[3.3]

42.7K 2.4K 1K
                                    

[Duman-Seni Kendime Sakladım]

***

"Yuh, saat kaç olmuş!"

Hilal'in, tüm evi inletecek derecede olan bağırışını işitmemle olduğum yerde sıçrarken parmağımı üst damağıma doğru bastırdım ve sinirle ona baktım. "Ne bağlıyorsun, kızım?" Cümlemi zerre umursamazken oturduğu yerden bir hışımla kalktı ve yanıma gelip bileğimden tutarak beni de kaldırdı.

"Hadi, hazırlayalım seni." dedi hevesle.

Cümlesi üzerine burun kıvırırken bakışlarımı duvarda asılı olan saate çevirdim. Altıyı çeyrek geçiyordu. Harun ise buraya saat yedide gelecekti. Bu kalan son dakikalarda elbette hazırlanabilirdim ama üzerimde bir ağırlık vardı. Oraya hem gitmek istiyor hem de istemiyordum. "Ne bu hâlin ya?" diye soran Hilal omzumdan dürtünce ona baktım.

"Ne varmış hâlimde?"

"Yemeğe çıkacaksın, biliyorsun di mi?"

"Yani." dedim sorarcasına. "İlk defa yapmıyorum."

"Bahadır ile deli gibi sevgili olmanı istememe rağmen ben bile bu yemek için heveslendim ama sende tık yok."

Omuz silktim. Doğruyu söylemek gerekirse Bahadır ile yemeğe çıktığım akşam hissettiğim duyguların çeyreğini bile hissetmiyordum şu an. Oldukça basit bir akşammış gibi geliyordu.

Sıkıntıyla soldum. Acaba bu yemek teklifini kabul etmekte hata mı yapmıştım?

"Aman neyse ne! Hadi, gel de hazırlayalım seni."

Burada kendime ait olan tek şeyler pijamalarım ve de buraya gelirken giydiğim kıyafetlerdi. Eve de gitmediğim için bu akşam yemeğe giyerken giyeceğim kıyafetler Hilal'in dolabından seçilecekti. "Tamam." dedim en sonunda. Beni tuttuğu bileğimden yavaşça çekiştirerek kendi odasına getirdi.

Neslihan da lavabodan çıkıp yanımıza geldiği esnada çalan zil yüzünden kapıyı açmak için odadan çıkmak zorunda kalmıştı. Hilal de dolabının karşısına geçip kapaklarını açarken ben de geçip yatağına oturdum ve onun bir kıyafet seçmesini bekledim.

"Ne giyebilirsin, ne giyebilirsin..."

"Kot ve tişört nasıl?" dedim hevesle. "Çok rahat ederim bence. Ne diyorsun?"

Başını omzumun üstünden bana doğru çevirdi ve sırıtarak "Şakacı kız." dedi. Şaka değildi aslında. Hem şu dünyada kot ve tişörtten daha rahat ne olabilirdi ki?

"Hem sen Bahadır ile yemeğe giderken kot tişört giydin mi de şimdi giymek istiyorsun?"

"Aman! Hemen de konuyu oraya getir." dedim göz devirerek. Yarım ağız sırıtıp dolabın içindeki eşyaları karıştırmaya başladı. Ben de uzaktan dolaptaki kıyafetlere göz attım.

"Ne kadar çoklar."

"Sanki gece hayatım varmış gibi sürekli alıp dolabıma tıkıştırıyorum. Çoğu zaman burada süs gibi dursalar da bazen benim bazen de senin gibi arkadaşlarım için işe yarıyor."

"İyiymiş." diye mırıldanıp yanına gittim ve elimi elbiselerde gezdirdim. "Seçmemiz zor olacak gibi." Beni onaylayıp elbiselere göz gezdirmeye başladı. "Şu nasıl?" diyerek bordo mini bir elbise çıkarınca kaşlarımı hayır dercesine kaldırdım.

"Yani elbise güzel ama birazcık iddialı gibi."

"Fena mı kız?" dedi göz kırparak. "Bahadır, seni bu elbiseyle Harun'un yanına giderken görsün. Sinirden koltukları ısırır."

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin