8.Bölüm 'Korkmadık, Savaştık'

Comincia dall'inizio
                                    

"Şimdi!"

Poyraz bana güvenmeyip dirseğiyle beni itmişti. Sırtımdaki çantanın yüksekliğinden başım yere değmemişti. Ellerimle gözlerimi kapatmıştım.

"Sen şimdi gözlerini kapattın diye bomba patlamıyacak mı?" dedi Poyraz alayla karışık bir şekilde. Parmak aralarımı açıp bizimkilere baktım. Hepsi gülümsüyordu. "İyisiniz değil mi?" dedim. Poyraz'ın uzattığı eli tutup kalktım. "Az önce mayının üzerinde olan sizdiniz? Asıl siz iyi misiniz?" dedi Mert. Üzerimi silkeledim. "İyiyim ben." dedim. Kahkaha attılar. "Gerçekten ruh hastasısın." dedi Poyraz. Omuz silktim.

En başta Mert dedöktörle birlikte ilerliyordu. Bizde arkasından ilerliyorduk. "İnsanın Usta Bombacısı olunca kurtuluyor işte." dedim. "Biz ona Tahrip uzmanı diyoruz." dedi Poyraz. "Aynı şey." dedim. Güldüler.

Köyün girişine gelmiştik. "Bir şey söyliyeceğim." dedim. "Komutanım yine mi mayına bastınız?" dedi Batu. "Yok o değil. Sizce fazla sessiz değil mi?" dedim. "Gecenin 4'ü herkes uyuyor. Normal değil mi?" dedi Poyraz. "Koruyucular nerede o zaman? Bizim geleceğimizi biliyorlardı." dedim. Hepsi bana hak vermiş olacak ki yerlerinde durmuşlardı. "Felâket tellalı gibisin Anka. Siper alın!" dedi Poyraz. Cümlesini bitirdiği gibi tabiri caizse üzerimize kurşun yağmaya başladı.

Olduğum yerde çöküp sıkmaya başladım. "Allahım ne günah işledikte bize bunu gönderdin." dedi Poyraz. Çelik yeleğimin arkasından tutup beni sürükledi. Başımı geriye atıp Poyraza baktım. "Bu dediğin şey ben mi oluyorum?" dedim. "Tam olarak sen oluyorsun. Mal gibi niye ortada duruyorsun? Anlamadım ki." dedi. Göz devirdim.

Siper aldık. Sayıları fazlaydı. "İkiye ayrılıyoruz. Usta ve Casper siz arkadan dolanın. Fırtına ve-"

"Ben karşıdaki direğe çıkabilirim. Buradan görüş alanım kapalı." dedim Poyrazın sözünü kesip.

"Sayıları çok fazla. Direkle aramızda neredeyse 200 metre var." dedi Poyraz. "Yapabilirim. Sadece 45 saniyeliğine onları oyalayın." dedim. "Size güveniyoruz." dedi Batu. Doğruldum. "Dikkat edin. Sakın öleyim demeyin, bozuşuruz."

Sniper'ı omuzuma atıp beylik silahımı elime aldım. "Çıkıyorum." dedim ve koşmaya başladım. Ayaklarımın dibine kurşunlar yağıyordu. Tahmin ettiğimden daha kısa sürede direğe ulaşmıştım. Hızlı adımlarla merdivenlerden yukarı çıktım. Sniper'ın gece görüşünü açıp etrafı kontrol ettim. "Anka sayı verebilir misin?" dedi Poyraz. "Kişi başı 10'dan fazla kelle düşüyor. Sayıları fazla." dedim.

Yeleğimden telsizi çıkardım. Frekansları dolaştım ve sonunda istediğime ulaşmıştım. "Kimse sağ kalamyacak!" diyordu şerefsiz. "İt." dedim. "Sen de kimsin?" dedi telaşla. "Sen de senin gibi olan itlerinde... Hepiniz iyi dinlesin. Bu ismi aklınıza iyi kazıyın. Ben Teğmen Anka. Eceliniz olmaya geliyorum." dedim. Sesler kesilmişti. Telsizi bırakıp Sniper'ı demirlere yasladım.

M; "Gökte Kartal"

O; "Yerde Aslan."

B; "Dağda Bozkurt."

"Korkmadık," dedi Poyraz sert sesiyle. "Savaştık." dedim ve sıktım.

Şerefsizlere göz açtırmıyordum. "Komutanım hani kelle başı 10 kişiydi. Hepsini siz vurdunuz. Ben oynamıyorum ya." dedi Batu. Güldüm. "Lan burada bari ciddi olun." dedi Poyraz. "Ciddi olmak mı? O da ne? Yiyiliyor mu?" dedim. Güldüler. Hatta Batu on dakika boyunca gülmeye devam etti.

"Geri çekiliyoruz." dedi pislik. "Hop nereye koçum? Daha karpuz kesecektik." dedim. Batu kahkaha attı. "Kelleni ellerim arasına alınca nasıl konuşacaksın göreceğiz komutan." dedi. "Yaklaşık iki adım arkandaki adama bak." dedim ve tam gösterdiğim teröristin alnından vurdum. "Şimdi hemen yanındakine bak." kaçmaya başladı ama onu da vurdum.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora