P~36

244 23 130
                                    

Bölüm şarkısı: Ellise - Keep it to myself

Bölüm şarkısı: Ellise - Keep it to myself

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

~••~

"Rengin niye attı senin?"

Ağzım açılmış vaziyette Cevat'a bakarken o da ara sıra yoldan çektiği çatık bakışlarını bana odaklıyordu. Ben bu gerçekten nasıl habersiz kalabilmiştim aklım almıyordu. "Şafak'ın kimin kardeşi olduğunu ne zaman söyleyecektin bana öteki tarafa geçince mi?" Sorduğum soru üzerine yüzündeki şüpheli ifade netleşmişti.

"Kim olduğunu söyleseydim her beş saniyede bir çocuğa sarılıp teselli edecektin. Onunla dövüşmek için aranızda duygusal bağın olmaması gerekiyordu. Ne kadar duygusal olduğunu ikimiz de biliyoruz."

Ağzım tekrardan beş karış açıldı Cevat'ın kendisini savunduğu saçma bahaneden sonra. "Ya bu çocuk nasıl bu kadar sakin kalabiliyor? Senle Aykut ondan daha çok delirmiş durumdasınız." Söylemem gereken o kadar çok şey vardı ki hangi birinden başlayacağımı bilemiyordum.

"Ben de orasını anlayamıyorum ya." Gözü dalıp giden Cevat'ın koluna vurunca kaşlarını çattı tekrardan.

"Neden anlatmadın bana?"

"Anlatmamayı Şafak tercih etti. Git ondan sor hesabını, ayrıca koluma da vurup durma freni bir basarım ön cama yapışırsın sinek gibi." Koluna vurduğum için ne kadar sinir olduğunu cümlelere dökmese de iyi biliyordum onu deli ettiğini bu hareketin. Ben de karşılığında dudaklarımı birbirine bastırarak ona meydan okurcasına bakmaya başladım.

"Hadi bas frene de görelim, kemerim takılı benim kemerim!" Elimle kemerimi oynatarak ona hava atıyordum ki direksiyonu aniden sağa sola çevirerek manevra yapınca çığlık atarak tutunmaya yer aradım.

"Delikanlılığın çabuk söndü bakıyorum." Dedi keyifle benim rengi atmış benzime bakarak. Sabır dilenircesine gözlerimi kapattım birkaç saniyeliğine. Gözlerimi geri açtığımda bu sefer soğukkanlı ve öldürücü bakışlarla ona bakmaya başlayınca durumun ciddiyetini anlamıştı.

"Sana yemek alıyım mı eve gitmeden önce. Dondurma da alırım hem," şirin gözükmeye çalışıyordu ve bu konuda başarılıydı da ayrıca. Kafamı ağır ağır aşağı yukarı salladım "dondurma limonlu olsun," diye eklemeyi unutmadan. "Emriniz olur." Diyerek küçük bir marketin önünde durdurmuştu arabayı. Ben arabada onu beklerken ellerimin arasında duran telefonla bakışıyordum bir taraftan. En iyisi yarın İclal'i de alıp antrenmana gitmekti. Böylece yüz yüze konuşmuş olurduk Şafak'la.

İşlerimizi hallettikten sonra eve geçmiştik kısa süre içinde. Cevat kapıyı açarak içeri geçmemi bekledi. İçeri geçip ışığı açmaya çalıştım ama karanlık geçmemişti. İçeri giren Cevat ışığın yanmadığını görünce eliyle yüzünü sıvazladı. "Kaç aydır yokum, faturalar da ödenmemiş. İstersen seni eve bırakayım," kafamı iki yana salladım olumsuzca.

Pırlanta ✓Where stories live. Discover now