09|belirsizlikler ve zamazingolar

3K 468 234
                                    

keyifli okumalar <33

-

"Gerçekten yaptın mı öyle bir şey?"

"Gerçekten yaptım öyle bir şey."

"Siktir ya," dedi bir elinin avucu ile alnını sıvazlarken. "Yaptın gerçekten de."

Kitaplara konu olacak emektar koltuğumda boylu boyunca yayılmış ve karşımdaki koltuğa oturmuş Jimin'e çevirdim bakışlarımı. Taehyung ile yaptığımız -kısmi tek taraflı oluşunu yok sayalım- konuşmayı baştan sona anlatmıştım.

Dün gece eve gelir gelmez odama kapanmış ve öğlene kadar da çıkmamıştım yatağımdan. Jimin artık kapıma dayanmış ve çıkmazsam çığlık ata ata ağlayacağını söylemişti ki dostlarım, bu dünyadaki en çekilmez şeylerden biridir inanın görmek dahi istemezsiniz.

Korkunç tehditi ile odadan çıkmış ve evdeki favori alanım olan koltuğuma geçmiştim işte, daha da ayrıntıya gerek var mıydı zira dün geceki olaydan sonra Taehyung diline ket vurulmuş gibi eve kadar tek kelime etmeden yürümüştü ve tam merdivenden ayrılacakken birkaç cümle sarfedip veda etmişti.

Tüm gece anlamış mıdır diye kendi kendimi yiyip bitirmiştim fakat Taehyung vedalaştığımızda son derece rahattı ve gayet de gülüyordu, belki de bizim eve dönüşlerimiz hep sessiz geçtiğinden ben kafamda bin türlü ihtimali coşturmuştum, bilmiyordum. Gerçekten de hiçbir şey bilmiyordum.

"Anlamış mıdır Taehyung?" dedim dudaklarımı büzüp sorduğumda, "Ya konuşmazsa bir daha benimle, ya koca aşkımız buraya kadar derse? Eyvahlar olsun Jimin," dedim eteklerim tutuşmuş gibi. "Kopsun kıyamet, ya Taehyung aşkımı kaldıramayıp şehri terk ederse, ıssız bir kasabaya yerleşirse, ya kaçarsa benden?! Ne yaparım ulan?" Gerçekten kafayı yemiştim, saçmalamamı durduramıyordum.

"Geri zekalı sus ya," dedi bana anlamlandıramadığı bakışlarını yollarken. "Ne çeşit bir şeysin anasını satayım, ne dönüyor o kafanda. Delireceğim Tanrım," dedi kafasını iki yana sallayıp ağlarcasına sesler çıkarırken. "Kasaba diyor ya aşkımız buraya kadarmış diyor bir de. İnanılmazsın gerçekten ya." Sonra tam da sözlerini tasdikler gibi deli gibi gülmeye başladı. Ayaklarımın dibindeki yastığı alıp kafasına fırlattım ve isabet ettirmeme rağmen susmadı aynasız herif.

"Annemi aramam gerek," dedim. "Yardım eder bana o, pek bir sever damadını." Sonra durdum, Jimin'in kahkahası kesildi ve bir süre bakıştık. "Siktir ya," dedim. "Jimin ben Taehyung'a aşkımı mı itiraf ettim şimdi? Ne yaptım ben, anlamıştır değil mi?" Jimin sadece omuz silkti ve düşünceli hallere bürünüp bir yerlere daldı. "Anasını satayım ya kafamda çok başka şeyler vardı benim, Taehyung'a dünyanın en güzel çiçeği olduğunu söyleyerek aşk itirafı yapacaktım. Gitti her şey bitti, totem yapmıştım ulan mahvettim her şeyi."

"Az aşk adamı olur insan ya," dedi burun kıvırıp beğenmez bir tutumla. "Ne işten anlamaz, bir halt bilmez herifin tekiymişsin. Ne diye çocuğa saydırdın her şeyi, nasıl şok olmuştur şimdi. Salak ya o da senin gibi şok anında tek kelime etmeyi bilmez. Ulan nasıl sevgili olacaksınız siz?"

Son cümlesiyle kalbimde bir şeyler hızlandı, bir an için kendimi Taehyung ile sevgili olarak düşündüm ve acı bir şekilde sırıttım, -böyle bir şey nasıl mümkün olur, sormayın- "Taehyung ile sevgili olursam sürekli öpüşürüm, harbiden nasıl olacağız, çabuk düşün çabuk."

"Direkt git, vur masaya, aşığım de gitsin. Sen de kurtul ben de. Gerçekten geceleri bunları düşünmekten uyku uyuyamıyorum. Yoongi için bu kadar düşünsem çoktan işi bile pişirmiştik."

"Edepsiz ya, laflara bak hele, işi pişirmekmiş. Aşk acısı çekiyorum ben burada, senin tek derdin mercimekten civcivler yapmak. Az yardım et yahu."

reformic pains // taekookWhere stories live. Discover now