gidiyorsam çok sevmekten, yanmaktan, ölmekten.

14.5K 2.1K 1.7K
                                    

bundan önce bir bölüm daha attım bugün onu atlamayın tamam mı? ahmet mithatın izinden gidip yazı makinesi mi oldum bu nedir?

jeongguk bu bölüm emrivaki yapıyo ve toxicleşiyor gibi gelebilir ama öyle değil.. ilk kez yaşadığı bir his olduğundan ve kibarca halletmek mizacına ters olduğundan kabadayılık etmiş gibi anlaşılmasın.. iyi okumalaar

birinin sizden kaçması gerçekten boktan bir olaydı. bu konuda empati kurabilmem için deneyimlemem gerektiğini, bu durum başıma geldiğinde öğrenmiştim zira sinir küpüydüm günlerdir. taehyung bana eskisi gibi davranmıyordu çünkü. birkaç gün süren iyi hallerimiz yerini örümcek ağlarına bırakmış gibisine ıssızdı şimdi. bundan inanılmaz rahatsızlık duydum. garajda geçirdiğimiz günü tekrar tekrar düşündüm. buna sebep olacak bir şey söyleyip söylemediğimi tarttım defalarca lâkin aklıma alınabileceği hiçbir şey gelmiyordu. saçlarıma dokunmasına dahi müsaade etmiştim, bir boynuna sarılmadığım kalmıştı işte. neyin derdindeydi anlayamıyordum.

aramalarımı cevapsıza düşürüyor, sokakta denk geldiğimizde eskisi gibi beni lafa tutmaya çalışmıyordu. garajda yaşananlar konusunda benimle günlerce dalga geçer, her zamanki gibi bana sırnaşır sanıyordum lâkin bu da olmamıştı. hatayı ilk kendimde arasam da artık bunu da yapamıyordum zira suçsuzdum işte. yanlış hiçbir şey yapmamıştım!

bu durum beni çok huysuzlandırıyordu. taehyung'a tam yeni yeni alışmaya başlamışken, kendine yer yaptığı alanı şimdi boş bırakmasından hoşnutsuzdum. bu yüzden sık sık sağa sola çatıyor, içimdeki siniri taehyung'a dökemediğim için çatlayacak gibi hissediyordum. aptal herif ona güvenebileceğimi hissettiğim her anda ortadan kaybolmayı, bana böyle hissettirmeyi huy bellemişti sanki.

ben işteyken bu konu hakkında chungha ile konuşmuştum. böyle şeyleri birine danışıyor olmak tuhaf hissettirse de işin sonunda elimde işe yarar, kıymetli sözler ve tavsiyeler olabiliyordu. chungha değerli biriydi. hâliyle yine ona dökülmüştüm. bunun nedenini taehyung ile konuşmadan kesin olarak anlayamayacağımı, kafamda kurduklarımla hareket etmememi söyledi bana. bu konuda epey ciddiydi. bir şeyler daha iyiye giderken mahveden kişi olmanın sorumluluğunu almamı, haklı görünürken parlayıp haksız olan taraf olmamı istemediğini anlattı. ona hak verdim.

bu zaman dek taehyung ile bir şeyleri kavga ederek, birbirimize laf atarak çözmüştük hep ancak şimdi elimiz farklı dağıtılmıştı. kartlar farklı ve oyunun kuralları öncekinin aksiydi. seslerimiz yükselse de konuşarak da bir yerlere varabiliyorduk artık. şimdi çıkıp da tüm kartları sağa sola saçacak o fevri hamleyi yaparsam bunun vicdan azabıyla duramazdım. ve bu vicdan taehyung'a karşı olduğundan çok kendime karşı büyüttüğüm bir his olurdu. alışmadığım şeylere adapte etmeye çalıştığım, yarım kalmış benliğimle ortada kalırdım. taehyung bu yüzden, bu noktada benim için mühim bir konumdaydı. ona göre davranmam gerektiğini düşünüyordum.

mahalledeki eski parktaydım. buraya çok kişi uğramadığından, eski olduğu için, tenha ve sessiz oluyordu. kendi zihnimin uğultusu dahi kulaklarıma çalınıyordu adeta. o biçim kıpırtısız bir mekandı burası. korku filmlerindeki terk edilmiş mekanları andırıyordu. az ötemdeki salıncak kendi kendine sallanıverse şaşırmazdım muhtemelen. o derece bir yerdi. her ne olursa olsun seviyordum burayı işte. karga sesleri, cırcır böcekleri ve yeni gelen bahar kokusu çevredeydi. yanımdan bir kedi hiç pas vermeden geçti. aklıma taehyung geldiğinde gözlerimi devirdim. son birkaç gündür bana yaptığı muamele tamamen bu kedininkiyle aynıydı. sinirlerim bozulduğu için gülmek istedim.

saat akşam sekize geliyordu. aslında işten çıkar çıkmaz eve gitmem gerekiyordu. birikmiş paramı babama verecektim ama öncesinde buraya gelmek istemiştim. niyetim taehyung'u da buraya çağırmak ve günü daha temiz bir zihinle noktalamaktı. böyle şeyleri düşünmek, belirsizlik gibi durumlar beni çok yoran şeylerdi zira kafamın içerisi zaten yedi yirmi dört karnavaldı. her telden bir şey mutlaka vardı. sanırım yapım böyleydi.

litost. ✔Where stories live. Discover now