1. Bölüm

12.3K 342 46
                                    

10.12.2017

Silinen ve geri yüklenen eski ve ilk kurgumdur. İlk ve çok gençken yazdığım için mantık hatası olabilir, bunu göz önüne alarak okumanızı isterim.

Ve de çok gençken yazdığım için eski benim tarzken şu anki tarzım olmayan bir kurgu oldu. Sadece wattpadda kalacak ve kitap olmayacak bir kurgudur. Belki bir gün kaldırırım kim bilir.

Tamamlanmış olup, tekrar düzenlenecektir.

Şimdiden beğenmeniz ile...

Keyifli okumalar.

Ve yukarıda kısacık bir tanıtım videosu var, izlemeyi unutmayın. 

İG: RUMEYSADOGANM
TWİTTER: RUMEYSADOGANM

...

Sıcaklar kendini mevsim sonuna sürüklemişti. Bunaltıcı hava biraz daha sakinleşmişti. Bu anları seviyordum. Sonbahara yaklaşmanın verdiği ayrı bir lezzet vardı ve artık halsizliğim vücudumdan yavaş yavaş uzaklaşıyordu. Bahar aylarını severdim, en çok da sabahın o ilk vakitleri çok iyi hissettiriyordu.

Gözlerimi kapattım ve kuşların cıvıltısını dinledim. Bir yandan yüzüme hafifçe değen rüzgârla gülümsedim. Güne tefekkürle başlamak son zamanlarda alışkanlık edindiğim ve en sevdiğim anlardan biriydi. Birazdan bu an bitecek ve ben gerçek dünyaya dönecektim.

Yavaşça araladım gözlerimi. Artık gün yavaş yavaş ışıyordu. Pencere kenarından uzaklaşıp üzerimdeki kıyafetleri çıkardım. Gün içinde işlerim olduğu için ilk iş odamı toparladım. Odadan çıktığımda mutfaktan gelen sesleri duydum. Sanırım annemde erkenciydi. Gülümseyerek mutfağa yöneldim ve annem fark etmeden hızla köşedeki börekten bir parça alıp ağzıma attım. İkincisini alacakken elimde hissettiğim yanma ile elimdeki börek tekrar yerine düştü. Anneme kaçamak bir bakış attım. Annem ise elini beline koymuş kötücül bir bakış atıyordu. Börek yaptığı sabahlar genellikle böyle olurdu.

"O böreğin hakkı kaldı." Onun aksine gülüyordum. Annem çatalı elinde sallayıp, "Masa kuruldu mu sen önce onu söyle bakayım?" dediğinde minik adımlarla annemden uzaklaşıp, "Belki kendi kendine kurulma kabiliyeti vardır bir bakıp geleyim," deyip köşedeki örtüyü aldığım gibi kaçar adım mutfaktan çıktım. Bu pek iç açıcı bir espri olmadı. Sabahın bu vaktinde bence çok da önemsemek gerekmiyordu. Annemin arkamdan güldüğünü duyabiliyordum ama hiç beklemeden de cevabını çok güzel veriyordu. Peşim sıra, "Masanın kabiliyeti varsa senin de tembelliğin var," dedi. Büyük bir laf atışından sonra anneme bakıp uzaktan öpücük attım. Bu halime hem söyleniyor hem gülüyordu. Kahvaltı anlarını severdim. Özellikle annemin özenle hazırladığı kahvaltılıklar erken saatte de olsa iştahımı arttırıyordu.

Masayı hızla kurmaya başladığımda annemin elimi çabuk tutmak gerektiğine dair söylemleri mutfakla salon arasında mekik dokumama neden oluyordu. Annem benim aksime daha çok seriydi, bense hızlı iş yapmayı sevmezdim. Annemle zıt kutupları paylaşıyorduk.

Masayı büyük özenle kurdum. Annemin söylemleri bu yavaşlığıma pek fayda sağlamadığı gibi yaptığım işe burun kıvırmasa olmazdı. İçeriye önde babam arkada hâlâ uyanamamış olan Yusuf girdi. Ben ve annem gibi babamla Yusuf'ta aynı kutbu paylaştığı söylenemezdi. Gülümseyerek babamı öpüp, Yusuf'un saçlarına ellerimi geçirdim. Saçlarına dokunmamdan hoşlanmadığı gibi ona bu hareketleri yapmam onu hayli sinir etti. Tabii ki bu tavırlarını umursamıyordum. Sonuçta amacım onu sinir etmekti, amacıma da her zaman ulaşıyordum.

"Saçlarımdaki ellerini seviyorsan, uzak tutarsın." Gerçeklikten uzakta olan tehditlerine karşı tekrar ellerimi saçlarının arasından geçirdim. Yusuf elimi tutup ağzına götürerek ısırdı. Bağırmam ile keyfi yerine gelecek ki, sırıtarak, "Beni ciddiye almıyorsun abla," deyip karşıdaki sandalyenin yanına hızla geçip oturdu. Gerçekten acımıştı. Elimdeki kâğıt havluyu yüzüne fırlatıp, "Hain," diye söylendim. İstisnasız her sabah bu kavgalarımız olurdu. Babam Yusuf'un ensesine vurarak yanındaki yerine oturdu. Daha uyanamamış zavallı kardeşim olduğu yerde yalpalanıp hızla kendine geldi. Kıkırdayarak yerime oturdum. Annem elindeki börek tabağı ile gelince iştahla böreğe bakıp ellerimi birleştirdim. Acıktığımda olan iştahımı saymazsak börek gerçekten güzel olmuştu.

VİSALWhere stories live. Discover now