91.Bölüm

15.6K 1K 464
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷

__________________________________

Sabah gözlerimi açtığımda sevdiğim adam kollarım aradındaydı. Başına uzun bir öpücük bıraktım. Rüya gibi geliyordu. Biri gelip uyandıracak diye çok korkuyordum. Biraz daha sardım kollarımla onu. Gözlerini açıp bana baktı. Boynuma küçük bir buse bıraktı. "Günaydın Umay Aral." dedi. "Günaydın canım kocam." dedim.

Gözlerimi tekrar kapattım. "Güzelim ne yapıyorsun?" dedi. "Uyuyacam." dedim. "Hadi hadi kalk hazırlanıp yola çıkacaz." dedi. "Uykum var benim. Yorgunum." dedim. "Güzelim çok işimiz var ama." dedi. "Bunu hâlâ kollarım arasındaki sen mi diyorsun?" dedim. Güldü. "Yeni kavuştum bırakmak istemiyorum." dedi. Gülümsedim.

Doğrulup oturdum. Yiğit'in baklavaları göze çarpıyordu. "Çok mu ilgini çekti?" dedi. Burun kıvırdım. Güldü. Kolumdan tutup beni kendine çekti. Burnum çenesine değilmişti. "Ya öküz müsün acıdı." dedim. "Kıyamam ben karıma." dedi ve burnumu öptü üst üste. "Böyle giderse biz ayrılamayacaz ve yerimizden kalkamıyacaz." dedim. Telefonum çalınca arkamı döndüp sehpanın üzerinden aldım. "Kim arıyor?" dedi Yiğit. "Ömer." dedim ve açtım.

"Efendim Ömer."

"Napıyorsunuz diye aramıştım."

"Halay çekiyoruz Ömer."

Defne'nin sesi geliyordu. "Ömer ben sana demedim mi aramam diye. Ayıp ya." dedi. "Umay kusura bakmayın. Görüşürüz." dedi Defne. "Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattı.

"Güzelim hatırlat bana Ömer ve Ayaz'ın düğününde onların burnundan getirecem."

"Kıyamam ben onlara."

"Bana da yazık ama."

Yanına yaklaşıp hafiften çıkmış sakallarina dokundum. Burnunu boynuma gömüp öptü. "Yapma huylanıyorum. Sakalların batıyor." dedim. "Sakallarını kesme diyen sendin." dedi. "Yakışıyo evet ama batıyor." dedim. Havalı havali bakışlar atıp boynumu ısırdı. "Yiğit napıyosun ya." dedim ve ayağa kalkıp aynaya baktım.

"İzi kalacak şimdi."

"Bir şey olmaz."

"Yanlış anlayacaklar."

"Bir şey olmaz."

"Hem sen kurt musun ne diye ısırıyorsun?"

"Bozkurtum işte."

Ters ters bakıp yerdeki yastığı kafasına attım.

Hazırlanmıştık. Boğazlı bir bluz giymiştim. Hava her ne kadar sıcakta olsa giymek zorunda kalmıştım. Çünkü boynum kızarmıştı. Ve gören olursa yanlış anlayacaktı. Özellikle de Ömer, Ayaz ve Savaş gibi arkadaşlarınız varsa.

Eşyalarımızı toplayıp çıktık. Bizimkilerle beraber buluşup kahvaltı yapacaktık. Sonra da havaalanına gidecektik.

Arabadan inip el ele tutuştuk ve kafeye girdik. Yerimize geçip oturduk. Yiğit kazağımı boynumdan sıyırıp baktı. "Allah Allah kim burayı böyle yapmış ki?" dedi ve kahkaha attı. Omuzuna vurdum. "Uyuzsun işte." dedim. Bizimkiler gelince konuşmamız yarıda kaldı.

Hepsine teker teker sarıldım. "Görende sanacak kaç yıldır görüşmüyoruz." dedi Ömer. "Vay be Ömer. Aramızdaki her şey bitti." dedim. Güldü. Şiparişlerimizi verdik ve sohbet etmeye başladık.

"Canım sıcak değil mi? Boğazlı giymişsin." dedi Asel. "Başka bir şey bulamadım." dedim. "Biz koymuştuk." dedi Defne. "Görmemişim demek ki." dedim. Yiğit alttan alttan sırıtıyordu. Daha fazla derine girmediler.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin