44.Bölüm

19.4K 1.2K 347
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

KURT TÜRKLERİN SEMBOLÜDÜR. Çünkü; köpek suyu içerken gürültü çıkarır, korkunca havlar, darbe alınca inler. Oysa Kurt, suyunu sessizce içer, ay ışığında ulur, darbe alınca inlemez, ölümden asla korkmaz. Boynuna ip bağlatmaz. Esaret altında yaşamak yerine ölmeyi tercih eder...
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
🐺🐺🐺🐺

__________________________

"Bi kız kıza bizi yalnız bırakmadılar ya." dedi Öykü. "Benim bildiğim tam tersi olurdu ya." dedi Defne. "Az önce onları sordun. Hep senin yüzünden. Ömerle şom ağızlıkta yarışıyorsunuz?" dedim Defneye. Burun kıvırdı.

Spor salonuna gelince çantalarımızı alıp girdik. Soyunma odalarına girip kıyafetlerimizi değiştirdik. Havlumu alıp çıktım. Beni bekliyorlardı.

"İlk olarak ısınalım. Sonra geçeriz." dedim. Kabul ettiler. "Hoşgeldiniz Hanımlar. Ben spor eğitmeni Batu. " dedi. Üçümüzü toplasalar adamın kasları kadar anca olurduk. "Hoşbulduk Defne ben." dedi Defne. "Öykü." dedi. "Umay." dedim.

"Buyrun." dedi Batu. Biz de onu takip ettik. "Yakışıklıymış ya." dedi Defne. "Sus lan sen benim Yengemsin. Ama yakışıklı adam." dedim. Kıkırdıyorduk.

Yan yana olan üç tane koşu bandına geçtik. "Nerede kaldılar?" dedi Defne. Öyküyle birlikte güldük. "Ömeri mi özledin?" dedim. "Umay uçarım buradan." dedi. Kahkaha attım. 10 dakika koştuktan sonra başka spor aletlerine geçtik. Barfix çekiyordum. "Umay Hanım sık sık yapar mısınız? Hiç zorlanıyor gibi görünmüyorsunuz?" dedi Batu. Dağda yaparım sık sık. "Yaparım haftada iki üç defa." dedim.

"Umay!"

Geldi gönlümün efendisi. Ama kaşlarını çatmıştı. Yanıma gelip başımdan öptü. Gözlerini dikmiş Batuya bakıyordu. "Spor eğitmeni Batu." dedim. Elini uzattı Batu. "Yiğit." dedi. Elini sıkmıştı ama biraz fazla.

Batu yanımızdan gidince Yiğite döndüm. "Niye geç kaldınız?" dedim. "Ömer bizi yanlış yere götürdü." dedi. "Hadi siz de biraz ısının maç yapalım." dedim.

Ömer'den

Kahvaltı yapıyordum kapı çaldı. "Okan. Kapı." dedim ses gelmedi. "Lan kapı diyorum kapı." dedim sonra kalkıp kapıyı açtım. Gelen Ayazdı. "Alacaklı gibi ne kapıyı çalışıyorsun." dedim. "Elim ağır ben napayım?" dedi Ayaz. "Beni mi özledin?" dedim. Güldüm. "Yürü git. Spor salonuna gidecekmişiz. Yiğit Bey süsleniyor." dedi Ayaz. "Kesin Umay orada." dedim. "Defne ile Öykü de orada." dedi imalı bir şekilde. Kaşlarımı çatmıştım. On dakikaya hazırlanın deyip gitti.

Masaya geçip kahvaltıma devam ettim. Devam etti diyorumda pek edemedim aslında. Defne bu aralar çok aklımı kurcalıyordu. Çok inatçıydı, çok ters bi insandı ama bilmiyorum ya. Okan geldi. Duştan çıkmıştı.

"Kim geldi?"

"Ayaz."

"Niye gelmiş?"

"Bilmem?"

"Ömer salak mısın oğlum?"

"Ha. Umay, Öykü bir de Defne spor salonuna gitmiş. Yiğitte biz de geliyoruz demiş falan filan."

"Bi şey anladıysam..."

Okan kapıyı açıp karşıya gitti. İki dakika sonra geri geldi. Gayet güzel anlatmıştım niye anlamadıysa.

Masayı Okana bırak banyoya kaçtım. İki dakikalık bi duş aldım. Siyah pantolon ve beyaz bi tişört giydim. Spor çantamada bir şeyler sıkıştırdım.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin