5.6

400 20 0
                                    

Herkes ağlıyor mu, yoksa ben mi yağmurum?

🍒

2 ay sonra..

O gün bugündü.

Cenk'in gidiceği gün.

Fakat ben bişey hissedemiyordum.

Sanki duygularım, teker teker uçurumdan atlamışta, hislerini kaybetmiş gibiydi.

"Kuzum?" Diyerek yanıma geldi Asuman teyze. Yanı başıma oturup, sırtımı sıvazladı. "Ağlama yavrum, kıyamam ben sana" Diyerek beni kendine çekti ve sarıldı sıkıca. Ağlamamıştım, ağlamak istiyordum, ama öyle bi haldeydim ki göz yaşım bile akmıyordu.

Çabucak geçen 2'aya anlam veremedim.

Onunla daha çok vakit geçirmiş, daha güzel anılar elde etmiştik, ama sanki o yaşanan şeyleri daha dün yaşamış gibiydik.

Derin bir nefes alıp, yavaşça kendimi çektim.

"Ağlamıyorum ki aşkım, sadece.." Diyip devamını getiremedim. Onu bırakmak istemiyorum diyemedim.

Ellerimi tuttu, Asuman teyze. Sıcak bi gülüş sundu. "Bu sizin geleceğiniz için annem. Bak sende onun gittiği üniversiteye yakında gidiceksin? Değil mi?" Kafa salladım ruhsuz bi şekil de.

"Öyle" Dedim, lakin çok samimi gelmedi bu ses tonu.

"Hadi sen Cenk'in odasına git, bi iki saati kaldı zaten" Gülümsemeye çalışarak ellerimi çektim ve ayağa kalktım, yavaş ve sakın adımlarla Cenk'in odasına varmış, kapıyı çalmadan içeri girerek arkamdan kapıyı kapatmıştım.

Üstünü çıkartan Cenk bana baktı.

Gözlerim ister istemez vücuduna kayarken, onun gülümsediğini işittim. Ardından umursamaz bi şekilde yanına gidip çıplak gövdesine sarıldım. Güldü, kollarımı iki yandan boynuma sardı, "Meleğim?"

"Efendim" Diye mırıldandım sessizde.

"Üstümü giyebilir miyim?"

"İki dakika böyle kalsak? Olmaz mı?" Sırıttı, "olur" Dedi memnun bi şekilde. "Böyle kalalım"

"Seni özleyeceğim" Dedim derin bir nefes alarak, "ben.. Ben daha çok" Güldüm. Ardından onun kendi kokusunu içime çektim. Naneye kaçan koku beni anılara götürüyor götürüyordu bildiğin, benim ona yaptığım süprizler, onun bana yaptığı jestler.

Ağladım, lakin içime.

Saçlarıma değen sıcak dudaklar dindirmedi içimdeki ağlayan kızı, kollarımı belinden çekmeden kafamı kaldırıp ona baktım.

"Yeşilçam" Diye mırıldandım, yüzüme yaklaştı, gözlerimi gözlerinden çekmedim. Baktım öyle uzunca, burnumu burnuna sürttü. "Vedalardan" Dedi kısık sesle. "Nefret ediyorum"

"Bu veda sayılmaz" İç çekti ve burnuma öpücük kondurdu. Dudaklarını burnumdan çekerken, bakışlarım dudaklarına kaydı bu sefer, oda bunu fark etti. Yaklaştı tereddüt etmeden, ve dudaklar kavuştu. Dışa vuramadığımız her duygu dudaklardan çıktı sanki.

Vişneli Şarkı 🍒 Yarı TextingWhere stories live. Discover now