22. BÖLÜM "EVLİLİK"

250 144 270
                                    

Sessizlik, müzik gibidir. Çok şey anlatır aslında ama biz sadece içimizde geçen kısımları anlarız.

-----------------------------

Hayat, bize hiç beklemediğimiz anlarda bir çok şey gösterir.

Birini tanımak, biriyle konuşmak, biriyle temas etmek, birinin kokusunu solumak.. ileride bize hiç beklemediğimiz bir kapı haline gelebilirdi.

Bana da kapı haline gelmişti işte.

Demir ile ilk tanışmam sadece bir dersti, ödevdi, yardımdı.

Ne arkadaş olacağımızı, ne de ardından onunla beraber buralara dek geleceğimi biliyordum o an. Ama hayat yapacağını yapmış, bizi bugünlere sürüklemişti kapı kapı.

Şimdi ise buradaydık.

Ders ile ilgili bir soru, çözüm, teşekkür, "Arkadaş olalım mı?" sorusu, birbirimizi tanımak, arkadaş olmak, birlikte liseyi bitirmek, yıllar süren sevgililik, ailemizi kaybetmek, ayrılık, nefret, özlem, yeniden bir araya gelmek, ilişkiye devam etmek, kavga etmek, yeniden barışmak ve en sonunda ise şu an.

Demir bana bu sefer gerçekten evlenme teklifi etmişti. Ciddi bir teklifti, gerçek bir andı.

Ben de kabul edip ona sıkı sıkı sarılmıştım.

Onu çok seviyordum, o kadar çok şey yaşamıştık ki artık bunu değiştirecek bir şey kalmamıştı. Onunla evlenmek, ilişkimizi ilerletmek istemiştim. Birbirimize olan sevgimizi büyütmek istemiştik. Doğru kararı seçmiştik. Yani, en azından evlenmemizin doğru olduğunu düşünüyorduk.

Sarılmayı bıraktığımızda ona iyice sokulup, yan dönüp sırtımı bir ayağı yere basılı olduğu için doksan derecelik açıda duran bacağına yaslayıp kafamı kalbinin üzerine koydum. 

Benimki gibi hızlı hızlı atıyordu.

Benim için böyle atıyordu..

Bu halime gülüp yaslandığım bacağını bozmadan diğer bacağının üzerine oturup kollarını bedenime sardı. Öylece, deli gibi yerde insanlardan uzakta oturuyorduk. Fakat kimse bizim şu anki akli dengemizi ve mutluluğumuzu sorgulayamazdı.

"Boyunun uzun olmasına rağmen kucağıma nasıl sığdın anlamıyorum. Ama olsun, böyle de bebek gibisin."

"Alt tarafı 1.70 falanım.."

"Topuklu giyip parmak ucuna kalksan benim boyumdasın."

"Abart daha! sen 1.83 ya da 1.85'sin maşallah bu arada ama o dediğini yapsam gene yetişemem sana. Neyse ya konu boyumuz mu cidden? evlendik biz!"

"Daha değil. Sadece yüzüğü taktım."

"Olsun. Bu arada seninki nerede?"

"Eve gidince takarım yanıma almadım."

"Tamam." Gülümseyip kafamı kaldırarak hafifçe boynundan öptüm. Çenesi kasıldığında pis pis sırıttım. Huylanmıştı demek.

"Huylandın mı sen?"

"Hayır."

"İnandım şu an."

"Huylanmak değil ama.."

"Ee?"

"Söylememem daha iyi."

Tövbe tövbe.

İç Ses!

Demir'e çarpmamaya dikkat ederek kalktım.

Çarpsan kalpten gider adam, nerenle çarpacağın belli olmaz.

Kolyedeki Kalp | TamamlandıWhere stories live. Discover now