Uzun İnce Bir Yol

4.6K 757 396
                                    


"Konuşuyoruz desem konuşmuyoruz da
Ayrı ayrı şeyler düşünüyoruz üstelik
Birbirimize bakarak
Ne seviyoruz ne de sevmiyoruz birbirimizi
Ne varız ne de yokuz gerçekte
İki lamba gibiyiz, iki ayrı yerinden
Aydınlatan odayı

Değilsek de yakın birbirimize
Uzak da sayılmayız büsbütün
Gökyüzünde iki uçurtma başıboş
Yan yanayızdır sadece."

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

"Bana bak Alaca'm." diye başladı Tekin cümlesine.
Dudaklarını sıkıca birbirine bastıran esmer ukala bir tavırla dudak büküp,yarım ağız sırıttı uyuyan Alaca'ya.

Hokka gibi burnu,pürüzsüz süt beyaz cildi ile huzurla uyuyordu. Kızıl tutamların her biri ateşle öpülmüş,günbatımı ile okşanmıştı sanki. Uyurken kendini kilitliyordu Alaca. Yumrukları sıkıca birbirine bastırılıyor hatta ve hatta kaşları çatılıyordu.

"Alaca." diye fısıldadı Tekin yastığa dağılan kızıl tutamlara ellerini uzatırken.

"Tekin..." diye mırıldandı Alaz uykusundan gözlerini zar zor aralarken. Tekin,bir çift maviliğin içinde damla kadar kalan kahve tonlu beneklere derince bakıp iç geçirdi.

"Alaca." dedi gülümseyerek.

"Tekin?"

Alaz ile burnu birbirine neredeyse değecek kadar yakınken kor alevlerde yürüyor gibi cayır cayır yanıyordu. Bu da yetmez gibi buz küplerle soğuktan eti ısırılana dek kesiliyordu sanki Tekin. Kahverengi kirpiklerinin ucu kendi kömür karası kirpiklerine çarpıp okşarken ,dudaklarının üzerinde ismini fısıldayan sıcak nefesin her çarpışı Tekin'in kalbini sıkıyordu.

"Ben... ben seni."diye yaklaştı Alaz yavaşça gözlerini yumarken.

"Ben de." diye mırıldandı Tekin ağırca.

"Kalksana lan Tekin,hey ! Alo."  Alaz esmerin vücudunu sertçe sarsarken uykusunda uçurumdan düşme hissi ile birlikte ayaklanan Tekin ,Alaz'ın yakalarından sertçe tutup silkeledi onu.

"Noluyo amına koyayım ,üçünü cihan harbi mi çıktı noluyo?" diye kükredi Tekin ,Alaca'ya sertçe bakışlar atarken.

Alaz ise homurdanıp göz devirdi.
"Ee bugün haftasonu ,iş yok diye uyandırmadım da hacı saat öğlen dört oldu artık. Açlıktan ölme diye kaldırmaya çalışıyorum."

"Sen uyuyordun." dedi Tekin salak salak etrafa bakınıp ayılmaya çalışırken.
"Ben seni kaldırmaya çalıştım. " dedi gördüğü rüyanın etkisinden çıkamıyordu bünyesi.

Alaca tembelce koltuğa kurulup rastgele bir şeyler izlemek üzere küçük tüplü televizyonda kanal gezdi.
"Arkadaşların gelip gidip duruyor."dedi kaş çatıp. Sanki bozuk atıyormuş  gibi çıkan sesindeki ince tınıyı sezmişti Tekin.

"Ee?" dedi Tekin bacağını çarşafa dolayıp yüzüstü  uyku pozisyonunu alırken.

"Ne ,ee? Adam mı ne getiriyormuş sana. Büyük organizasyonunuz varmış."dedi Alaca dişlerinin arasından tıslarcasına mırıldandı. Televizyon kumandasında sertçe kanal gezerken gözleri televizyon ekranında dahi değildi !

"Lan kapçık ağızlı Kızıl Kafa ! 3 tane kanal var sen ne dönderiyorsun yayık ayranı çalkalar gibi. Babanın evindeki  film kanallarını arıyorsan ooo,bulursan haber ver!" dedi Tekin sinirle homurdanıp sürekli değişik sesler gelen televizyona nefretle baktı.

Alaca sinirlenip televizyonu kapattığında omuz silkti.
"Kerim geldi sabah. Yanında da toy bir  çocuk,bir kaç kişi daha. Seni sordular."

Çalıntı(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin