-14.BÖLÜM-

2.1K 137 12
                                    

Yazan:SeKaiLover

Baekhyun'un gülümseyen ifadesinden Sehun ölümüne korkmuştu. Böyle bir tepkiyi asla beklememişti. Ona yaklaşan bedene durup baktı öylece. Zaten Jongin'in herkesin içinde yaptığı sersemletici öpücük ve Baekhyun'un tepkisi sayesinde olduğu yerde taşlaşmış hissediyordu.

Baekhyun iyice yaklaşarak elini onun omzuna koydu. "Senin adına sevindim Sehun. Gerçekten sevebileceğin birini bulman güzel." 

Kısa olana açıklama yapmak istese de aslında buna gerek olmadığını farketti.

"Hyung." binlerce anlam barındıran bir kelimeyi söyledi sadece. Adeta özür diliyor ve aynı zamanda teşekkür ediyordu. Hayır, şuan ağlayacak gibi hissetselerde bunu yapmamalılardı. Sadece daha fazla gülmeye devam ettiler, gözleri dolu doluyken. Çünkü aralarında gerçekten var olmayan bir şeyi devam ettirmek ikisi içinde fazlasıyla zor olmuştu. Belki sadece ihtiyaçtandı, yada alışkanlık...

"Sehun, oturup konuşalım biraz." kafasıyla onayladı onu ve kafeteryaya yöneldiler.

"Hyung, seni kaybetmemek için hiçbir zaman ayrılmayı göze alamamıştım. Ama ilk defa birinden hoşlandım beni terkettiğin için memnunum ve sen biliyorum ki bunu anlayacaksın."

"Biliyorum Sehun, son zamanlarda garip davranışlarını onunla aranda olanlara yoruyordum zaten. Onun sana nasıl baktığını gördüm. Gerçekten sahiplenir gibi ve benim hiçbir zaman bakamadığım şekilde. Arkadaşın olarak yanında kalmaya devam edeceğim sen istediğin sürece."

Sehun gerçekten çok ama çok mutlu hissediyordu. Her şey istediği gibi mi olacaktı yani? Olabilir miydi? Baekhyun'un ellerini tutarak konuştu. "Her zaman yanımda ol hyung. Umarım sende gerçekten sevebileceğin birini bulursun."

Baekhyun o sırada aklına Chanyeol'ün geldiğini farketti. Belkide çoktan bulmuştu? 

Açıkçası bu elele geçen birkaç saniye birilerinin hiç hoşuna gitmiyordu! Jongin, Sehun'la yaşadıklarından sonra neden böyle aldatılmış gibi hissediyordu? Onu 'eski' sevgilisinin yanında görmek sinir bozucuydu. Ama karışamazdı değilmi? Sehun ona kimsin sen diye hesap sorabilirdi. En azından o böyle düşünüyordu.

Elinde sıktığı, karton kahve bardağından taşan sıcak kahveyi bile farketmiyordu. O sırada güzeller güzeli biri yanına yaklaşıp onu sakinleştirmeseydi. "S-senin ne işin v-var burada." 

Jongin mutluluk ve heyecanla kekeledi. Tanrım onu deli gibi özlemişti. Sandalyesinden yüksek ses çıkaracak şekilde kalktı ve onu kucağına alarak etrafında dönmeye başladı. "Seni çok özledim! Çok fazla! Çok! Ne zaman geldin? Direk yanıma mı uğradın yoksa?Huh?" 

Jongin küçük bir çocuk gibi soru sorarken, büyük gülümsemesi ile ona baktı Jieun. Yanaklarını özlemle öptü esmerin. "E-maillerinden bıktım ve bir daha gönderme diye döndüm! Ve evet ilk sana uğradım küçük yaramaz."

Jongin zaferle gülümsedi. "Döneceğini bilsem önceden daha fazla mail atardım!" Jongin ona yine kocaman bir sarılma verirken bu durumdan da hoşlanmayan birisi vardı.

Sehun gayet yakın olan ikiliye üzgünce bakıyordu. Hayır kızacak değildi. Ama kalbi parçalanacak gibi hissediyordu. Çapkın Jongin'e kendini kaptır diyen kalbiydi, şimdi cezasını çekmesine izin vermeliydi. Ona kızmaya ne hakkı vardı ki zaten? Seks yaptığı için mi, hah! Kendi bile buna gülerdi.

Sehun durmuş onları seyrederken, Jongin genci farketti. Minik bir kedi yavrusu gibi titreyen alt dudağını da tabiki. 

Jongin, Baekhyun ve Sehun'u elele görünce ne hissettiğini hatırladı. Çok kızgındı. Ve Sehun ona böyle üzgünce bakarken ne hissettiğini gayet iyi kavrayabiliyordu. Az önce olanları gördüğü için büyük ihtimal suratına böyle üzgün bir ifade yerleşmişti.

|SUDDENLY|✓Where stories live. Discover now