Dünya Dışından

Dene

Efe'den ayrıldıktan sonra derin bir nefes verdim.

"Hızlı olmadı mı?" diye soran Efe'ye "Sarhoş olup azdım diyen sendin," dedim.

Efe bu dediğime gülerken Korkut "Ama nasıl?" diye sordu.

"Korkut, kapa çeneni. Hani romantik anın içine etme," dedi.

"Az önce öpüştüğün adam eşcinsel." diyen Korkut'a "Oradan bakınca erkeğe mi benziyorum?" diye sordum.

Korkut sinirle giderken Altuğ'a baktım.

"Üzgünüm ama ben çoktan seçimimi yaptım," dedim.

"Atalarına çok benziyorsun." diyen Altuğ'a "Nasıl?" diye sordum.

"Ataların da ezik türler ile çiftleşip asil türlerimizi kirlettiler. Zaten savaş da böyle çıktı." deyince "Ağzını topla," dedim.

"Hadi ya." diyerek gülen Altuğ ile Efe tam araya girecekti ki durmasını işaret etti.

Altuğ'a doğru bir adım attım ve "Keşke kuduzluğuna bir çözüm olsaydı. Sen de atalarına çok benziyorsun. Hepiniz aptalın tekisiniz," dedim.

Altuğ bu dediğime sinirlenirken "Atalarım bari asil kanımızdaki zekayı kullanmış. Sizinkiler... Geri zekalı ölmeleri çok üzücü," dedim.

Altuğ yumruklarını sıkarken ellerinden kırmızı ışıklar yayılıyordu.

Gözleri kırmızı renge dönerken saçlarının bazı tutamları kırmızı renge dönmüştü.

Çevresindeki bitkiler solarken yumruğumu sıktı. Kendi sinirinden çevreye zarar veriyordu.

Elimden çıkan mavi ışıklar ile bitkileri geri canlanırken Altuğ üzerime yürümeye başladı.

Eğer bana saldırırsa güçlüydü. Canımı alabilirdi.

Benim yapmam gereken canımı korumaktı.

"Beni öldürecek misin?" diye sordum.

"Evet. Canını alınca canınla birlikte gücün de bana geçer." demesi üzerine derin bir nefes verdim.

"Hadi canımı almayı dene fakat seni alt edersem gücünü alırım," dedim.

"Sen zontanòssun. Alamazsın. Anca verirsin." deyince alayla güldüm.

Daha önce Korkut'un benim gücümü kullanarak iyileştiği yaralarındaki gücümü geri alabilmiştim.

Bence Altuğ üzerinde bunu daha da ileri götürebilirdim.

Bence canını alabilecek kadar ileri gidebilirdim.

Bana savaş başlatan oydu. Hesabını verecekti.