Tekin karnına ve kasıklarına kadar düğmelerinin iliklerini bozarken üzerindeki dar pantolona bakıp sırıttı. Gömleği kıvırıp katlarken Alaz boğuk bir inilti sundu.

Siyah,göğsünü açıkta bırakan bir gömlek. Üstelik karnında kıvrılmış halde...Altında daracık ve tüm hatlarıyla kendine ait olan alanı belli eden bir kot..

Alaca dudaklarını dişlerken şimdiden kontrolünden çıkmış olan erkekliğini avuçlayıp seyre daldı Esmeralda'nın dansını.

Müziğe gerek yoktu.

Bu yalnızca onların duyduğu kalp ritimleriyle ateşlenen ve başka enstrümana da ihtiyaç duyulmayan bir danstı ; tamamen Alaca ve Tekinsiz'in bütünlüğünü gösteren bir dans.

Ve kasıklarında başlayan ateşin kalpten de öteye yayıldığı.

Tekin belini ve gerdanını yavaşça kırarken onun ince esmer belinin yılan gibi kıvrılışına iç geçirdi Alaz.

Simsiyah saçları vardı ve misket limonu yeşilleri arzuyla çakmak çakmak yanarken nefesini tutmasına neden olacak kadar zarif bilek hareketleri vardı. Karnını yavaşça kendi içine çekip ince beli gibi kıvrılırken topuğu üzerinde tam bir tur dönüp yeniden gülümsedi Tekin.

Bu bir işkenceydi.

Şayet dokunmanın yasak olduğu ve Alaz'ın dış kapının dış kapısı olacağı bir dünyada bu dünyanın en etkili işkence yöntemiydi.

Böyle narin ve kırılgan bir güzelliğin aynı zamanda sert ve otoriter bakışlarla "davet" bakışları..

Olsa olsa dokunamayacak biri için işkencenin sözlük anlamı olurdu.

Narin beline tezat olan misket limonu yeşillerin her daim bela saçan ifadesine vurulmuş olabilirdi Alaz ve bunu inkar edemezdi. Onun aynı zamanda kırılgan bir gül dalı gibi oluşunu çok seviyordu. Aynı zamanda sert ve belalı biri olmasına rağmen...

Sadece kendisi için narin kalan hallerini ve isyankar bakışlarının yumuşak bir tat bırakışını seviyordu yalnızca kendine...

Tekin esmer teniyle yeniden gerdanını kırarken dışarıdan gelen müzik sesiyle birlikte kalabalığın naraları bile umrunda değildi Alaz'ın.

Dünya mı yanıyordu?

Umrunda değildi,ateşi bol olsundu.

Tıpkı şuan Alaz'ın isminin hakkını verircesine yana yana kül olması gibi!

Tekin narince belini kırıp topukları üzerinde tam tur dönerken göbeğinin içeri ve dışarı nefesiyle inip kalkışı,kasıklarına..Erkekliğine süzülen ince bir damla teri...

"Soyun."diye inledi Alaz erkekliğini avuçlarken.

Tekin üzerindeki gömleği omuzlarına kadar indirirken misket yeşilleri bir an olsun çekmeden mavilerin alacalı gözlerine tutup tebessüm etti.

Tekin esmer teniyle yavaşça kucağa doğru adımlarken "Çıkarsana.."diye fısıldadı altındaki pantolon ve iç çamaşırını işaret edip..

"Miyavla.."diye buyurdu Alaz göz kırpıp.

Her alta geçtiğinde normalde panter olan bu adamın miyavlamasını duymak hoşuna gitmiyor değildi..

"Miyav."diye kıkırdadı Tekin arzuyla kucağa yerleşirken. 

Belini havalandırıp Alaz'ın altını soymasına yardım ederken elleri yavaşça onun pantolonunda gezindi.

Onun fermuarını sıyırıp iç çamaşırını çekerken kendisi için hazır hale gelmiş sertliğe biraz ıslaklık yaydı Tekin.

Alaca onun limon sabunu kokusuna doyarken boynunu öpüp narince sırtını okşadı.

Tekin çıplak kalçalarıyla onun kucağında inip kalkarken hafifçe sürtünüp gülümsedi. "İçime gelsene.."diye mırıldandı tırnaklarıyla beyaz tenin dün bırakılan ısırık izlerini okşayıp.

Alaz onun için kendini avuçlayıp girişine yerleşmek üzere yavaşça kendini bastırırken esmer belini hafifçe oynatıp kucakta kendini sürterek dans etmeyi sürdürdü gülümsemeyle.

"...Sadece bana dans et.."diye fısıldadı Alaz derin bir nefesle. "Sadece bana güzel ol...Böyle.."

"Sadece sana dans ederim.."diye fısıldadı Tekin dudaklarını birleştirirken.

İçine yerleşen sertlikle acıdan kasılsa da kalçalarını oynatmayı bırakmadan acının geçmesini bekledi.

Genelde üst ya da altın bir önemi yoktu. Birbirilerinin her anından ve pozisyonundan zevk almayı seviyorlardı ve bu bir ego mevzusu değildi çoğu zaman.

Zira ikisi de üstte harikalar yaratıyordu altta ise daha da güzelleşiyorlardı.

Lakin genelde Tekin üstü paylaştığı için daha dar kalmış ve hala tam anlamıyla alışmamıştı acıya.Zira Alaca'nın kalçalarını rahat bırakamıyordu...

Tekin boğuk bir iniltiyle kızıl saçlara avuçlarını dolarken Alaz sertçe içine yerleşip ittirdi kendini.

Tekin kucakta zıplarken saçlara asılıp kendi belini hafifçe oynatıp dolgunluklarını savurmayı sürdürdü. Ona sürtünen teni bile içindeki acıyı alıp bitirmeye yetiyordu. Zira Alaca o denli güzel bir tene sahipti ki ondan gelecek acı bile "zevkten" ibaretti.

"AH!"

Alaz'ın kucağında savrulurken çenesinin sıkıca kavranması ile nefes nefese sulu gözleriyle bakındı mavilere Tekin.

Çok fazla sevişiyorlardı ama onun kavga günlerinden beri bu denli agresif olduğunu hatırlamıyordu.

Ve itiraf etmek gerekirse agresifçe becerilmek daha da haz dolmasına neden oluyordu şimdi Tekin'in.

"Çok güzel.."diye fısıldadı Tekin buğulu bir nefesle onun dudaklarını dişlerken. "Sikiyorsun..."

"Çok güzel bir şeyi sikiyorum çünkü.."diye mırıldandı Alaz kapanan gözleriyle.

Tiz iniltilerle birbirilerini tenlerine çarpmaları dansın devamıydı ve soluksuz bir halde gelgitler devam ederken yakalanma hissinin paniğini bile özlemişlerdi...

Tekin gelmeye çok yakınken kendini kavrayıp mavilere baka baka çekti kendini.

"İçine mi ağzına mı?"diye fısıldadı Alaz.

"Miyav?"diye kıkırdadı hazla Tekin titrerken.

İçine istiyordu tabi ki...

O sıcaklığı seviyordu ve kasılıp gevşeyen organın tazyikli hissini...

Alaca ve onun erkekliğine ayrı bir zaafı vardı.

İçine dolan sıvıyla birlikte kendi avucuna akıtırken parmaklarında kalan sıvıyı yavaşça Alaz'ın dudaklarına yaydı ve kendi tadını ikisinin diliyle buluşturdu Tekin.

"Seni seviyorum.."diye fısıldadı baygın bir bakışla Alaca. 


Çalıntı(bxb)Where stories live. Discover now