fazla ön yargılı ve gereksiz mesafeli biri

2K 248 40
                                    

hyunjin
şu ödeve başlamamız lazım

minho
tamam gel
konum*

hyunjin
ya dalga geçme
sen çok siklemiyor olabilirsin ama
benim için önemli bu ödev gerçekten

minho
dalga gecmiyorum amk
korkma eve atmam seni

hyunjin
?

minho
geliyosan gel

-

konumun yakın olduğunu fark ettikten sonra geleceğimi söylediğim mesajı atmıştım. hızlıca üstüme beyaz tişört ve siyah kot geçirip evden çıkıp yürümeye başlamıştım.

yaklaşık 10 dakika sonra vardığımda nazikçe kapıyı çalıp telefonun ekranından kendime baktım.

kapıyı açan 30'lu yaşlarındaki kadına kısaca kendimi tanıtıp minho'nun yanına ilerlemeye başladım. kapıyı çalıp, izin aldığımda içeri girip yatağa oturdum. garip bakışlarına karşılık selam vermiştim. iyi anlaşmalıydık.

uzun süren sessizliği bozmak için konu açma kararı almıştım, "kapıyı açan, anneni sanırım. çok tatlı bi kadın, senin aksine." aynen bayağı iyi anlaşıyoruz.

"öyledir. neyse, başlayalım?" deyip masaya doğru ilerlediğinde onu takip ettim.

yarım saati geride bıraktımızda elimizde olan tek şey benim çıkarttığım notlardı. kös kös oturmuş, arada bir kalemi çevirmiş, bazen de yaptığım işi izlemişti.

"neden hiçbir şey yapmadığını sorabilir miyim?"

"anlamıyorum çünkü."

tam gözlerimi devirip hararetli bir konuşmaya girecekken, bir 'miyav' sesi gelmişti. aynı anda arkamızı döndüğümüzde bir kedinin yaklaştığını görmüştüm.

"aşkım acıktın sen, unutmuşum dur bekle getireceğim ben şimdi mamanı." deyip yerinden kalkan, sonra da dolapları karıştırıp elindeki mamayla geri dönen minho'yu izliyordum.

yavaşça tasa yemi dolduruyor, bir yandan da yanındaki kedinin kafasını okşuyordu. işini bitirdikten sonra oturup kedinin yemek yiyişini izlemişti. okulda herkesin üstüne yürüyen, gözümde dünyanın en kaba insanı olan çocuğun şu an karşımda bir kediye aşık aşık bakması beni şaşırtsa da durumu bozmadım. kalbi varmış odunun.

yemeğini bitiren kedi hoplayıp minho'nun kucağına çıkmıştı. beraber karşımda oturduklarında elimi kediye atmış ve kafasını okşamaya başlamıştım.

"kedin olduğunu bilmiyordum. çok tatlı, ismi ne?"

"dori. aslında üç tane var, diğerleri içeride. onlar da doongie ve soonie."

gülümsemiş ve kedinin minho'nun kucağındaki uyuyuşunu izlemiştim. "yarın dori'nin doğum günü." heyecanlı heyecanlı konuşmasına karşılık gülümsedim.

yani gerçekten iki gün önce beni boğazlasa şaşırmayacağım birinin şu an kedisinin doğum gününe heyecanlanması, garip gelmişti.

fazla ön yargılı ve gereksiz mesafeli biri olduğumu düşünmeye başlamıştım. evet, çok normal bir tanışmamız yoktu fakat bu ona nefret beslememi belki de gerektirmezdi.

"ne güzel."

"garip gelmedi mi? kedi, doğum günü, dalga geçmen lazımdı şimdi senin."

dediğine karşılık az önce deviremediğim gözlerimi şimdi devirmiştim.

"sanırım doğum günlerine fazla önem veren biriyim, kim olduğu fark etmiyor. sevmediğim biri bile şu gün doğdum dese, unutmam. birinin doğum günümü unutması kırmaz aslında beni, sadece kendime küçükken verdiğim sözler yüzünden kimseyi yılda bir geçirdiği özel gününde tek bırakmamayı huy edindim." kucağında uyuyan kediyi yatağın üzerinde bıraktı, "neyse ödeve geçelim hadi."

yaklaşık bir ya da bir buçuk saat sonra bugünlük yeterli olduğunu düşünüp bırakmıştık. minho'nun annesinin getirdiğini tatlıları yerken hazırlanmaya başlamıştım.

"saat bayağı geç, ben bırakırım seni. tek gitmemiş olursun hem."

minho bugün çok değişikti, belki de ben onu tanımıyordum ve yeni tanımaya başlıyordum fakat net olan normalden farkli olduğuydu.

beraber boş caddede ilerlerken konuşmaları kafamda dolanmaya başlamıştı. yani; onu uzaktan tanıyan birine sorsanız, duygusuz derdi. fakat öyle değil, çok ince duyguları, çok detaylı hisleri vardı.

"nereye kadar daha yürümemiz lazım? yaklaştık mı?"

"evet evet, şu sokak. gerisini kendim giderim istersen."

kafasıyla reddetmiş ve yürümeye devam etmişti.

evimin önüne geldiğimizde ona teşekkür etmiş ve kapıyı çalıp içeri girmiştim. hala arkamdan baktığını gördüğümde el sallamıştım. üstümü başımı çıkartıp yatağıma uzandığımda bugün olanları bizimkileri anlatmalı mıydım bunu düşünüyordum.

jisung'un salak saçma espriler yapacaktı, changbin'in ise kıskanıp dövmeye kalkışacak, hatta minho'nun mafya olduğuna ve beni kandırıp organlarımı çalmaya kalkışacağına ikna etmeye çalışacaktı.

-

hyunjin
vardın mı?

minho
evet

hyunjin
iyi geceler

minho
iyi geceler

--------

NOLUO LANNN LANN NOLUYO KALKIN
hyunjin evin yanio knkm
arkadaslar mal minhoyu cok seviorum ama duygulu duygulu konusmasi cok sirin gelio
bu arada minhoyu araci yapip kendi dusuncelerimi yazdim.
NYSE GORUSURUZ HADI BYE

nieves | hyunhoNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ