P~28

228 22 0
                                    

<><><><><><><>

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

<><><><><><><>

Karanlık her zaman ürkütücü olmuştur benim için. Korkularımla baş etmekte aciz kalırım çünkü. En çok da birine muhtaç olduğum duygusu nefes almamı zorlaştırır. Bu sefer içine karıştığım karanlık farklıydı; çünkü Cevat'ın karanlığı sıradan karanlığa benzemiyordu.

İlk kez herkesten koruyup gözü gibi sakladığı dünyasının kapısını aralamıştım. Ve adımımı atar atmaz içimi öyle bir korku saplamıştı ki. Dediği gibi peşinden koştuğu hayatların bir yansımasını saklıyordu o dünyada. Sadece masumlar değil cinayet işleyen suçlu insanlardan da izler vardı.

Gördüğü, duyduğu her şeyi analiz eden bir insan olarak onda etki bırakan her izi memnuniyetle saklıyordu, her ne kadar ona zarar veren türden olsa da. İnsanları tanımak kişiden kişiye değişiyor. Bazıları sözcüklerle sıralar bütün duygularını, bazılarıysa hareketlerine serer bütün kalbinde biriktirdiklerini. Fakat Cevat bütün bunların uzağında kalmıştı. Şimdiye kadar benimle vaka dışında bir şeyleri çok nadir konuşmuş, davranışlarıysa benden dibine kadar nefret eden insan evladı gibi görünmüştü.

Bu yüzden yaşadığım şaşkınlığın haddi hesabı yoktu işte. Durmadan bahsedip durduğu suçlu zihniyetiyle dolu gerçekliğine açılan kapıyı aralamıştım. Ortaya çıkan sonuçsa bir hayli korkutucuydu çünkü hangisinin gerçek o olduğuna dair bir fikrim yoktu.

Yanlış bir şeyler var... beni öpmesi gibi mesela.

Neden? Neden? Neden?

Kafamda dönen düşünceler beni kendime getirirken ondan ayrıldığım gibi yüzüne istemsizce yumruğumu indirmiştim. Yaptığım şeyin farkına varınca korkuyla yüzünü tutan Cevat'a yaklaşmak isterken kendisini geri çekti.

"Lan... elin de ne ağırmış? Birini öpünce yumruk atıldığını da ilk sende gördüm. Şimdiye kadar neden emekli nineler gibi takıldığını da anlamış oldum."

Gözlerimi ardına kadar açarak hafif kanayan burnunu silen Cevat'ı izledim. Başkalarını öpmüş olduğuna mı sinirlenseydim, izinsiz yaptığı bu hareketine mi bir anda şaşırmıştım.

"Öküz olduğun için anlayamazsın da zaten. Birini izinsiz öpmek de ne demek? Pamuk prenses miyim ben? Peri masalında mıyız?" Diye bağırdım gecenin köründe avaz avaz. Köy halkı ayağa kalkardı bu çığlıklardan sonra artık.

"Haklısın, senden pamuk prenses değil de olsa olsa çirkef cadı olur. Ne vuruyorsun kızım alt tarafı öptük işte." Dedi burnunun kanını kestikten sonra. Verdiği tepkiye elimi ağzıma götürerek karşılık vermiştim. Kime ne anlatıyorum ben?

"Geceleri aynaya bakarak ağlıyor musun bari çirkin, cadaloz suratını görünce?" Damarıma basmaya devam eden Cevat sabrımın sonunu da fare gibi kemirince kendimi tutamayıp üzerine atladım. Şafak'ın yanında bir hayli taktik öğrendiğimi de kum torbası gibi yumrukladığım Cevat sayesinde öğrenmiştim.

Pırlanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin