Okan'ın gittiğine kendimi inandırmaya çalışıyordum. Evet dünyanın diğer ucuna gitmemişti. Yanına gitmeye kalksam 3 saat bile sürmezdi. Ama mahallede değildi. Mahalleden farklı bir yere gitseydi yine aynı olacaktır, farklı bir şehire olmasına gerek yok.

Biz bu mahallede doğup büyüdük. Bu mahallede çocuk olduk, bu mahallede kavga ettik. Şimdi Okan'ın mahalle dışında bir yerde olması benim için kolay bir şey değildi. Okan için de mahalleden uzak bir yerde olması kolay değildi.

Bu son olanlar olmasaydı asla izin vermezdim Okan'ın gitmesine. Gitmemesi için, vaz geçirmek için elimden geleni yapardım. Ama son olanlardan sonra işi bırak, ben öylesine gidiyorum dese bile bir şey diyemezdim. Hakkıydı çünkü gitmeyi istemek.

Kimse de bu yüzden bir şey diyemedi ya zaten. Belki uzaklaşırsa, kendine yeni bir düzen kurarsa daha iyi olur diye sesini çıkartmadı kimse.

Ama ben sanmıyorum Okan'ın bizden, mahalleden, ailesinden, Hülya'dan uzak kalabileceğini.

Odanın kapısı açılınca düşüncelerimi bir kenara bırakıp yataktan doğruldum.

"Naber kardeş?" Diyerek içeriye girdi abim.

"Siz ne zaman geldiniz?"

"Sağol canım bende iyiyim."

"Hoşgeldiniz abi, nasılsın iyi misin?" Diye sordum. "İyiyim canım, iyiyim. Sen nasılsın?"

Derin bir nefes aldım.

"Okansız." Dediğim sırada içeriye Feraye girdi.

"Sen hala depresyonda mısın?" Diye sordu abimin oturduğu sandalyenin kol kısmına dayanarken.

"Evet yengecim, depresyondayım." Dedim ve yatağa geri yattım. Ben oflayarak tavana bakarken abim konuştu "Oğlum sanki çok uzak bir yere gitti."

"Abi tamam uzak bir yer değil ama ne olursa olsun başka şehir. Her şeyi geç mahallede değil ya." Dedim hızla.

Telefonuma bildirim gelince hızla elime aldım. Başak cevap vermişti.

Başak : Spor salonunun karşısında ki kafedeyim.

Giritli Mahallesi | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin