4.8

560 27 0
                                    

Ama sen yinede gitme, gidersen peşinden gelemem. Ama kalırsan bu masalın sonunu birlikte öğreniriz.

🍒

3 ay sonra..

3 ay tatiline sonunda girmiştik, ayrıca Savaş ve Cenk'te sınava girmiş ve güzel bi puan tutturarak ikiside İzmir'i kazanmıştı.

Salise gibi geçen, dakika ve günler beni mutlu ederken bi yandan da üzüyordu.

Cenk'le bu 3 ay boyunca hiç tartışmamış aksine birbirimize daha da çok bağlanmıştık, tartışmalardan kaçınmış, en ufak şeyleri bile söyleyerek aramızdaki bağı kuvvetlendirmiştik. Fakat onun şimdi yanımdan gitmesi beni üzüyordu. Onunlayken bile onu özlerken, o başka bi şehire taşındığında kim bilir neler yapardım.

Evet 1 yıl sonra Azra ile Savaş ve Cenk'in okuduğu şehire ve üniversiteye gidicektik, lakin bu bir yıl bana bi asır gibi gelicek, onsuz belkide çok zorlanıcaktım.

Lakin hayallerimizi gerçekleştirmek istiyorsak da okumak zorundaydık.

Oturduğum yerden kafamı eğip dizimde uyuyan sevgilime baktım. Mışıl mışıl uyuyordu, gülümsedim. Ellerim saçlarına karışırken, nazik bi şekilde saçlarını okşamaya başlamıştım. İç çektim, biraz eğilip alnına öpücük kondurarak geri çekilmiş ve yine saçlarını okşamaya başlamıştım.

Bi anda saçlarında olan elimi tuttu ve dudaklarına götürdü, avuç içim onun sıcak dudaklarıyla buluşurken, kalbim benden bağımsız şekilde atmayıda ihmal etmiyordu. "Seni hiç bırakmak istemiyorum" Diye mırıldandı uykulu bi şekilde, "sende benle gelsen?" Sırıttım.

Elimi hâlâ tutuyor, arada avuç içime sıcak bi öpücük konduruyordu.

"Sadece 1 yıl ayrı kalacağız, ve inan bana bu 1 yıl çok hızlı geçicek daha sonra bende senin yanında olucam" Dudakları iki yana kıvrıldı, "biliyorum" Dedi, "1 yıl sonra yine yanı başımda olucaksın" Diye ekledi, gözleri hâlâ kapalıydı. Uyumaya çalışıyor gibiydi ama uyumamak içinde kendini diretiyordu. "Tatillerde hep yanında olucam, hem balıkesir ve İzmir birbirine çok yakın. 3-4 saatlik bir yol" Dudaklarımı ıslatıp, alnına bi öpücük daha kondurdum. "Seni seviyorum" Diye fısıldadım geri çekilirken, "işte bu öpücük için bile okula gitmeyip yanına gelebilirim" Gözlerini açıp bana baktığında, bakışlarının dudaklarıma kaydığını fark ettim.

Yüzümde muzip bi sırıtışla eğilerek dudaklarına öpücük kondurdum.

Yarı uykuluydu belkide, ama dudaklarımı öperken o uykusunun uçup gittiğine emindim. Nazik öpücükler konduruyor, beni benden alıyordu. Dudakları, benim dudaklarımda bilinmez bi keşfe çıkıyor, o keşif de huzurlu olmayı diliyor gibiydi.

Yavaşça dudaklarımız ayrılırken, gözlerimi açtım ve ona baktım.

"Şimdi bu bizim ikinci öpüşümüz mü?" Diye sordu sırıtarak. Geri çekilip kısık sesle kahkaha atıp kafa salladım. "Evet, öyle" Diye mırıldandım ona sırıtarak bakarken, "özel ve güzel, aynı senin gibi"

...

"Savaş onu bana ver!" Karşımda, acımadan elindeki en sevdiğim çikolatayı yiyen Savaş'a öldürücü bi bakış attım.

Çikolatadan koca bi ısırık almış ve bana sırıtatak bakmıştı. "Sıkıyorsa alsana" Dedi ağzındaki çiğnerken, "sen.." Diye mırıldanıp sustum. Yüzündeki sırıtışı silmeden bi ısırık daha aldı, "sen tam bir ayısın" Diyerek iç çektim, önüme gelen perçemi kulak arkasına sıkıştırıp ona göz devirdim. "Bende seni seviyorum" Diye mırıldandı kendini koltuğa atarken. Omuz silkerek bende arkamdaki tekli koltuğa oturdum.

Cenk'in kalkıp gitmesinden, daha doğrusu abimin bizi kıskandığı için Cenk'i evden kovmasının üzerinden nerdeyse 2 saat geçmişti.

Savaş'a döndüm, "ne zaman gideceksiniz İzmir'e?" Elindeki bitmiş olan çikolata paketini sehpaya koyup bana baktı. "Okullar açılmadan bi iki hafta önce" Diye mırıldandı, "zaten uzun zamandır da okulun yakınlarında ev arıyorduk, buldukda. Babam ve Ekrem amca emlakçıyla konuşup ayarlamışlar. Allah'a şükür eşyalı, bu devirde izmir'den eşyalı ev tutmak zor" Diyede ekledi.

Somurttum.

Şaşkınca bana baktı oda, "üzülme lan, gelirim ben tatillerde" Bu dediğine yamuk bi gülüşle karşılık verirken, "hee sen benden bahsetmiyon" Kafa salladım, "kim bilir Azra ne kadar üzülmüştür"

"Geçen ağlamıştık beraber" Kaşları havaya kalktı, "olum, kıyamam lan. Canım turuncum" Değişik bi sevme şekli vardı, evet. Tuhaf yanı hâlâ alışamamıştım. Yanımda Azra'yı öyle severken, benim abim mi diyerek iç çekiyor ve şaşırıyordum.

Evet, cidden tuhaf.

Ardından yanındaki yastığı bana attı, "üzülme kız, pakize" Suratıma yediğim yastığı ellerimin arasına alıp ona mal mal bakarken, bi anda ayağa kalkıp onun üzerine atlayarak saçlarını çekmeye başladım. "Olum bak, çikolatamı gözüme soka soka yedin bişi demedim, şimdide gelip yastık mı atıyon lan" Söylediklerime kahkaha atarken, komik bişi söylemediğimi biliyordum. "Komik mi?" Diyerek saçlarını çektim.

O ise hâlâ gülüyordu, sonra eli karnıma gelince asıl sıçan kişinin ben olduğumu anlamadım.

Gıdıklamaya başlamasıyla ellerimdeki saçlarını bırakmış onun üzerinden koltuğa düşerek kahkaha atıyor ve kurtulmaya çalışıyordum. "Ne oldu? Ahkâm kesiyordun" Dedi sırıtarak. Kahkahalarımın arasından konuşmak güç olsada, "t-tamam sen kazandın" Diyebilmiştim. Artık gözlerim dolmuştu gülmekten, karnımdaki ellerini yavaşça çekti.

Kahkahamı dindirip, dolan gözlerimi silmiştim. Ardından sırıtarak koltukta doğruldum ve Savaş'a baktım. Oda benim gibi sırıtıyordu, nefes nefese yanıma oturdu.

Yüzümdeki sırıtışı silmemiştim, kafamı onun omzuna yasladım. Oda kafasını kafamın üzerine koydu, "kabul et, güzel Savaş'tı"

🍒

Köşede ben varım, unutmazsan.

Vişneli Şarkı 🍒 Yarı TextingWhere stories live. Discover now