6; bilmez miyim bilmediğini

252 38 115
                                    

Bakışlarından tanırım ben Jeongguk'u. Gözleri gözlerime değdiği an, işte o an, bilmez miyim bilmediğini? Elinde tuttuğu kalemi hiç durdurmadan hareket ettirirken merak etmez miyim hiç neler yazdığını? Etsem ne fayda, bilmek istemem. Korkarım korktuklarından. Kanarım yandıklarından. O ne yapar ise ona denk gelirim ben. İşte bu korkutur beni, bilemez. Bildiklerini de esas olarak bilemez. Ona en çok bilememek yakışır. Ben de zamanla yarışırım. Öylesine bakmıyordu kağıda, çok anlamlı ama çok da beyhude.

Elimdeki Werther'i okumaya halen devam ederken, onu da göz ucuyla izliyordum. Sesi duyuldu. "Werther nasıl? İyi mi bari." acıyla haykırmak istedim ama haykırışlarımı gülüşüme gömdüm. "O kadar iyi ki, birazdan kafasına tabancayı sıkacak gibi." hiç yazmayı kesmiyordu, dediğime gülerken bile gözleri yazdıklarında ve yazacaklarındaydı.

"İyi olmasını umuyorum." keşke öyle olabilseydi. "Zirâ benim yazdıklarım hiç iyi değil." dudakları titredi. "Ne gelir elden?" gelenler senin elinden gelir, senin yazdıkların diyemedim. Desem de denmiş olarak kalacaktı ve hiç bir şey elden gelmeyecekti. İnsan elden elde edemediklerinden ibaretti. İnsan söyleyemediği her şeydi.

"Sen Werther değilsin, sen sensin. Ne okuduğum hayali arkadaşımsın, ne de yazdıklarınsın; sen herhalükârdâ sensin. İyi olmalısın herkese inat." yazmaya devam ederken matrakça güldü dediğime. Geçti gitti gözlerinden kelimeler, bitti gibi oldu bitmedi. Tükenmezdi bitmeyenler.

Okulun kütüphanesinin boş olduğunu fark etmem bir yana, derslere girmemiştik. Bunu sormamıştım zirâ kendimi çok şeye kaptırmıştım ancak birini bile bilmiyordum. Neye kaptırmıştım yahut kaptırdığımı mı zannetmiştim. "Yanan birisini suyla söndürmek ne acı vericidir bilir misin?" tersini bilebilirim, dedim ya ben sana denkim. "Sönen bir ateşe bumbuz dağlar ekmek demektir. Bir yangına melek atmak demektir." yansın yok olalım, ne var ki dünya da?

"Ateş susuz ne yaşayabilir, ne de ölebilir. Ateş suya muhtaçtır. Sönmesi gerekir, yanması da gerekir." hislerini ancak böyle ifade edebiliyordu, ne de kahredici duygulardı bunlar! Neden bunu çekiyordu, neden yaşarken öldürüyordu ki kendisini? "Bilemezsiniz, muhtaçlığı bilemezsiniz."

Kitabımı kapayarak onu izledim. O da bir kitap gibiydi, bilinmeyen yegane yek kitabımdı. Asıl o ne bilirdi ki! Kendi halimde dudaklarıma bir tını konduruverdim. Mırıldanıyordum, ikimiz tek başımıza yalnızlık çekerken doldurmak istedim ama ne çare? Olan ellerden de bir şey gelmezdi artık. Gelenler çoktan ola gitmişti.

"Sevmemek güzel şey ama sevmeyi aramak ne de zor şey." ben sevmeyi bile bilemiyordum ki. "Sevilmemek mutsuzlukken, sevilmeyi beklemek de ölüm." sevilmeyi beklemek ölüm. "Ölümü beklermiş gibi sevilmeyi beklemek de ölüm. Sevmeyi beklemek ise yitik hayaller işte."

"Yitik değil." dedim bir an da. "Neden yitik değil?" diye sordu. "Sevmek her insanın kârı değildir ama sen güzel yürekli adamsın. Senin yüreğin boldur, güzel olanı seversin sen. Bilirim." bilirim.

"Yanlış olan güzel midir ki?" hayretle sordu. "Sen seviyorsan yanlış değildir ki." dedim. Kağıttan ilk defa gözünü kaçırıp bana odaklandı. Gözleri gözlerim ile kavuştuğunda, o an, ben bana ağlamak istedim. Yalnızca istedim. "Bilir misin sahi?" umutla baktı. Umut verircesine kafamı salladım gülümseyerek gözlerine. "Bilirim, bilmediğini bile bilirim."

"Dün biraz sarhoştum." diye başladı söze. Dün geceden kalanlar geldi aklıma. Hayır, gelmemeliydi! Gelmeyi bile düşünmemeliydi! "Rahatsız etmemişimdir umarım." ettin, aklımı karıştıracak kadar ettin. Ama sorun değil. En büyük sorun bu olsa da sorun değil diyebilirim. Yapabilirim. "Etmedin."

"Yazdım yazılacakları." kafamı salladım. Görüş açıma giren çocukla ofladım. "YİNE Mİ AYNI KİTAP! TÜH BIKTIM YA. BAŞKA KİTAP BİLMEZ MİSİN SEN?!" garipti, garip olduğu kadar da gürültücüydü. Jeongguk manasızca bakarken ne olduğuna, konuşmaya başlamıştım. "Tüh seni görmeyi beklemiyordum hırsız." yanıma yakınlaşarak "hırsız mı? Hayır, kitabını getirdim bir kere." omuz silktim. Yanımdaki sandalyeyi çekerek yanıma yerleşiverdiğinde kitabı önüme koyuvermişti. "Werther'i okumaya korkar oldum senin sayende. Okumuyorum."

ma solitude, yoonkookWhere stories live. Discover now