1.8

872 52 19
                                    

Sen beni öpersen belkide ben Fransız olurum.

🍒

"Aç değilim" Diye mırıldandım huysuzca, zorla beni kantine getirmiş ve aldığı şeyleri ağzıma tıkarken, mide fesadı geçirip ölücek gibiydim.

"Senin" Diyip devamını getiremeden, önümdeki suyu hızlıca açıp kafama dikmiştim. "Üzgünüm" Ağzına çikolatasını atarken, çok da üzgün gözükmüyordu. Suyu dudaklarımdan çekip kapağını kapatarak ayağa kalkmıştım. "Nereye?"

"Sınıfa çıkıcam"

"Bekle bende geleyim" Aldıklarını kollarının arasında alarak yanımda paytak paytak yürümeye başladı. Azra gibi bi kankanız varsa, rahat rahat tek kalamazdınız.

Tamam özel durumlar haricinde.

Kapşonumu kafama geçirip, merdivenleri sanki bi hayaletmişim gibi çıkmaya başlamıştım. Basamakları tek tek sayıyor, önüme bile bakmıyordum.

Son basamağa geldiğimde kafamı bi yere çartığımı anladım. Çok sert çarpmamıştım, yani merdivenlerden yuvarlanma ihtimalim yoktu, sadece kafamı kaldırarak çarpan kişiye baktım.

Cenk.

Elimi başımın üstüne koymuş, ve çarptığı yeri sıvazlıyordu. "İyi misin?" Ona bakmadan kafamı salladım ve yanından geçerek sınıfa ilerledim. Ben her zaman iyiydim. Yanıma baktığımda Azra'nın yanımda değil de Savaş'ın yanında olduğunu fark ettim.

Yanaklarımı şişirip omuz silkmiş ve sınıfa girmiştim.

Son bi kaç gündür, hiçbişey artık beni ilgilendirmiyordu. Herkesi kendi halinde bırakmıştım.

Sırama oturmuş ve başımı kollarıma yaslayarak gözlerimi kapattım.

Klasik okuldu işte.

Derse girip, çıktıktan sonra bi ekşın olmuyordu. Herkes kendi halinde takılıyor, kimseyi de takmıyordu.

Sadece ben ara sıra müdürün odasına gidip muhabbet ediyordum o kadar.

Yani müdür babamın arkadaşı olmasa kankam olamazdı sldooeldlsldç

Zil çalmasına yakın herkes sınıfa gelmişti, sınıftaki sesi aldırış etmeyerek uykuma kaldığım yerden devam ettim. Ders Din'di yani uyuyabilirdim.

Din hocası çok takmıyordu, sadece sınav notuna göre puan verip geçiyordu.

Benide sevmezdi zaten.

Hoş beni bilinmeyenden başka seven var mıydı?

...

"Başka bişey almıcam demi?" Annem kafasını iki yana sallayarak akşam yemeği için hazırlık yapıyordu. "Bari biraz daha para verde kendimede bişey alayım"

"Sen ne zaman büyüceksin?" Derin nefes aldım, "kısmetse hiçbir zaman"

"Kapının yanındaki ayakkabı dolabının üstünde para" Ardından beni umursamayarak işine geri döndü. Terliklerimle yerde kaya kaya kapıya gelmiş, ayakkabımı giyinmiş ve askılıktan da montumu alarak bi çırpıda üzerime geçirdim.

Paraya bi bakış atarak montumun cebine koymuş ve kapıyı açarak dışarı çıkmıştım. "Peki, anne" Karşıma baktığımda Cenk'in de dışarı çıktığını fark ettim. "Nazlı'cığım, nasılsın güzel kızım?" Yalandan bir gülümseme takınarak, "iyiyim, Asuman teyze. Sen nasılsın?"

Vişneli Şarkı 🍒 Yarı TextingWhere stories live. Discover now