Tutuklu

26 6 0
                                    

Ertesi sabah uyandığımda bu olayın çözülmüş olmasının verdiği huzurla kalktım ama bazı şeyler hala yerine oturmadı. Melek Ersoy neden böyle bir şey yaptı? Cemal ile iş birliği yaptığı kesinleşmişti ama neden? Melek Ersoy, Cemal, top sakallı adam, kiralık katil olduğunu söyleyen şu mağara adamı... Hepsini bir noktada buluşturan şey neydi? Bugün Türkiye'ye getirilen Melek Ersoy'un sorgusu için hazırlanıp evden çıktım. Sedef arabada beni bekliyordu.

"Günaydın" dedim.

"Günaydın Ender."

"Bugünkü sorguyu çok merak ediyorum, bakalım neler olacak."

"Sıkıştığı için itiraf edecektir."

"Bence de. Polis memuru Ahmet'in itirafı ve kadın patron detayı bunu gösteriyor. Üstelik tokası da bulundu."

"Benim aklıma takılan bir detay var" dedi Sedef.

"Nedir o?"

"Meltem Ersoy'un cesedini inceleyemedik, detaylı baksaydık belki bir şey çıkabilirdi ama apar topar kaldırdılar."

"Haklısın, nedense üzerinde durmadık fakat şu zamana kadar tüm cesetlere bakardık, neden göstermeden kaldırdıklarını bilmiyorum. Belki de caddedeki insanlar korkmasın diyedir."

"Bilemiyorum içimde kaldı, keşke baksaydık."

Cinayet büronun önüne geldiğimizde Melek Ersoy'un arabadan indirildiğini gördük, dışarısı gazeteci kaynıyordu. Kadına uzatılan mikrofonların sayısının yirmiyi geçtiği kesindi. 'Melek Hanım bu cinayetlerin sizinle ilgisi ne? Melek Hanım kardeşinizi siz mi öldürdünüz? Melek Hanım neden böyle bir şey yaptınız? Açıklama yapmayacak mısınız?' Soruları peş peşe gelirken içeriye girdik. Kadın her zaman taktığı kuş tüylü şapkasıyla ve topuklu ayakkabılarının çıkardığı sesle dik bir şekilde yürüyordu. İçeriye girince güneş gözlüğünü çıkardı ve masaya koydu, yaklaşık beş dakika sonra sorgu odasının kapısı kapandı ve sorgu için hazırlandık. Necati müdür bizi yine camın arkasından izliyordu, içeriye girerken heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Kadının kalkık kaşı ve ifadesiz bakışı ona ayrı bir hava katmıştı. Yüzündeki ufak çiller ve kırışıklıklar belirginleşmiş, göz çukurları makyaja rağmen ortadaydı.

"Melek Hanım öncelikle sizi buraya getirmemizin nedenini biliyor olmalısınız."

"Hayır tabi ki. Buraya apar topar getirildim ve açıklamanızı merak ediyorum" derken kaşının birisi kalkıktı.

"Cemal Bey, Levent Bey ve kız kardeşinizin ölümünden sorumlu görünüyor. Kiralık katil tutup onu öldürtmüş ve Önem Hanım'ı da kendisi öldürmüş."

"Ne? Cemal mi yapmış? Aşağılık herif, nerede o? O haysiyetsiz canavar nerede?" diyen Melek Hanım oldukça sert tepkisiyle masaya vurdu.

"Cemal Sönmez, cinayetleri kabullendi. Önem'i kendisinin öldürdüğünü söyledi, Levent'i kiralık bir katile öldürtmüş ve Meltem'i de aynı şekilde öldürtmüş olmalı. O konuda net bir bilgi yok ama oklar Cemal'i gösteriyor ancak yapboz tamamlanmıyor" dedim.

"Ne demek tamamlanmıyor? Her şey apaçık ortada, adam itiraf etmiş. O hergelenin hapisten çıkmasını istemiyorum, hayatı boyunca orada çürümeli."

"Sizce bu üç kişiyi neden öldürsün?"

"Ben nereden bilebilirim, psikopat olmalı" diyen Melek Hanım bağırmasının verdiği şiddetle masayı sarstı. Bu kadın suçluluğunu örtmekte on numaraydı, başkası olsa bu kadını masum sanırdı ancak dedektif olduğum için bu numaraları yemiyordum. Hayatım boyunca ne insanlar gördüm, kandırıldığım anlar da oldu ama artık toy değildim. Bunu bilmenin verdiği hazla kadını izliyordum. Duygularını gizleme çabaları, mimikleri, el hareketleri... hepsini dikkatle süzüyordum. Her şeyin farkında olmak kadar iyi hissettiren bir şey yoktur. Karşıdaki insanı bir kukla misali izlersiniz, kendinizi güçlü hissedersiniz ve onun ne kadar zavallı olduğunu düşünürsünüz. Ben de yandaki sandalyeye oturmuş bu anın tadını çıkarıyordum.

"Cemal ile Levent yakın arkadaşlardı fakat Cemal'in kız kardeşiniz ile ilişkisi vardı. Bunu biliyor muydunuz?" dedim.

"Hayır, ara sıra yan yana gördüm ama böyle bir şey düşünmedim."

"Levent Bey'in ilişkilerini sonradan öğrenmiş olma ihtimali var ki bu büyük olasılıkta."

"Evet. Bu mümkün, Levent kıskanmış olabilir ve Cemal ile kavga etmiş olabilirler. Cemal kıskançlıktan öldürmüş olabilir. Ah tanrım düşüncesi bile korkunç."

"Böyle düşündürtüyor değil mi?" dedi Sedef ve öne geldi. "Ama fazlası var Melek Hanım. Olayları en baştan size belirteceğim. Levent Bey ve kız kardeşiniz birbirlerine yakın zamanlarda öldürüldü. Levent Bey gece yarısı, kız kardeşiniz de aynı günün sabahı öldürüldü. Size geldiğimiz gün bize Önem Genç'in adresini verdiniz ve biz gittiğimizde Önem yerde yatıyordu, üstelik çürümeye başlayan cesedi koku yaymaya başlamıştı. Cesedi incelerken kolunda 'M' dövmesi gördük aynı 'M' damgasını Cemal Bey'in evini ararken vazosunda gördük. Her neyse Önem' in telefonuna baktığımızda anladık ki Levent ve Meltem'den önce öldürülmüş. Ender'e katilden bir mektup geldi, onu çağırıyorlardı. O gitti fakat saatinde gitmediği için çağıran kişi veya kişiler vazgeçti. Ben Ender'i bulmak için Cemal Bey'den şüphelendim ve onu aracımla takip ederken Meltem Hanım'a çarpan araç bana da çarptı. Kaza anında gördüğüm top sakallı adam sizin şoförünüz çıktı. Sonra ben hastanedeyken beni gizli bir numara aradı, sinyaller bir ormanı gösteriyordu. Oraya tek gittiğimde mağarada bir adamla karşılaştım, kendisinin avcı olduğuna inandırsa da olmadığı ortaya çıktı. Meğer kendisi Meltem Hanım'ın çalışanıymış. Ayrıca Ender, kendisi döndükten sonra Önem Genç'in telefonuna ait bilgiler buldu, sosyal medyasındaki Cemal Bey ile konuşmalarını yakaladı. Üstelik o konuşmaların ve bilgilerin karakol tarafından bulunması gerekirdi, lakin bulunmadığı fark edildi. Böyle olunca bizler de bir casus olduğundan şüphelendik ve sorgular yapıldı. İşe yeni başlayan memur polis Ahmet, casus çıktı ancak evini aramaya gittiğimizde intihar ettiğini gördük. Bıraktığı notta da tehdit edildiği için bilgileri sakladığı yazıyordu. Evden çıkarken takip edildiğimizi anladık ve takip eden adamı yakalayınca mağaradaki adam olduğunu gördük. Buradaki asıl kilit nokta ise arabada sizin tokanızın bulunmasıydı. Bu süreçler içerisinde sizin de yurt dışına gitmiş olmanız ve toka detayı okları size çevirdi. Üstelik 'M' damgasının ne olduğuna dair bilgiye ulaşamadık. Önem Hanımın omzundaki 'M' dövmesi, Cemal Bey'in vazosu, kiralık katil olduğundan söz eden o mağaradaki adamının kulağının arkasındaki 'M' dövmesi... Kız kardeşinizin yanında çalışan ve Cemal'in kiralık katil olarak tuttuğu o adam sizin adınızı verdi. Öldürme planını beraber yapmışsınız. Bunlar neyi ifade ediyor Melek Hanım? Sizin komutanızda gerçekleşen cinayetler mi? M harfinin anlamı siz misiniz? Bir örgüt müsünüz?"

Sedef bir solukta tüm olayı anlatınca kadının kanı dondu, şaşkınlıktan ağzı açık kaldı. Olaya mı şaşırdı yoksa nasıl ortaya çıktığına mı bilemiyorum. Ama fazlasıyla şaşkındı ve uzun bir süre sessiz kaldı. Sonrasına kekeleyerek konuşmaya başladı. "Ben, ben ne diyeceğimi bilemiyorum ama bahsettiğiniz olaylardan hiçbir şey anlamadım. Toka detayı aklıma takıldı, hangi toka? Bir yanlışlık olmalı. Bu işi yaptığımı mı düşünüyorsunuz? Sadece bir toka için mi? Üstelik şoförümün şerefsiz çıkması beni ilgilendirmiyor. O benim sadece şoförüm, özel hayatında neler karıştırdığına dair bir fikrim yok. Kiralık katil dediğiniz kişi kim? Tanımıyorum, bir yanlışlık olmalı. Ayrıca bahsettiğiniz 'M' harfi ilginç bir detay. Onun hakkında söyleyebileceğim bir şey yok" dedi ve rahatlamış şekilde arkasına yaslandı. "Emine Hanım'ı ziyarete gittiğimizde tokayı gösterdik ve sizin tokanız olduğunu, İspanya'dan aldığınızı söyledi" dedim. Kadın yine şaşkınlıkla yüzümüze baktı ve "Beni bununla suçlayamazsınız. Avukatımı istiyorum" dedi.

"Bence avukatlık bir durum kalmadı Melek Hanım, şoförünüz her şeyi ötmüş" diyerek içeri giren Necati müdür zevkten dört köşe görünüyordu.

"Nasıl? Neyden bahsediyorsunuz?" Melek Hanım için yolun sonuydu. Robot resminden sonra yakalanan o top sakallı adam yan sorgu odasındaydı ve anlaşılan her şeyi anlatmıştı. Melek Ersoy'un koluna kelepçe takarak tutuklusunuz diyen polis memuru kadını odadan çıkardı.

Cinayet Tiyatrosu (TAMAMLANDI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang