Dünya Dışından

Arwen

Efe'yi yitik gösteren hali ortadan kalkmıştı fakat bilinci halen daha kapalıydı.

Bu endişelenmeme sebep olurken ilerleyen saate baktım.

Neredeyse öğlen dört olmuştu. Ne kadar da bilinci kapalı kalmıştı?

Aslına bakarsan ben de yara aldığımda uzun bir süre baygın yatmıştım. Hatta iki kez.

Bu bizim türümüzün bir özelliği idi belki de.

Efe'nin saçlarını hafifçe okşadım ve "Bana yalan söylediğini biliyorum ve uyandığında seni çok pişman edeceğim," dedim.

Gemideyken bana aşık olduğunu söylemişti. Ne aptalım!

Vampirler hakkında sorular sorduğum gece aşık olamayacaklarını, sadece tutku ve bağlılık hissedebildiklerini söylemişti.

İtirafının oluşturduğu heyecan ve içinde bulunduğumuz ortamdan dolayı ona kanmıştım.

Şimdi sükunet* içerisinde oturunca kafam yerine gelmişti.

Kapı tıktıklanınca "Gel." diye bağırdım.

İçeri elflerden biri girdi ve "Rahatsız etmiyorum, değil mi?" diye sordu.

"Tabii ki hayır." diyerek tebessüm ettim.

"Efe'yi kontrole ve onu iyi etmesi için kan torbasını ona bağlamaya geldim," dedi.

"Engel olacaksam gidebilirim," dedim.

Efe'den uzaklaşmak istemiyordum fakat elfin işine engel olmak istemiyordum.

"Kalman sorun oluşturmaz. Sadece ufak bir gözlem yaptıktan sonra kan torbasını bağlayıp gideceğim," dedi.

"Peki o zaman." diye mırıldandım ve onu seyretmeye başladım.

"Tanışamadık lakin ben Arwen." deyince hayranlıkla ona baktım. Bu ismi biliyordum.

Bu isim "asil bakire" ve "çok kutsanmış" kelimelerine eşdeğer olmasının yanı sıra "güzel gün batımı" ve "yıldız" diye anlamları da vardır.

Arwen Evenstar olarak da anılan bu elf Elrond ve Celebrían'ın kızıydı.

Babası gibi yarı elf olmasına rağmen elflerin en güzeli olarak kabul edildi.

"Güzelliğinizden Arwen olduğunuzu tahmin etmeliyim," dedim.

Arwen kan torbasını Efe'ye bağlarken tebessüm etti ve "İltifatın için teşekkür ederim," dedi.

"Rica ederim," dedim gülümseyerek.

"Benim buradaki işim bitti. Bir sorun olursa beni çağırabilirsin." diyerek giden Arwen'in ardından Efe'ye baktım.

Onda bir sorun vardı. Aynı şey gibi duruyordu...

*Dinginlik, durgunluk, hareketsizlik, sakinlik. Erinç, huzur, rahat.