16.Bölüm - Kıskanç Deha

23.2K 1.1K 25
                                    


Merhabalar,  normalde her gün bir bölüm paylaşıyorum. Bu aralar hem iş hayatım hem de akademik hayatım biraz fazla hareketli olduğundan dün paylaşım yapamadım. 25.Bölüme kadar hikaye yazılmış durumda zaten. İçiniz rahat rahat okuyabilirsiniz. 


İki esmer, bir kızıl, birde çakma olduğu belli olan sarışın locaya davetsiz girdiler. Esmerlerden biri Alparslan abime hitaben "Bursa'ya kadar gelip bize haber vermemek mi? Aşk olsun." Cümlesini bitirmeden abimin yanına kurulan kadın bana kim olduğumu çıkarmak için bakarken, çakma sarı Cihangir'in yanına oturmuştu bile. 

Diğer esmer ve kızılda kendilerine yer bulurken, beni sorma cesaretini gösteren çakma sarı, "Bu ufak kızda kim?" Pardon ama ne diye tanımadan dişlerini çıkarıyorsun. Yanımda oturan Celasun abim "Kardeşimiz Umay." 

Şaşkınca bakan kadınlara ukala bir tebessüm ederken elimdeki içkinin sonunu içtim. Kadınların kıyafetlerinin yanında benim kıyafetim Meryem Ana kıyafetiydi ve bu kazmalar onlardan hiç rahatsız olmuyorlardı. Bacımıza yasak ama başkaları giyebilir öyle mi? Gözlerim istemsizce çakma sarışın ve Cihangir'e kayarken üçüncü içkimi çoktan söylemiştim. 

Celasun ve Çağanalp abim ile saçma bir içki muhabbeti konuşurken locaya giren erkeğe gözüm takıldı. "Güzel deha?" Lakamı duyan herkes içeri giren adama dönerken, ismini net hatırlamadığım çocuk Ahu'nun saçma oyunculuk kulüplerinden birinden arkadaşıydı galiba. 

Ayıp olmasın diye kafamı sallayıp "Nasılsın?" diye sordum. "Süperim İstanbul'da bir karşılaşamadık, Ahu'yla İngiltere'desin diye düşünmüştüm." Biz beni düşünecek kadar samimiyiz demem gerekirdi ama bu kadar göz üzerimdeyken ukala davranamazdım. "Yok buralardayım." 

Kafasını anlamış gibi sallarken çaprazdaki Locayı gösterip "Ekimlerle birlikteyiz. Sende gelsene." Locaya doğru bakınca çocuğu nerede tanıdığımı hatırladım. Ekim Ahunun kuzeniydi ve bunlar da onun arkadaşlarıydı. Ekim'inde olduğunu düşününce "Birazdan gelirim." Olumlu anlamda kafasını sallayıp uzaklaşan çocuğun ardından yerime oturdum. 

Soran gözlere hitaben "arkadaşlarım buradaymış. Bir uğrarım dedim." Alparslan abim "Sen Tepelilerin oğlunu nereden tanıyorsun?" Ne tepelisi diye düşünürken, çakma sarışın bana doğru, "Güzel deha mı?" diye küçümseyerek kıkırdadı. 

Ben çocukla muhabbet ederken Cihangir'e daha çok yaklaşan çakma sarıya hitaben "insanlar lakaplarını seçemiyor maalesef. Güzel ve dahi olmak kaderim galiba." Dedim. Sinsi bir gülüş ile karşılık veren çakma sarı elini Cihangir'in koluna attı. Cihangir anında kolunu çekse de ben o  sinirle Alparslan abime döndüm. Sessizce beni izleyen abime "bir selam verip geleyim. İstanbul'da uğraşmak istemem." Onayını almadan yerimden kalkıp saçlarımı savurarak locadan çıktım. O Cihangir görecekti ama şimdi değil. 

İsmini hala hatırlamadığım çocuğun işaret ettiği locaya gidince gerçekten de çoğunu yüz simasından tanıdığım ekip ile karşılaştım. Ekim'e sarılırken diğerlerine baş selamı verdim." Beni çağıran çocuk garsonu çağırıp ne içmek istediğimi sorunca Tekila shot atan ekibe uymak adına aynısından dedim. 

Ekim ile bir süre sohbet ettikten sonra birlikte lavabolara doğru gittik. Ekim Ahu 2 olduğu için yaptığı yaz planlarını durmadan anlatıyordu. İçeride bir iki insan vardı, Ekim makyajını kontrole geçerken bende lavaboya girip işimi hallettim. 

Tam kapıyı açarken makyaj tazeleme bölümünden "Güzel Deha'mış! İnternetten baktım daha 17 yaşında çocuk be. Saçları da kesin çakma." Başka birinden "Büyük gösteriyor ama kızım. Vücudunu gördün mü, her yeri kesinlikle orijinal." 

Güzel DehaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin