P~10

635 52 11
                                    

Merhaba arkadaşlar küçük bir şey paylaşmak istiyordum: evet bölümler kısa biliyorum çünkü telefondan yazıyorum. Fakat bu bölümü narenci arkadaşımızın tembihleriyle ( millet 32 33 sayfa bölüm yazıyor dedi :) uzun yazmaya çalıştım. İyi okumalar...

#pray#for#karabagh

İndila - Tourner Dans Le Vide

Yorgun ruhum ağırlığını bedenime yıkarken daha çok halsiz düşüyordum. Koşmak, her şeyden kurtulmak istiyordum. Kulağıma dolan denizin sesi az da olsa huzur bahşetmişti bana. Oturduğum kaya parçasının üzerinden hırçın dalgaları seyrediyordum huzurlu bir şekilde. Denize baktığım zaman düşüncelerim saklanırdı fakat şu anda zihnimin içinde yankılanan o kişi vardı.

Kafamı sağa çevirerek gözlerine baktım, mavi gözlerine. Deniz renkli gözleri durgundu.

"Erken yoruldun."

Cümlesini duyar duymaz kafamı olumlu anlamda salladım. Haklıydı, hiç bu kadar yorgun hissetmemiştim.

"Deniz renkli gözlerin güzelmiş."

Tekrar çevirdim gözlerimi huzur kokan denize. Gözlerimi kapatırken artık dalgaların sesi uzaklaşıyordu fakat tamamen kesilmemişti. Rüyadan uyanmış, hatırladığım küçük bir anıya odaklanmıştı zihnim.

Ellerimi çenemin altına yerleştirerek telefonla oynayan Aykut'a baktım. Zil çaldığı için çoğu kişi koridor ve kantine dağılmıştı. Sınıfta çok az kişi vardı, onlardan biri de bizdik. Kısa süre sonra içeri Zeynep girmişti. Sınıfın en çalışkanı denile bilirdi. Uzun siyah saçları, ve siyah çerçeveli gözlükleri vardı.

"Aykut?" dedim bakışlarımı en ön sırada oturan Zeynep'ten alarak ona çevirirken. Telefondan ayrılarak bana baktı o yüz ifadesiyle. Hiç unutmadığım fakat şimdi bakmadığı ifadesiyle.

"Efendim?!"

"Bu Zeynep var ya?"

Dedim hafif ona yaklaşarak fısıldarken.

"E, n'olmuş?" dedi gülerek o da fısıltıyla beni taklid ederken.

"Biraz onunla ilgili tahminde bulunsana."

Dudağının kenarı kıvrılırken onun da gözleri Zeynep'e kaydı.

"Bundan emin misin?"

Yine heyecanlanırken hızla kafamı olumlu anlamda salladım gülerek. Gözlerini kısarak bir süre düşündü ve hazır olduğunu anladığımda bana döndü.

"Volkan'ı seviyor-"

Daha cümlesinin sonunu getirmeden ben kahkaha patlatırken onun da yüzünde alay vardı. Yok canım, bizim sınıfın değil, komple okulun kötü çocuğu Volkan'ı sevecekti ha? Ben buna gülerdim. Sonuçta Zeynep akıllı kızdı gayet.

"Tamam inanmaya bilirsin, azıcık yardımcı olayım. Sınavlarda ikisi de bazen aynı, çoğu zaman da yakın puan alıyorlar."

"Volkanın babası geçiriyor parasıyla, bunu herkes biliyor."

"İşte, babasının parası olduğu halde neden burada okuyor?"

Söyledikleri mantıklı gelirken kaşlarımı çattım fakat mevzuyla alakası yoktu.

"Yani yediği haltlar yüzünden büyük ihtimal babası ceza olarak buraya göndermiş ve en ufak yardımda bulunmayacağını söylemiştir kesin. Tabii, durum Volkan'ı korkutunca ne yapıyor?"

Pırlanta ✓Where stories live. Discover now