P~4

748 57 12
                                    

☆☆☆

Medya: Ezgi & Efe

~Ezgi~

"Kızım, kahvaltı hazır."

Babamın bağırışıyla telefonumdan bakışlarımı çekerek ona seslendim.

"Tamam baba, geliyorum!"

Diye bağırdım ben de. Her sabah bu bağırış seansı olmak zorunda mıydı? Geçen sefer kavga ettiğim kız, Yasemin yeni fotoğraf eklemişti. Şu an onunla meşguldüm. Bu kız da kendisini güzel sayıyordu ne yazık ki. Fotoğraflarına verdiği efektler, parlaklıkları benim odama çekip versem, evin ortasında havuz oluşurdu. İnstagram'dan çıkarak rehbere girdim ve 'Karizmatik yakışıklım' 'a tuşladım. Efe'yle bu konu hakkında uzun tartışmıştık, neymiş delikanlılığını bozuyormuş bu isim. Bana göre gayet güzel bir isimdi.

Efe her ne kadar maço bir erkek olsa da birtanecik yakışıklımdı. Numarasını arayarak kulağıma götürdüm telefonu. O sırada tırnağıma sürmüş olduğum ojenin kapağını kapattım.

"Aşkım?!"

Dedim gülerek. Evet, geçen sefer kavga etmiştim ve ayrılmıştım. Sonra bir şey olmuştu ama ben ne zaman barıştığımı hatırlamıyordum. Neyse, bunu önemseyecek değildim.

"Neden üçüncü çalışta açtın?"

Eğer, birinci ya da ikinci çalışta açmıyorsa demek ki başka bir işi vardı. Onun benden başka işi mi vardı? Kesinlikle olmamalıydı.

"Bu konuyu konuşmuştuk. Ayrıca ofisteyim, yapacak bir sürü iş var ve öğlene kadar yetiştirmem lazım.. "

"Anladım, bugün Alis, sen, ben dışarıya çıkalım öğleden sonra. Onu diyecektim."

"Tamam, olur."

"O zaman işten çıkınca bizi almaya gel."

"Emriniz olur prensesim."

Dediğinde gülümsedim ve vedalaşarak kapattım, bu sefer tuşladığım kişi, Aykut'tu. Aykut, Alis'in çocukluk arkadaşıydı ama üniversitede benimle arkadaşlık yaptıktan sonra onunla tanıştırmıştı. Çok çabuk ısınmıştım ikisine de. Akşam Alis'ten aldığım habere göre buradaydı Aykut.

"Güzellik?!"

İşte, Aykut çok iyi tanıyordu beni. Yine küsemeyecektim kendisine.

"Sen çok vefasız bir arkadaşsın. Boşuna güzel sözler söylemeye çalışma. Kaç gündür gelmişsin ama haberim bile yok."

"Bildiğin gibi değil, açıklayabilirim."

Diye dalga geçtiğinde kıkırdamaya başladım. O mu iyiydi bu konularda, yoksa ben mi çabuk çözülüyordum?

"Öğlenden sonra Alis, sen, ben ve benim biricik yakışıklımla buluşma yapıyoruz."

"Hayır deme şansım yok galiba."

"Aynen öyle."

"O zaman hal hatırını yüz yüze sorarım. Bakalım daha ne kadar güzelleşmişsin?"

Gülerek yatağın üzerinde gezmeye devam ettim. Kendim de farkında olmadan bir şeylerin üzerinde buluyordum kendimi. Ya da başka bir odada.

"Alisia'n kıskanmasın?"

Dedim imalı bir şekilde. O sırada yataktan komodinin üzerine atlamıştım. İşte böyleydim, telefonla konuştuğum zaman çatıya bile çıkabilirdim.

Pırlanta ✓Where stories live. Discover now