P~12

472 44 4
                                    

Multimedia: (soldan) Cevat, Sevgi, Ted

Bölüm şarkısı: Soha - Mil pasos

Gözlerim etrafımı tararken sanki sebep arıyor gibiydim. Her şey gibi bunun da sebebi vardır diye düşünüyordum. Sebebinin aşk olmasını istemiyordum, Aykut'un başka birini sevme ihtimalini düşünemiyordum. Şimdi Aykut'u görecektik, artık bildiğim için yeşil gözlerindeki başka birisine beslediği sevgiyi görecektim. Korkuyordum, Cevat'a arabayı durdurarak bensiz gitmesini söylemek istiyordum ama cesaret edemiyordum. Bana korkak diyecekti, alay edecekti benimle oysa ki kaldıracak gücüm yoktu.

Mesajı tekrar açtım okudum, kapattım. Tekrar tekrar açtım kapadım. Birden telefon elimden çekilince korkuyla ona döndüm.

"Verir misin telefonumu?"

Dedim sinirle elinden almaya çalışırken. Direksiyonu sağ eliyle kavrarken telefonu sol eline geçirdi. Bir yola bir de ekrana bakarak mesajı okudu. Utanmıştım ama neden olduğunu bilmiyordum. Suç işlemediğim halde niye böyle hissetmiştim ki? Sanki Aykut'un hislerinden ben sorumluymuşum gibi.

"Şimdi anlaşıldı bu sulu gözlü hallerin."

"İnsanlarin özeli diye bir kavram var!"

Dedim sesimi yükselterek. İstifini hiç bozmadan yola bakmaya devam etti. Sinirimi ondan çıkarmasam iyiydi. Nasıl uyuzluktan ölmüyordu anlamıyordum. Onun da bir sınırı olmalıydı..

"Üzgünüm ama benim işimde öyle bir kavram yok."

"Ben senin çözeceğin bir vaka değilim."

Bıyık altı güldüğünü gördüğümde sinirden kulaklarımda uğultu hissetmeye başlamıştım. Kafasını cama çarpasım gelmişti.

"Ne bekliyordun? Uzak mesafelere rağmen seni kalbinde taşıyan aşk çocuğu bir Aykut mu?"

Artık ağlama raddesine geldiğimde alt dudağımı ısırarak gözlerimi kapattım.

"Bu konu seni ilgilendirmiyor!"

"Sana ne?! Belki canım ilgilenmek istiyor?!"

"O zaman git Aykut ve sevgilisiyle paylaş düşüncelerini!"

Bakışları bana çevrilirken yine aynı mimikteydi.

"Gitmek istemiyorum, arabayı müsait yerde durdurur musun?"

İnadına daha da hızlanırken elimle gözlerimi ovdum. Burnumun ucu karıncalanırken her an patlayacak gibiydim.

"Canın istediğin gibi davranamazsın, anladın mı?"

"Bugünlük izin verir misin o zaman?!"

Kelimelerin üzerine basarak söylerken sesim titrek çıkmıştı. Biraz sessiz kalırken sanki büyük bir karar düşünüyor gibiydi.

"Hayır."

Hayretler içerisinde bakışlarımı pencereden dışarıya çıkardım. Niye inadına üzerime geliyordu?

"Aykut'la sevgilisini el ele, göz göze gördüğünde yüzündeki ifadeyi merak ediyorum."

Yüzümü çevirdiğim gibi bana bakarak alayla gülmeye başladı. Anlaşılan üzerime gitmekte kararlıydı, ben de ağlamamakta. Derdi neydi benimle?

"Kız güzel, hakkını yemeyelim. Onu gördüğünde, sen de şaşırmayacaksın Aykut'un neden böyle  bir adım attığına."

Gülerek anlatmaya devam ederken ben de izlemeye devam ediyordum onu hipnoz olmuş gibi. Bu ne anlatıyordu?

Pırlanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin