Beklenmeyen Dönüş

35.8K 2K 364
                                    

Beklenmeyen sürpriz bir bölüm oldu :D yorumlarınızı bekliyorum bol bol :)) Acaba ne tepki vereceksiniz çok merak ediyorum :) Multimediayı yarın koyacağım şimdilik sadece okuyun istedim :) HAydi ben aradan çekiliyorum...İyi okumalarr :)

bölüm 18

 Beklenmeyen Dönüş

“Ne yapıyoruz?” diye sordum. Anıl sırıtmaya başladı. Bense gülümsedim. İçten bir gülümsemeydi…Onca zamandan sonra Aras’a yakın olmak nedense gülümsetiyordu.Yine onula olabilme düşüncesi içimin kıpır kıpır olmasını sağlıyordu.

“Önce nerede olduğunu bulmamız gerekiyor.” Dedi. Gözlerimi iri iri açmış onu izliyordum.

“Nasıl nerede olduğunu bulacağız? Nerede olduğunu bilmiyor musun?” dedim azarlar ses tonuyla.Ellerini havaya kaldırarak masumca baktı.

“Aşk acısı çeken deliye dönmüş bir vampiri kolayca elinde tutamıyorsun. Babası değilim ki evden çıkmama cezası vereyim” dedi. Espirisine gözümü devirmeden edemedim. Korkmaya başlamıştım. Ya ona bir şey olduysa? Ona ulaşmadan onu kaybedemezdim.

“Nerede buacağız onu nereden aramaya başlayacağız Anıl? Koskoca dünya, her yerde olabilir!” dedim kaşlarımı çatarak.Cümlem bitene kadar bağırdığımın farkında değildim. Bağırıyordum. Bağırıyordum çünkü tamamen panik olmuştum.Arasa ulaşmaya yaklaşmışken onu tamamen kaybetme korkusu beni yiyip bitiriyordu.

“Sakin ol İlkim! Güneşi Aras’ın yanına takmayı unutmadım herhalde. Onu arayıp nerede olduklarını öğreneceğiz ve…Onu bir şekilde buraya çekmemiz gerekiyor. Ee burada devreye sen giriyorsun.” Dedi göz kırparak.Anıl’ın nasıl bir planı olduğunu bilmiyordum ama her yola vardım. Aras’ı bu deli ruh halinden kurtarmak için her şeyi yapardım. Anıl öl dese ölebilirdim şuan.

“Ve sanırım senin bir fikrin var?” Diye sordum. Mahçup bir şekilde gülümsedi. Bu gülümseyiş hiç de iyiye işaret değildi.

“Evet,öleceksin.”

“Pardon!”

“Ya kızım…Bak aras sana zarar gelmediği sürece geri dönmez bu yüzden sana zarar geldiğini düşünmesini sağlayacağız.” Dedi.

“Peki nasıl yapacağız onu?”

“Şunu bu kasvetli yerden çıkınca konuşsak? Kuzenim bir sene boyunca nasıl yaşamış burada hayret!Aşk insana neler yaptırıyor öyle.” Dedi manalı manalı göz kırparak. Gülümseyerek kapıdan dışarı çıktım. Dışarı çıkar çıkmaz Emir’i karşımda görünce kısa çaplı bir şok geçirdim.Yanıma doğru gelerek kolumdan tuttu.İleride duran taksiye doğru sürüklemeye başladı.

“Emir n’oluyor? Dur bi,dur!”

Emir kolumu tutan elini gevşeterek embesilmişim gibi yüzüme bakmaya başladı.

“Ne işin var burada?” diye sordum haretle. Emrivakilerden oldum olası nefret etmişimdir.

“Asıl senin ne işin var burada İlkim? Özellikle de bu adamla!” diye sesini yükseltti. Anıl yanıma gelerek sanki Emir hiç yokmuş gibi davranmaya başladı.

“Ee rock star? Nereye gidiyoruz?” diye sordu. Alayla karışık cümlelerine devam ediyordu. Emir ise iyice sinirlenmiş beni izliyordu.Ne yapacağımı şaşırmıştım.

“Anıl biraz izin verir misin? Sakın gitme! Bekle sadece…” dedim işimi garantiye alarak. Anıl’a ulaşamamak beni deli ederdi çünkü…İşimi garantiye almak zorundaydım. Anıl göz kırparak ormana doğru ilerledi. Bense tek kaşımı kaldırmış Emir’i izliyordum.

“Ne yani…Buraya geldiğim için beni suçlamayacaksın değil mi?” diye sordu hayretle. Yeşil gözleri hala öfkeyle parlıyordu.Neden bu kadar öfkelendiğini anlayamıyordum bir türlü.

“Beni nasıl buldun?” diye sordum. Sesimi kontrol altına almaya çalışıyordum. Bağırmak ikimiz için de çözüm değildi.

“Taksi durağını aradım! Şimdi ben sorabilir miyim izninle.” Dedi bütün kelimelerin üzerine basa basa. Kafamı salladım.

“Amacın ne senin he? Ne istiyorsun İlkim? Anıl’ı buldun işte…Şimdiki planın ne Aras’ı bulmak mı? Yoksa onunla birlikte olmak mı? Seni bırakıp giden bir adamı geri mi istiyorsun İlkim!” diye bağırmaya başladı. Öfkem yine gün yüzüne çıktı. Elim istemsiz olarak benden önce hareket ederek Emir’in yanağını bldu. Çıkan ses içimden bir şeyler kopmasına neden oldu. Emir’in gözlerindeki öfke yerini saf şaşkınlığa bıraktı. Bir süre gözlerimin içi baktı sadece… O gözler öyle çok şey anlatıyordu ki o an anladım ne yaptığımı. Benim yanımda olmaya çalışan, iyiliğimi isteyen birine neler yapmıştım böyle? Emir’in beni mutlu etmek için yapmadığı şey kalmamıştı ama ben onu bencilce ezip geçmiştim.

“Em-emir…Ben ne di-“

“Hiçbir şey demene gerek yok prenses… Hoşça kal.” Diyerek arkasını döndü. Elini taksinin kapısının koluna atmışken kolundan tuttum.Yüzünü bana döndüğünde şaşkınlığın ise yerini bariz hayal kırıklığına bırakmış olduğunu gördüm. Onu o kadar üzmüştüm ki… Ben de üzülmek istiyordum.

“Gitme.” Diyebildim sadece. Ağlamak istiyordum.

“Neden gitmeyeyim İlkim? Sen Aras’a git diye mi? Ya sen…Ah!” diyerek elini yumruk yaparak taksinin kapısına vurdu.İçerideki şöför Kafasını camdan çıkarınca “Parasını vericez be!” diye bağırdı Emir.

“Ben ne?” diye sordum.Bana doğru gelerek kollarımı kavradı nazikçe.Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.Gözlerinde tekrar öfke belirmişti.Alt dudağını yaladı.Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı.

“Sen iki gün önce benim kollarımda ağlıyordun lkim. Seni bırakmamam için yalvaryordun. Lahnet olsun benim için ufak ta olsa bir şeyler hissettiğini sanmıştım! Benim olabileceğini hissetmiştim.”

“Yanlış hissetmişsin arkadaşım,o benim.”

Duyduğum sesle gözlerim kocaman açıldı. O yumuşak ses tonu…Sahiplenici konuşması, Uzaktan da olsa etrafa yayılan kokusu…Nefesimin kesildiğini hissediyordum.

“Ve hep öyle kalacak. Şimdi çek ellerini onun üzerinden.” Kafamı çevirmeye cesaret edemiyordum. Ya halüsinasyonsa hepsi? Ya kafamı çevirdiğimde orada olmazsa? Hareket edemez hale gelmiştim. Kendimi toparlamam gerekti…Kafamı çevirerek sesin geldiği yöne baktım. Çikolata kahvesi gözlerini gördüm ilk…Uzamış,dağınık saçlarını…Dudağımı ısırarak bakmaya devam ettim. Emir’in kollarımı kavrayan elleri gevşeyerek yere düştü. Bense hala Aras’ı izliyordum. Ona bırakın sarılmayı…Ona bakmayı bile öylesine özlemiştim ki. Hızla yürüyerek Aras’ın yanına gittim.Kaşlarım çatıktı.Geldiğimi görünce sırıtmaya başladı.Yanına geldiğimde hala sırıtıyordu.Elimi kaldırarak son gücümle yanağına birtokat indirdim.Çıkan ses kulaklarımda çınlamaya başlamıştı.Umursamadım.

“Bu beni bırakıp gittiğin içindi.” Dedim hırsla.Aras ise hiçbir tepki vermedi.Kafasını hafifçe yere eğmekle yetindi sadece.Dayanamayarak boynuna atıldım ve onu kollarımın arasına aldım.Kokusunu doya doya içime çektim.Onu hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.Uzun uzun koklayarak saçlarımı öptü.Sonunu düşünmeden dudaklarımı bonuna daldırarak öptüm.Daha sonra tekrar sarıldım.Hiç bırakmak istemiyordum.Öyle özlemiştim ki onu...Sesini,duruşunu,gülüşünü,bakışını,sevişini...Onu özlemiştim.

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin