neler oluyor? kötü bir şey yok değil mi?

2K 239 35
                                    

hyunjin,

ödev için buluştuğumuz üç günün ardından her şey normaldi. iki gün sonra teslim günüydü, çok az kalmıştı bitmesine.

üç gün boyunca bir yerlerde buluşup ödev yaptıktan sonra onun hakkında çok fazla şey fark etmiştim. fazla muhabbet kurmamıştık ama onu tanıyacak kadar bir şeyler öğrenmiştim. sanırım şu an arkadaş olmuştuk.

jisung ve changbin'e hiçbir şeyi anlatamamıştım. changbin sürekli felix ile birlikteydi, jisung da chan ile flörtleştiğini söylüyordu hiç sanmasam da.

teneffüs zili çaldığında işimi halletmeye lavaboya ilerledim. ben tuvaletteyken içeri girenlerin söyledikleri dikkatimi oraya vermemi sağlamıştı.

"bu sefer kesin bak, kaçırmayalım elimizden. yumruğumu suratına geçirmem lazım."

"kanka sakin ol sen, döveceğiz onu."

eskiden benimle sorunları olan, zorba changkyun'un sesiydi. tamam, herkese ilk bakışta zorba diyor gibi duruyordum fakat öyle değil. gerçekten belalı ve değişik biriydi. kimden bahsettiklerini bilmiyordum fakat changkyun'dan dayak yiyeceğine göre şanssız biriydi. işimi bitirip kapıyı açmak üzereydim ki duyduğum isim kafamı karıştırmıştı.

"minho aslında çok korkak ama belli etmiyor, ezik."

minho'nun changkyun ile işi neydi? başka bir minho olabilir mi diye düşündüm, bir sürü minho vardı. yine de gidip soracaktım.

hışımla çıktığım tuvaletten sonra merdivenleri ikişer ikişer inmeye başladım, sınıflarına baktığımda orada göremedim ve arka bahçedeye bakmak için ilerledim.

tahmin ettiğim gibi, buradalardı. yanlarına ilerlediğimi gördüklerinde, elindeki sigarayı yere atıp söndürdü ve gözlerini üzerime dikti. yayılarak oturduğu bankta seungmin beni görünce el sallamıştı, minho ise gülümsüyor 'ne oldu?' der gibi bakıyordu.

"konuşabilir miyiz?"

ciddi konuştuğumu görünce oturduğu yerden kalktı ve ilerlemem için önünü işaret etti. biraz ilerledikten sonra durdum ve kollarımı önümde birleştirip konuştum.

"changkyun, aranızda bir mevzu mu var?" şu an 'hesap mı soruyorsun?' dese mal gibi kalırdım fakat beni terslemeyeceğini düşünmüştüm.

"neden sordun ki birden bire?"

"birden bire değil, konuşurlarken duydum. seni dövme planları yapıyor sanırım."

kaşları anında çatılırken ne olduğunu anlamaya çalışır gibi düşündü, sonra da gülümseyip tekrar suratıma baktı.

"anladım anladım. haber verdiğin için sağ ol, bu konudan da birine bahsetme olur mu?"

tam yanımdan ayrılıyordu ki seslenmem ile durdu.

"neler oluyor? kötü bir şey yok değil mi? o çocuk eskiden benimle uğraşıyordu, tehlikeli biri olduğunu biliyorum. uzak dur olur mu?"

"sorun yok hyunjin." hazır olduğu yerde dikilirken tekrar konuştum.

"kavga mı edeceksin?"

kafasını 'hayır' anlamında salladı ve uzaklaştı, ben de arkasından izledim.

sınıfa doğru ilerleyip uyuyan jisung'un yanına oturdum, neredeyse geldiğinden beri uyuyordu. bir şeyler yolunda gitmiyor olmalıydı.

"pişt jisung, kalk."

bir şeyler mırıldandığında biraz daha dürtüklememle kalkmak zorunda kalmıştı.

"kardeşim uyuyorum görmüyor musun? defol git."

"jisung ne oldu? anlatmak ister misin?"

"bir şey yok, defol dedim."

asla dediklerime düzgün cevap vermiyor, kafasını sıradan kaldırmıyordu. bana kıramayacağını bildiğimden biraz daha ısrar ederek sonunda ağzını açtırabilmiştim.

"jeongin gidiyor, iki hafta falan yok. tek kalacağım evde. aslında sorun bu değil. ailesi ile tartıştı, benim yüzümden."

"seninle ne alakası var ki?"

"ailelerimiz kavgalı, istemiyorlar benimle görüşmesini. o da ben kendim karar veririm falan dedi yükseldiler bir anda sonra da çağırdılar onu."

"kötü olmuş ya, olsun üzülme eminim hallederler sorunlarını hem ben seninle kalırım merak etme. gereksiz ama changbin'i de çağırırız, gelirse tabii."

solgun suratı cümlelerimden sonra gülümseme kazanmıştı. kocaman sarılmıştık. içeri giren hocadan ve ondan sonra gelip yalvar yakar derse giren changbin'in ardından dersi dinlemeye başladık.

teneffüs olduğunu belirten zil sesini duymam ve içeri minho ile felix'in girdiğini görmem bir olmuştu. felix sevgilisine gelmişti. minho'nun yanıma yaklaştı ve konuştu.

"selam jisung, merhaba hyunjin."

"selam, hoş geldin. ne oldu?"

"şey için geldim ben, çıkışta işim var onu söylemeye. bugün ödevi yapamayacağız eve de geç gelirim. yarın hallederiz olur mu?"

"neden? nereye?"

sana ne askom hyunjinim

"hiç, ailemle işimiz var ondan. neyse görüşürüz."

ve gitti.

changkyun ile buluşup kavga edeceğinden emindim. ne alaka olduğunu gerçekten bilmiyordum fakat ısrarla bana söylemediği için bir boklar döndüğünü düşünmeye başlamıştım. önümde birbirini ilk defa görür gibi öpüşüp koklaşan changbin ve felix ikilisini görünce gözlerimi devirdim.

okul çıkışı gergince ilerliyordum, jisung chan'ın onlara geleceğini söylediğinden çok fazla heyecanlıydı. ben de ona aldırmadan etrafta belki malum ikiliyi görürüm diye bakınıyordum.

eve girip yemek yememizin ardından chan gelmişti ve beraber ödev yapıyorlardı, ben de yanlarında oturuyordum.

chan gerçekten kibar biriydi, jisung'a olan hareketleri hoştu. jisung sallamıyormuş amına koyayım.

zaman geçtikçe aklım daha da minho'ya kayıyordu. mesaj atsam mı atmasam mı diye düşünürken kendimi bir anda onu ararken bulmuştum.

meşgule atmıştı.

-

hyunjin
nerdesin
hay sikicem mesajlar gitmiyor
ne bok yiyorsun minho
merak ediyorum seni
iletildi, 21:34
görüldü, 22:20

minho
yanina gelebilir miyim
eve gidemiyorum
fena haldeyim
iletildi, 22:32
g

örüldü, 22:32

hyunjin
SONUNDA YAZDIN
NOLDU
GEL TABİİ
AMA EVDE DEĞİLİM JISUNGLARDAYIM
konum*

görüldü, 22:23

----------

slm
uzun bolum yaziorum fark edio musunuz
superim tebrik edin
siz kim bilir kacinci ruyanizdasiniz bn bolum yaziom
bu arada sevgilim changkyun

slmuzun bolum yaziorum fark edio musunuzsuperim tebrik edinsiz kim bilir kacinci ruyanizdasiniz bn bolum yaziombu arada sevgilim changkyun

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

neyse gorusuruz

nieves | hyunhoحيث تعيش القصص. اكتشف الآن