Final; Hayatta Kalacaklar

2.3K 141 192
                                    

James ve Lily duyduklarını ciddice, Peter her zamankinden de şaşkınca sindirdi. Ayrılmadan önce Regulus'u ve sırrını korumaya söz verdiler. Dumbledore daha tatlı kurabiyeler getireceğine söz verdi. Sirius şimdi balkondaydı. Remus onu seyrediyordu.

Birçok, birçok yönden inanılmaz biriydi. Geçen yıllar bunun sadece iyice altını çizmişti, yoksa zaten en başından beri, Sirius Black'in bir kutu çikolata gibi sürprizlerle dolu olduğunu biliyordu. Yine de hepsini ve her şeyi bizzat görüp tanıklık edeceğini tahmin etmiyordu ve bunları çılgın bir boyutta seveceğini de.

Affetmeyen, dikbaşlı ebeveynlerin yetiştirdiği yufka yürekli Patiayak. Sinir bozucu Patiayak, sırlarını sadece en yakın dostlarına anlatan Patiayak, duştan sonra saçlarını köpek gibi sallayan Patiayak, gürültücü Patiayak, uyurken küçük kaşık olmaya bayılan Patiayak, son derece sessizce tıraş olan çünkü mırıldansa dahi bir yerlerini ritimle sallamadan duramayan Patiayak, aynı anda korkup cesaret gösterebilen, hem üzülüp hem gülümseyebilen Patiayak, Aylak'ına Patiayak, fikirlerine destek, fikirlerine duygu, fikirlerine endişe katmaktan geri duramayan Patiayak, geç kaldığında uyumayıp eve gelişini bekleyen Patiayak, dokunuşuyla sakinleştiğini belli etmediğini sanan Patiayak. Fazla sevgi görülmeyen bir evde büyümesine göre içinde fazla sevgi vardı.

Küçük balkona çıktı ve elini tuttu.

Sirius geldiğini duymuştu, o yüzden irkilmedi. Avucunu çevirince parmakları kenetlendi. Konuşmak üzere ağzını araladı.

"James gene de etrafında dikkatli olmamı söyledi," Regulus'u kast ediyordu.

"Koruyucu olmaya çalışıyor. Haklı değil mi?"

"Haklı mı değil mi göreceğiz sanırım. Bekleyip görmekten başka seçenek yok."

"Evet." Remus korkuluklara yaslanıp ona baktı. "Vaftiz baba olmanın seni bir tık seksileştirdiğini söylemem gerek."

Sirius alnını tuttu, "Hala onu idrak etmeye çalışıyorum! James gerçek bir aptal."

"En iyi dostu sensin, Harry'nin vaftiz babası olarak seni seçmesi niye bu kadar tuhaf?"

"Çünkü ben makarna yapmayı daha yeni öğrendim," o da demirlere yaslandı. "Pek sorumluluk sahibi biri sayılmam."

"Bunlar engel değil."

"Bekle, cidden mi?" Dudakları sevimlice kıvrıldı. "Vaftiz babalara özel bir ilgin olduğuna inanmaya başlıyorum..."

Remus ani bir içgüdüyle yanağından kavradı ve onu öptü. "Çok güçlüsün. Seni çok seviyorum." Dudaklarını kesik kesik öpmeye devam etti. Sirius bunun da nereden çıktığını soracak gibi oldu -- sonra gözlerini kapattı ve öpücüğü derinleştirdi. Remus sıcak ellerini üzerinde dolaştırınca, hoşnut bir iç çekişle onu arkalarındaki duvara yasladı.

"Erken doğum günü hediyesine ne dersin?" Yarın Remus'un doğum günüydü.

Büyümüş gözbebekleriyle ona baktı Remus. "Hediyem ne?"

"Bütün sevgim ve ilgim tabii ki," parmaklarını pantolonuna sürükledi. "Buraya yoğunlaşmış şekilde."

"Regulus salonda," diye hatırlattı.

"İyi işte," dedi Sirius ve muzipçe kendi dudaklarını ıslattı.

Remus heyecanlı mimiklerine rağmen onu yorgun gösteren, on dakika önce çektiği kısa uykunun eseri sol yanağında yerini almış yastık izlerini fark etti. Sirius dün gece olanların etkisiyle neredeyse hiç uyumamıştı. Göz altlarında da yarım halkalar vardı.

Remus, kalbinin ince ince yandığını hissederken kelimelerini yuvarladı. "Tam olarak şu an yatak odasına gitmemiz gerekiyor," dedi, ki son derece ciddiydi. Birlikte yalnız ve endişesiz kalabildikleri saatlerden birini yaşamak ne iyi olurdu. "Düzgün bir uyku çekmen için."

Ay Işığı | WolfstarWhere stories live. Discover now