Cemal'in İtirafı

27 6 0
                                    

Cemal Sönmez'in son sorgusu için onu tekrar getirttik, kişilerin bahsettiği kanıların doğruluğunu teyit etmek gerekiyordu ve artık yalan söylemesi için bir sebep yoktu. Odaya girdiğinde sakalları birbirine karışmış, o ilk günkü halinden eser kalmamıştı. Duyguları alınmış gibi ifadesizdi ve sakin bir şekilde yerine oturdu. Karşısına geçtiğimde biraz tırsmıştım çünkü kendini tamamen salmış bu adamdan korkmadan edemedim. Belli ki içeride zor zamanlar geçirmişti. Sedef de yanımdaydı ve adama dikilmiş gözlerini ondan ayıramıyordu. Gerçekten berbat hale gelmiş, çaresiz, köşeye sıkışmış bir adam vardı karşımızda.

Elimdeki sorguları tekrar gözden geçirdim, şimdiye kadar herkesin dedikleri birbirini tutuyordu. Bakalım Cemal Sönmez bu ifadelere neler diyecekti. Tüm sorgulardan söz ettim ve cevap vermesi için durdum.

"Evet, bunları kabul ediyorum. Melek Ersoy'un önderliğinde ve benim yardımımla gerçekleşen bu cinayetlerin sebebi Levent'in saçma bir şey yapmasını engellemekti. Ancak Meltem'in ölümü anlatılanlar gibi kaza olmuştu. Amacımız onu engellemekti, yoksa hapse girerdik ama."

"Önem Genç cinayetiyle ilgili ne diyeceksiniz? Evlenme teklif ettiğinizi ve onun kabul etmediğini söylemiştiniz. Hala bu kanıda mısınız?"

"O tamamen ikimiz arasında bir konu. Bu cinayetlerle bir ilgisi yok, Meltem'den sonra onunla takılmaya çalıştım ama bundan rahatsız olmuştu. Sonra teklif edince de sinirlendi ve bu işlere girmeyeceğini, daha da ısrar edersem Meltem'e söyleyeceğini dile getirdi. Korkmuştum, ya söylerse dedim. Meltem ile ayrılmış gibi bir konumdaydık ama bunu öğrenip benden nefret etmesini istemedim, sonuçta yakın arkadaşlardı."

"Önem' in evinde vazoda bulunan iş telefonundan haberiniz yok sanırım. Senden kaçtığı belliydi, reddedilmek seni sinirlendirmiş olmalı ama neden iş telefonunu senden saklasın ki?"

"Evet, haberim yoktu. Neden saklasın ki? Benim işiyle ilgili bir alakam yok, dediğim gibi sadece sinirle gerçekleştirdiğim ve kazayla meydana gelen bir cinayet oldu. Masada duran vazoyu kafasına fırlattım, öleceğini düşünmedim. Çok pişmanım, korktuğum için size anlatamadım" diyen Cemal Sönmez başını öne eğmişti.

"Elleriniz o yüzden çizikti" dedim. "Arabanız ve ayakkabınızdaki çamurlar da ormanda kiralık katille buluşurken oluşmuştu" diye ekledim.

"Evet, olanlar bundan ibarettir. Aslında öldürme planı yaptığımız kişi sadece Levent'ti. Meltem kazayla öldü, Önem olayı ise tamamen benimle ilgilidir."

Sorgu kısa sürmüştü, adam her şeyi kabul etti ve tükenmiş bir şekilde bize baktı. Yolun sonuna geldiği için her şeyi tek tek anlatmışlardı ama içimde bir şey vardı. Adını koyamadığım bir huzursuzluk, mutsuzluk... Çünkü bu cinayetlerde bambaşka bir şey aradım. Böyle bitemezdi, her şey bunlardan ibaret olmamalıydı. Belki de çok beklentiye girdim, bilmiyorum ama nedense dosyayı kafamda kapatamıyordum. Sedef'e doğru döndüm ve ayağa kalktık, adam da götürüldü. Ele yüze bulaştırılan bir durumdu yani, bütün bunlar bu saçma konudan mı ibaretti? Canım bir hayli sıkılmıştı, dışarıda bizi bekleyen Necati müdür bunu anlamış olacak ki "Ender" diye seslendi.

"Buyurun Necati müdür."

"İkinizin de fikirlerini almak istiyorum, ne diyorsunuz?"

"Sorgularda herkes birbirini destekleyen cümleler kurdu, hatta aynı şeyleri söylediler. Doğru bu gibi duruyor, yani saçma bir cinayet konusu burada kapandı" dedim dışarıya doğru yürürken. Üçümüz binanın dışına çıkmıştık, Sedef'in getirdiği kahveleri yudumlayarak ağaç gölgesinde durduk.

"Çok başka şey bekledik, hepimiz. Sizi anlıyorum ben de hayal kırıklığına uğradım doğrusu" dedi müdür.

"Nedense içim rahat değil, bilmiyorum dosyayı kapatmak istemiyorum" dedim.

"Biliyor musunuz benim de rahat değil. Bir örgüt olduğundan şüphelendiğimiz dövme olayı bile şirketin bir mottosu çıktı. İnanılmaz bir şey" dedi Sedef.

"Siz istemeseniz de olaylar bu şekilde gelişmiş arkadaşlar. Geriye kaç yıl yatacaklarını öğrenmek kaldı" dedi müdür Necati.

Cinayet Tiyatrosu (TAMAMLANDI)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu