Öpücük

51.1K 3K 514
                                    

Bölüm 8

Öpücük.

Sabah gözlerimi zorlukla açabildim.Yatağımdan uyku sersemi halimle kalkarak banyoya doğru ilerledim.Dersin başlamasına bir saat vardı ve servis beni 45 dakika sonra alacaktı.Aynadaki kıza bakarak gülümsedim.Saçlarım,kaşlarım...Bir çok şey değişmişti benimle alakalı ama iyi bir değişimdi.Belki de aşkı getirebilecek kadar iyilerdi.Yalnız sadece değişim yetmiyordu.Oyunculuğumu da geliştirmeliydim.Elimi yüzümü yıkayarak dişlerimi fırçaladım.Saçlarımı düzleştirerek salık bıraktım.Dün aldığımız hırkalardan şık olan bir tanesini formanın üzerine geçirdim.Eteğim Güneş'in emriyle bir tık daha kısaldı.Ama çok da kısa değildi.Dizimin hafif üstündeydi.Boyunu ben belirlemiştim sonuçta.Güneşe bıraksam hiç etek giydirmeyecek.Tövbe tövbe...

Yeni aldığımız toz pembesi yandan çantamı takarak aşağıya indim.ufak bir kaç atıştırmalık şeyler yedikten sonra tam çıkmak için kapıya yönelmiştim ki;

"İlkim!" diye bir ses duydum.Sıcacık gülümseyerek arkamı döndüm.

"Söyle ufaklık." dedim yanağını bir öpücük kondurarak.O da minicik ellerini iki yanağıma koyarak iki yanağımdan öptü.

"Çok güzel olmuşsun ablacığım." dedi gülümseyerek.Bakmayın böyle uysal davrandığına...Yeni uyandığı için böyle.Yoksa tam ablası kılıklı bu çocuk :)

"Ay...Yerim seni ben.Sen git yat ablacığım.Ablan can yakmaya gidiyor." dedim göz kırparak.O da gülümsedi.Mert tam şu amerikan filmlerindeki çok bilmişçocuklara benzer.Her şeyi anlardı.Ee...Kim eğitti sanıyorsunuz? Şeker şeker el sallayarak odasına doğru gitti.Gülümseyerek kapıyı açtım ve dışarıçıktım.Servis kapımın önünde durmuş korna çalmaya başlamıştı ki kapıyı açıp ön koltuğa oturdum.Kafamıçevirip arkama baktığımda beklemekten sıkılmış ve bana öfkeyle bakan gözler gördüm.Açıkçası tırsarak önüme döndüm.

Her serviste tek bir kural vardır.Önde oturan radyoyu kafasına göre açandır.Radyoyu çalıştırarak powertürk'e basacaktım ki aklıma kurnazca bir fikir geldi.Hafifçe kıkırdayarak türküçalan bir kanal açtım.Bülent Ersoy bağırmaya başlayınca herkes kulaklarını tıkamaya başladı.Bense kahkahalarla gülüyordum.

"Ciddi misin?"

"Kapat şunu lütfeen!"

"Biri müzik ruhunu mu aldı senin?"

"Allahım kulaklarımı al da duymayayım..."

gibi bağırışlar duyunca daha fazla gülmeye başladım.Daha sonra biri kafama dometes falan atmadan önce kanalı powertürk'e getirdim ve arkamı yaslanarak gelen geçen evleri,arabaları,ağaçları,insanları izledim.Çok fazla çekmeden okula geldik.Ben hiç etrafıma bakma ihtiyacı duymadan kapıyı açmamla "Paat!" diye bir sesin yankılanması bir oldu.Kalbim ağzımda ata ata arabadan inerek kapıyıçarptığım kişiye baktım.Arkadan gayet kaslı ve şekilli bir vücuda sahip biri gibi görünüyordu.

"Sen ne-" diyerek arkasını dönmesiyle yeşil gözlerle karşılaşmam bir oldu.Emir!

"Ben çok özür dilerim Emir...Aptalın tekiyim." dedim kaygılı bir şekilde.Allahtan arkası dönüktü de kafasına gözüne vurmadım çocuğun.Hayvan gibi açtım bir de kapıyı.Sorunum ne anlamadım ki!

"Ah! Problem değil.Görüşemedik hiç.Nasıl gidiyor okul?" diye sordu gülümseyerek.Anlaşılan pek de canı acımamıştı.Emir'e bakarken birden gözümün önüne Emir'in arkasında bize bakan ü,dört çift gördüm.Merakla arkamı dönerek onların da bizi izlediğini farkettim.

"Gözler sürekli üstünde midir?" diye sordum merakla.Ben boşuna ünlülerin hayatı zor demiyorum.Rahat rahat gezemezsin bile.

"Çoğu zaman." dedi mahçup bir gülüşle.Daha sonra o da merak ederek etrafına bakındı ve sıkkınlıkla gözlerini devirdi.Dayanamayarak kahkaha attım.O da bana bakarak gülümsedi.

"Daha sakin bir yere geçelim istersen.Yani konuşmak istersen tabii." dedi.Gülümseyerek onaylarcasına kafa salladım.O da elini belime oyarak beni arka bahçeye doğru yönlendirdi.Döndüğümüzden bir kaç saniye sonra elini belimden çekti.Yeşilliklerin arasında kocaman bir ağacın altına oturana kadar ikimizde konuşmadık.

“Arkadaş bulabildin mi?” dedi tekrar gülümseyerek.

“Ah…Imm…Pek sayılmaz.” Dedim dudak bükerek.Bu hareketime bakarak hafifçe güldü.

“Böyle şirin bir kız arkadaş bulamıyorsa işin içinde kesin Melissa vardır.” Dedi gülmeye devam ederek.Ben ise gözlerimi kocaman açmış ona şu benim meşhur balık bakışlarımdan birini atıyordum.Ama ne yapabilirim ki?Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı yani.

“Nereden bildin?” diye sordum.Nefes alışım hızlanmaya başlamıştı.Bu kıza cidden gıcık olmuştum.Bu cevabım üzerine daha çok kahkaha attı.

“Melissa olayın kendisidir.Gerçekten tehlikeli biri İlkim.O kız ile uğraşmasan iyi edersin.Diğer okullarındaki kız kavgalarına benzemez.” Dedi ciddileşerek.Sesinde uyarmak isteyen bir korumacılık vardı.Yeşil gözleri şimdi daha keskin bakıyordu.Şimdi neden bukadar popüler olduğunu anlıyordum.Gözleri yeşildi fakat güneşin altında ela rengini alıyorlardı.Değişken göz rengi erkekleri herzaman cazip kılmıştır.

“Gözlerinin güneşin altında ela olduğunu biliyor muydun?” diye sordum kendimi tutamayarak.O ise önce şaşırdı.Daha sonra kızarmama neden olan çapkın bir sırıtış kapladı yüzünü.

“İlk söyleyen kişisin.Diğerlerinin ilgilendiği şeyler genelde param ve şöhretim oluyor ama sen…Farklısın.” Deditekrar gülümseyerek.

“Bu arada saçın…Yüzün…Giyimin…Resmen evrim geçirmişsin!” dedi şaşkınlıkla yüzüme bakarak.Dayanamayarak güldüm.O kadar komik görünüyordu ki!

“Bunu iltifat olarak kabul edeceğim.” Dedim gülümseyerek.

“Siz nasıl isterseniz bayan.” Dedi ve ayağa kalkarak hafifçe bana doğru eğilerek elini uzattı.Gülerek elini tuttum ve beraberce ayağa kalkalım derken ben dengemi kaybettim ve ikimiz de beraberce yere yuvarlandık.Emir benim üzerimde,yüzlerimiz aynı hizadaydı.Yutkunarak gözlerimi kaçırdım.Hava sıcaklamaya mı başladı? Yoksa bana mı öyle geliyor?Daha sonra kafamı Emir’e çevirdim.Gözlerinde değişik parıltılar vardı.O da yutkundu.

“Artık kalksak ya?” dedim gözlerimi kaçırarak.

“Ah!Tabii…Pardon.” diyerek üzerimden kalktı ve tekrar elini bana uzattı.İki kaşımı da havaya kaldırdım.

“Emin misin?” dedim kinayeli bir ses tonuyla.Gülerek bileğimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı.Vay canına…Bu çocuk bu kadar güçlü müydü yav?Daha sonra gözüm ileride arabasının kapısına yaslanmış bizi izleyen bir çift çikolata rengi gözle karşılaştı.Planın zaten bu olmasına rağmen yutkunarak bakışlarımı kaçırdım.Nedense kendimi basılmış gii hissediyordum.Kendine gel kızım! Eğer güzel oynayamazsan sadece uzaktan bakarsın,diyerek geçirdim içimden ve ani bir hareketle dönerek Emir’in yanağına küçük bir öpücük kondurarak geri çekildim.Emir kocaman açılmış gözlerle bana bakıyordu.Ben de ondan farksız değildim.Yaptığım şeyin şokuyla kıpkırmızı kesilmiştim.Gerçi arkadaşlar da yanakdan öpüyorlardı birbirlerini.Yanlış anlaşılmaz değil mi?

   Bu bölüm biraz daha uzun oldu… Herkes az çok İlkim’in planını anladı sanırım.Ama hesaba katmadığı bir şey var…Emir’in duyguları… Diğer bölüm hakkında ufak da olsa ipucu vermiş oldum :D Yorumları ve voteleri unutmayalım.Seviliyorsunuz… :D 

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin