•9• olympiakos

543 71 42
                                    


Tam bir ay, Deli gibi araştırma uykusuz geceler ve daha fazlası ile geçen kocaman otuz gün... Artık sona yaklaşmıştık.

yada son gibi görünen bir başlangıca kim bilir?

"Hazır mısın?"

"Evet hadi gidelim"
Riddle kafasını salladı ve bileğimden tuttu. Yunanistan'da ki olympiakos dağına cisimlenecektik dağın en tepesinde ayini yapacaktım sonrasını ise... bilmiyordum.

Tek bildiğim bu bir ay içinde Riddle'a çok şey borçlu olduğumdu. Zorunda olduğu için yapmış olsa da cidden benim için çabalamıştı, birlikte ayin için gerekli malzemelerden bir karışım hazırlamıştık ve eğer her şey yolunda giderse ülkeme kavuşacaktım.
"İksiri aldın değil mi?"

"Evet Riddle sakin ol her şey kontrolüm altında."

"Pekâlâ gidelim o zaman."
Kafamı salladım ve gözlerimi kapattım, açtığımda kilometrelerce yüksekte yunanistanın en yüksek dağındaydım.

Her yer bembeyazdı ve çok fazla soğuktu, saçlarım rüzgardan savrulurken Riddle'a son kez baktım asası ile kulübe tarzı bir yer yapıyordu, sanırım beni beklerken içinde durmak içindi. Donarak ölmek istemediği aşikardı.

Cebimden gümüş hançeri ve serçe parmağım kadar olan siyah şişeyi çıkarttım.
"Zamanın geldi, umarım başarırsın Darchelle."

"Başaracağım."
Elimdeki şişeyi açtım ve hançere bir kaç damla damlattım. Daha sonra ikinci bir kez düşünmeden önce hançeri tam kalbime sapladım ardından son gücümle şişedeki karışımı içtim.
Ruhumun çekildiğini hissediyordum ve sonrası sadece boşluk, Kocaman bir boşluk...

Kızın gözleri kapkara oldu, ancak kızın bilinci çoktan gittiği için fark bile etmiyordu.
Oğlan kaşlarını çatmış ayini izliyordu, kız başarmak zorundaydı emek vermişti eğer ülke kurtulursa bunda kız kadar oğlanın da emeği vardı.
Oğlanın amacı belliydi İstediğine ulaşacak, babasının güvenini kazanacaktı. Sonra en beklenmeyen anda şah mat yapacaktı.

Kızın gözlerinden siyah damlalar yere düşüyordu oğlan siyah damlaların yanına gittiğinde anlamlandıramadı çünkü kan kıvamında ancak cıva gibi maddeyle bileşke oluşturmayan bir yapısı vardı.
Daha siyah damlaların gizemi çözülmemişken kızın saçları ve gözleride dahil olmak üzere tüm vücudu beyaz oldu.

Saf beyaz, ay kadar parlak kar kadar berraktı kıza değen her bir uzuv.

Bir süre sonra kızdan ayrılan Parlak gri bir gölge hızla göğe yükseldi ufkun da ötesine... oğlan sadece ayinin işe yaramasının mutluluğu ve merakı ile az önce oluşturduğu kulübeye kızın yere düşen bedenini taşıyabildi.
Beden hala beyazdı ve tek bir damla dahi kan yoktu. Sanki canlıymış gibi iki elide sıkı bir biçimde hançeri tutuyordu. Kız, heykeli andırıyordu hala gözünde olan siyahlık olmasa kireç gibi dururdu vücudu. oğlan bundan oldukça emindi.

Oğlan kulübede sıcacık bir şekilde kızı beklerken, Kız ise gökyüzünde çok daha tuhaf bir durumun içindeydi...

Gözlerimi, zihnimin dahi algılayamayacağı kadar beyaz bir ışıkta açtım.

Yattığım yerden hafifçe doğruldum ve karşımda ki surete baktım
Simsiyah sanki suyun içinde gibi havada Dalgalanan saçları, yine siyah bileklerine kadar gelen elbisesi, beyaz teniyle karşımda ayın ve gecenin tanrıçası Hecate'nin olduğunu anlamam uzun sürmedi...

Rule Over - T.M.RWhere stories live. Discover now