•13• işkencenin tanrısı

521 59 32
                                    

Hızlı adımlarla koridorda yürüyordum bir yandan da bana toplantı hakkında bilgi veren adını sürekli unuttuğum ama sanırım Gabriel olan, orta yaşta ki adamı dinlemeye çalışıyordum.
Topuklu ayakkabılarımın çıkarttığı ses koridorda yankılanırken saçlarım savruluyordu ve kesinlikle çok hoşuma gidiyordu.
"Birazdan meclis üyeleri toplanır kraliçem, emriniz nedir?"

"Tek bir eksik bilgi dahi istemiyorum, eksik bilgi getiren olursa kendini ölü sayısın."

"Emredersiniz, herkes toplanınca haberdar ederim sizi."
Cevap vermeden kendimi ateş terasına attım ve manzarayı hafif esen rüzgar eşliğinde izlemeye başladım.

Büyük savaştan, yeryüzünden olan büyük savaştan, sonra tam bir ay geçmişti ya da daha fazla bir sürede olabilir son zamanlarda pek günlerle ilglenmemiştim. Donmuş vaziyette olan peri halkımı kurtarmış, yeni bir düzen kurmuştum.

Yeni meclis, yeni ordu, yeni evler, yeni yerleşim yerleri...

Öteyandan Rowena Ravenclaw'ın periler için yaptığı lanet kırılmış, kapılar açılmıştı. Riddle perilerin bazılarına iyi iş olanakları sağlıyordu. Bende aynı şekilde buraya gelen büyücü ve cadılar için aynı imkanı sağlıyordum

Draco'nun ölümünden sonra diğer Malfoy'lar ile görüşmemiştim. Tom bir kaç kez Narcissa'nın beni sorduğunu söylesede görüşmek istememiştim.

Kimsenin hisleri zerre umrumda değildi, kimseyi kırmaktan çekinmiyordum. Bundan pişman da değildim hiç bir zamanda olmayacaktım.

Kendimce sorunlarım zaten varken yeryüzüne nerdeyse hiç inmiyordum. Haftada bir kez Riddle ile görüşüyordum.

Onunda bazı zamanlar buraya gelesi tutuyordu zaten.

Zeus ile bir soğuk savaş içindeydik. Yeryüzünün benim yanımda olması sinirlerini bozuyordu.
Artemis, Hera, Ares ve Hades beni destekleyeceklerini belirtmiş açıkça Zeus'a isyan etmişlerdi. Athena Hecate gibi bir kaç tanrı ise tarafsızlığını ilan etmişti. Beni destekleyenler açıkca kovulduğu için Olympiakos'ta ki sarayda değil benim sarayımda kalıyorlardı.

Üç büyük tanrıdan birinin yanımda olması çok iyiydi. Hades, Poseidon ve Zeus tarafından hep dışlanmıştı ve benim yanımda olması zaten beklenen bir haraketti.
Ares'e çok şaşırsamda savaş tanrısının yanımda olması büyük bir kozdu...

Benim diğer kozumsa On iki ana tanrıdan fazlası ile de ilgilenmemdi. Zeus tarafından dışlanmış ancak çok güçlü olan tanrılarlada... Toplantıya bir kaç tanesini davet etmiştim gelirlerse açıkça onlarda Zeus'un değil benim tarafımı tercih etmiş olacaklardı.

Güçlenmem Zeus'u çok fazla kızdırıyordu. Sözde cehennemden olan saldırıları bahane edip ülkenin en ücra köşlerine yıldırım saldırıları yapıp büyük sayılabilecek bölgeleri yerle bir ediyordu.

Cehennemden kaçanlar sık sık ülkeye saldırdığı ve onun yaptığını kanıtlamam imkansız olduğu için aramızdaki gerilim büyüyordu.

Ülkenin diğer sorunuysa element ruhlarıydı, toprak ve su bana itaat Etsede hava ve ateş inatla anlaşmayı ve uzlaşmayı red ediyordu.
Eninde sonun bana itaat edeceklerdi bunu onlarda biliyordu çünkü İtaat etmemeleri bir şey değiştirmiyordu. Ben istediğim an onların gücünü kullanabilirdim ve hiç kimse buna engel olamazdı.

"Efendim, herkes toplantı odasında sizi bekliyor. Efendi Riddle'da toplantı salonunda size eşlik edeceğini söyledi."
Bu beklenmedikti işte.

Zaten üç gün önce bir toplantı yapmıştık acil bir durum olmalıydı.

Tepki vermeden toplantının yapılacağı salona ilerlemeye başladım. İçeriye girdiğimde yüz elli kişilik masanın nerdeyse tamamının dolduğunu gördüm. Zaferle dudağımın kenarı kıvrılsada yüz ifademi düzelttim ve masaya göz attım. Hades Artemis Hera ve Ares dışında masa da bulunan diğer tanrıları görünce memnuniyetle yerime ilerledim.

Rule Over - T.M.RWhere stories live. Discover now