2. BÖLÜM

143 88 2
                                    

Basit iyidir. Beklenti düşüktür. Anlaması, kullanması ve ifade etmesi kolaydır...

Her uyanışım ayrı bir sancılı oluyordu. Baş ağrısı, delicesine bir açlık, vücut direnç düşüklüğü ve şimdi de yoğun miktarda mide bulantısı.

Uyandığım anda hızla toparlanarak dışarıya çıktım. Gün ışığı yeniden her yeri aydınlatmıştı. Bu defa hastanenin içinde yüksek sesle sadece bir kez bağırdım.

kimse yok mu?

Sesim öylesine yankı yapmıştı ki hastanenin en ücra köşelerine kadar ulaşmıştı. Daha önceki denemelerim gibi bu defa da bir yanıt bulamamıştım. Burada daha fazla vakit kaybetmeye hiç niyetim yoktu. Dışarıya çıkmam gerekiyordu ama önce yapmam gereken bir şey olduğunu hatırladım. Öncelikle kim olduğumu öğrenmem gerekiyordu.

İlk uyandığım odaya geri dönerek etrafı yeniden gözden geçirdim. Herhangi bir belge bir kimlik ne bulursam işime yarayabilirdi. Çekmeceleri iyice kontrol ettim ama hiçbir şey yoktu. Tam umudumu yitirmek üzereydim ki kapı girişindeki dolabı fark ettim. İçine hiç bakmamıştım.

Dolabın kapağını açtığımda tozlanmış ve yıpranmış kıyafetler ve birde çanta buldum. Bana ait olma ihtimali çok yüksekti. Siyah bir pantolon bej renk bir t-shırt, yine siyah kapüşonlu bir sweat ve daha kutusu bile açılmamış botlar. Hemen kıyafetleri iyice temizleyip üzerimi değiştirdim.

Sonraki işim çantayı kurcalamak olacaktı. Yatağın üzerini düzelterek çantanın içini tamamen boşalttım. Birkaç eskimiş ve kokuşmuş makyaj malzemesi tamamen içi geçmiş abur cuburlar ve birde cüzdan, evet bunlar benim eşyalarım olmalıydı. Sonuçta odada benden başka birine ait bir iz yoktu.

Deriden yapılma cüzdanı bin bir özenle yavaşça açmaya başladım. O kadar yıpranmıştı ki deri kap katı kesilmişti. Zarar vermeden açmak biraz zamanımı almıştı. Birkaç kredi kartı ve buruşmuş kağıt parçaları bulmuştum. Kartların üzerinde şöyle yazıyordu Cansun AR, sonunda adımı öğrenebilmiştim. Cüzdanın iç gözünde bir de kimlik bulmuştum ve kimliğin üzerindeki fotoğraf o kişinin ben olduğumu kanıtlıyordu.

Sonunda bir yerden başlayabilmiştim. Adım benim kimliğim ve artık kimliğimi bildiğime göre evime dönebilecektim.

- çok beklersin

Zihnim bana oyun mu oynuyordu bilmiyorum ama kafamın içinde hiç durmadan usanmadan konuşan biri olduğuna yemin edebilirdim. Belki de deliydim ve o yüzden beni buraya tıkmışlardı. Ailemi bulduğumda neler olduğunu daha ayrıntılı öğrenebilecektim. Kafamın içinde konuşmaya devam eden sesi susturamıyordum ama duymazdan gelmek benim elimdeydi ve bende öyle yaptım.

Odanın banyosuna gittim. Sular akmıyor ve leş gibi kokuyordu ama birkaç saniye dayanabilirdim. Duvarda asılı duran ve bir zamanlar ayna diye tabir ettiğimiz cam parçasına baktım.

Yüzümü iyice temizleyip yarım yamalak kendimi görmeye çalıştım aynada, öylesine pürüzsüz görünüyordu ki şaşırmamak elde değildi.

Dikkatimi tamamen verip yüzümü daha detaylı incelemeye başladım belki birşeyler hatırlarım diye ama ufacık bir kırıntı bile yoktu hayatima dair..

Belki lazım olur düşüncesi ile çantamı da yanıma alarak hastaneden dışarıya çıktım. Etrafta hiçbir insanın olmayışı biraz garipti ama çok erken bir saat olabilir diye düşünüp saçma fikirleri bir kenara bıraktım.

- beni dinlemen gerek

- kes sesini!!!

Güpegündüz yol ortasında kendi kendime konuşmam hiç normal bir şey değildi elbette ama şükürler olsun ki beni gören kimse yoktu. Geriye dönüp arkamda bıraktığım hastaneye şöyle bir baktığımda bir kez daha burada ne işim olabilir ki düşünmeden edemedim.

KIYAMET UYKUSUWhere stories live. Discover now