Beni Vurup Yerde Bırakma

1.6K 179 38
                                    

-VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYINIZ.

Bütün geceyi koynunda geçirmişti ve süt beyaz tene inadına doyamıyordu sanki kendi çikolata rengi teni. Bir tür mıknatıs gibiydi ve birbirine zamklanmadan rahat durmak imkansıza yakın zaman alıyordu. Sonsuzluk gibi geliyordu ona dokunmadan geçirdiği her saniye ve dokunuyor olsa bile asla yeterli gelemiyordu.

Tekin onun yanında bile ondan yeterince alamıyordu.

Elleri yandığı için ve topuğundan ufak bir sıyrık aldığı için bedeninin zedelenmemesi için doktor özellikle altını çizmişti. "Hareket etmemeye çalışsın."

Elbette Bülent'e haber salan Alaz ilk iş çocukları cümbür cemaat Bülent'in yazlık evine topladığında hastaneden çıkar çıkmaz onların olduğu yere dönmek üzere hastaneden çıkarttığı Tekin'i kucaklamıştı.

Tekin bir bebek gibi sevilmemişti. Üstelik Tekin sevildiği ender zamanları da hatırlamıyordu. Bebekken muhtemelen ölmemesi için verilen elindeki salçalı ekmeklerin tadına aşinaydı. Ya da komşuların çocuklarıyla beraber içtiği pencere camından uzatılan metal su kabının tadına aşinaydı.

Hasta olduğunda kendi koluna sümüğünü silmek zorunda kalan her çocuk gibi yalın ayak geze geze hastalığına da hastalık katmakla meşguldü. Tabi annesi olduğunu hatırlamasa da ablası olarak kendini koşullayan annesi bilinci yeterince yerindeyse "Memo."diye seslene seslene alnına bazen ıslak bezler yapıştırıyordu.

Bazen de limonla tenini ovalıyordu.

Ama çoğu zaman kendisinden bile bir haber olduğu için diğer tüm sokaktaki kopillere benzeyen bu ufak oğlanın kime ait olduğunu bile anlamlandıramıyordu zira...

Ama Alacası ona bebek gibi bakıyordu. Ateşini düşürüyordu,ilaçlarını saati saatine verebilmek adına uyumuyordu. Hatta çorba bile yapmıştı Tekin'in çabucak iyileşmesi için ilik suyuna. Hop yerinde oturuyor hop kalkıyor ve çemberler çiziyordu onun başında.

"Ayağını zorlamasın hafif aksaklık kalabilir."demişti doktor zira tam aşil tendonundan yediği kurşun neticesinde hafif bir topallama söz konusuydu.

"Kim atlayacak şimdi camlardan gece de çalacak.."diye mırıldanan Tekin'i Alaz'ın alev mavisi gök gözleri susturmuştu uyarıyla.

Topallamaktan korkuyordu biraz,evet. İnkar edemeyecekti ama tüm gece kucağına Alaz'ı almadığı anlamına gelmezdi bu. Ellerini kullanamıyordu ve hareket kabiliyeti de sınırlıydı.

Ama erkekliği sert,sıcak ve istekliydi.

Zaten o kızıl alev rengi saçları görünce kalkmayan bir erkeklik muhtemelen cenazesi kaldırılmış bir erkeklikti Tekin'e göre.

Alaz kaygıyla onun ıslak tişörtünü değiştirmek istediğinde gecenin sonu yine hafif bir seksle geçmişti. Çünkü Tekin kucağında hoplatmak haricinde bir şey yapamayacak kadar hurdaya çıkmıştı ellerini yakarak ve kurşunlanarak.

Şimdi yanında uyuyan ve kan ter içinde kızıl saçları beyaz porselen tene yapışan oğlana bakınıp biraz daha dudaklarını yasladı onun omzuna.

Lakin telefon sesiyle aniden misket limonu yeşillerini göz kapaklarıyla perdeledi zira Alaca bir dünya fırça kayacaktı.

"Neden uyumadın ?" diyecekti.

"Dinlenmen lazım Tekinsiz!"diyecekti.

Diyecekti Allah diyecekti. Alaz Barbaros'un çenesi düşman başınaydı zira Tekinsiz bile imtina ediyordu onun diline düşmekten fazlasıyla...

"A-Alo?"dedi Alaz uykulu sesiyle telefondakine.

"Y-Yok müsaitim Muhammet. Konuşabiliriz?"

Muhammet?

Tekin bir kedi gibi gözlerini aralamamak için zor dursa da ismiyle beyni alevlerle sürükleniyordu.

"Bekle bir saniye.."diye fısıldadı Alaz telefondaki oğlana. "Kesin mi ?"

Tekin'in yanında konuşmayacak kadar önemli neyi vardı Muhammet'in anlatacaklarının ?

Yutkundu Tekin yatağın boş yanıyla.

Alaz ne zamandan beridir başka odaya gidiyordu konuşmalar yapmak üzere?

"Bu saate gelemem ki Muhammet...Sabah çıkabilirim ev baya kalabalık."diye mırıldandı Alaz uzaktan.

Kalabalıktı.

Tekin ve çalıntı çocuklarla.

Tekin titrek bir nefes verirken "Tamam..."diye mırıldandı Alaz.

"Konum at sen ben gelirim."


Çalıntı(bxb)Where stories live. Discover now