50.Bölüm - Şirket Ziyareti

13.7K 1K 93
                                    


Hamileliğimin sekizinci ayına girdiğimiz zamanlar hayatımda ilk defa sıkılıyordum. Sürekli evde home office çalıştığım için evde olmak benim hayat rutinimdi. Fakat artık piyano taburesinde dik oturmak sırtımı aşırı ağrıtırken çocukları yormamak adına gün içinde üç saatten fazla piyona başına oturmuyordum. 

Diğer enstrümanlar ile alaka sürem ise en fazla bir saat olduğundan aşırı sıkılıyordum. Ne zamandır toplum içinde müzik yapmamanın da verdiği bir gevşeklik vardı üzerimde. Sakin hayatımdan memnun olsam da evde bu aralar sıkılıyordum. 

Aklıma gelen şeyle giyinme odasına girip üzerimi değiştirdim. Bu aralar sürekli rahat giyinmeyi ön plana alıyordum. Gitmeyi düşündüğüm yere uygun olması açısından saten eteğimin üzerine ceket almıştım. 

Saçlarım ve makyajımdan sonra kapıya çıktığımda beni özellikle hamileliğimde tek başına evden çıkarken pek görmeyen Rauf ve Faruk hemen yanıma gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarım ve makyajımdan sonra kapıya çıktığımda beni özellikle hamileliğimde tek başına evden çıkarken pek görmeyen Rauf ve Faruk hemen yanıma gelmişti. "Efendim bir yere mi gidiyorsunuz?" Kafamı sallarken, "siz ve ben üçlü bir takımız değil mi Rauf?" İkisi de tek kaşını şakınca kaldırsa da sessizce kafalarını sallamışlardı. 

"Şimdi biriniz Akif'i arıyor ve kocamın yanına şirkete gidiyoruz. Sürpriz olsun hep çağırıyordu bir gidemedim." Rauf telefonla konuşurken kendi arabama ilerlemeye başlamıştım. Hemen önüne geçen Faruk, "şey efendim?" Gözümden gözlüğümü çıkarırken, "Evet Faruk?" dedim. 

Mahcupça saçlarını kaşırken, "siz hamile olduğunuz için aracı biz kullansak?" Arabaya bir bakıp omuz silkip genellikle onların kullandığı büyük araca ilerledim. Faruk rahat bir nefes verip ardımdan geldi. 

Yola çıktığımızda Rauf, "efendim Cihangir Bey İngiltere'den gelen proje ekibiyle toplantıdalarmış." Tamam anlamında kafamı sallayıp telefonuma gömüldüm. 

Ateş kendine yeni bir kız arkadaşı yapmıştı ve bir aydır mutluluktan havada yürüyordu. Aslında görüştüğü kişi senelerdir tanıdığımız Aybars'ın kız kardeşi Aybike'ydi. Zaten ilgisini Ahu ile biz biliyorduk ama salak Ateş Ezo Ezo diye dört döndüğünden kızcağız sessiz kalmıştı hep sonra da Almanya'ya üniversiteye gitmişti. İkilinin Almanya konseri için iki gün yanlarında eşlik ederken konuşmuşlar ve Ateş uzaktan da olsa iletişimlerine devam etmek istemişti. Sonuç olarak ne kadar hoşlanıyorum dese de bir aydır aşık gibi dolanıyordu. Şimdi de gruba bir hafta sonra olan İstanbul konserlerine Aybike'nin geleceğini yazmıştı. Bu duruma sevinirken aklıma hala konserlerinde iki parçaya eşlik etme fikrim vardı.

Binaya geldiğimizde Akif kapı girişinde karşılamıştı. Güvenlik ve resepsiyon görevlileri hemen saygıyla başını eğmişlerdi. Asonsöre ilerlerken Akif'e hal hatır soruyordum. Etrafta dolaşan insanlar bakarken umursamadan açılan asansöre bindim. 

Ellinci kata gelen asansörün kapısı açıldığında daha önce düğünde gördüğüm Cihangir'in asistanlarından Sude gülümseyerek karşılamıştı. "Efendim hoş geldiniz, toplantı bitmek üzere size Cihangir Bey'in odasına kadar eşlik edeyim." Gülümseyerek kafamı sallamıştım. Akif ve Sude ile ilerlerken karşılıklı iki büyük kapıdan biri açıldı. 

Güzel DehaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin