Anıl

21.6K 1K 102
                                    

 

 

Çiftli oturduğumuz masada herkes birbirine bakıyor, gözleriyle resmen küfür ediyordu. Dört vampirin konuşmak için akşam yemeği fikrini öne sürmeleri kadar saçma bir şey yoktu. Kimse önlerindeki güzelim yemeklere dokunmuyor, bense arada sırada çatalımı bezelyelere saplamaya çalışıyordum.  Kimseden çıt çıkmaması da ayrı bir gerginlik yaratıyordu zaten.

“Selam gençlik.” Diyerek her zaman ki neşesiyle oturdu yanıma Güneş. Onun gelmesiyle biraz rahatlamıştım. O tatlıya bağlardı meseleyi. Ya da bağlayamazdı. Her neyse.

“Kimse yemeklere dokunmamış?” dedi yarım ağızla gülümseyerek. O da en az benim kadar saçma buluyordu bu fikri. Kan torbalarıyla pijama partisi yapsaydık daha fazla kaynaşabilirdik. Ya da unutayım gitsin.

“Seni bekledik.” Dedi Aras kibarlık yaparak. Dudaklarımın kenarı kıvrılırken Aras ne derse desin gülebileceğimi düşündüm. O bana hep iyi hissettirmişti. Üstelik iyi hissettirmek için fazla bir çaba harcaması da gerekmiyordu. Yanımdaysa zaten gülümsüyordum.

Kafamı kaldırdığımda Emir’in dikkat kesilmiş yeşil gözleriyle karşılaştım. Bakışı fazla yabancıydı. Sanki baktığı kişi ben değilmişim gibi.

Emir

Masada oturduğumuzdan beri İlkim’i izliyordum ve ilk defa gülümsüyordu. Her an Aras’ın gözlerinin içine bakıyordu. Aras öfkeliyse endişeli oluyordu, üzgünse üzgün, mutluysa o daha da mutlu… Bu bile beni çileden çıkarmaya yetiyordu. Oysaki bu güzel, meleğimsi gülümsemesi o Aras denilen herifin yüzünden olmamalıydı. Aklıma tekrar o gün geldi.  Tatmin olmuşçasına söylediği cümleyi yine beynimin içinde yankılanıyordu.

“Dün gece çok güzeldi.”

Dişlerimi sıkarak gözlerimi İlkim’e diktim. Öyle sinirliydim ki kendime hakim olamıyordum. Daha önce öfkeyi bu kadar yoğun hissettiğimi hatırlamıyordum. İlkim’in Aras’ın elleri arasında… Ah! Bu fikre dayanamıyordum. İlkim bakışlarımı fark ettiği an kaşları çatıldı. Afallamıştı. Ona daha önce hiç böyle bakmamıştım çünkü.

“Bir sorun mu var?” dedi Aras gözlerini bana dikerek. O da bakışlarımı fark etmiş olmalıydı. Tam ayağa kalkıp Aras’a doğru bir hamle yapacağım sırada bacaklarımda bir el hissettim. Beni sandalyeye oturtmaya zorlayan bir el. Daha sonra dudaklarımda yumuşak olmasına rağmen masum gelmeyen birkaç dokunuş. Elizabeth birkaç darbe sonrası milimlik geri çekilerek gözlerini gözlerime dikti. Sakin olmamı ve plana sadık kalmamı istediğini elbette ki anlamıştım. Uzanıp yanağını öperek onayladım. Fısıldamak bizim gibi ucubeler için bağırarak konuşmaktan farksızdı. Kulaklarımız fazla iyi duyuyordu.

Elizabeth gülümseyerek geri çekildi ve dudaklarını yalarken direkmen İlkim’in yüzüne bakıyordu. Kafamı çevirerek ben de gözlerimi İlkim’e çevirdim. Şaşırmıştı. Gözlerini kırpıştırıp duruyordu.

 

İlkim

Bu cidden olmuş muydu? Az önce Elizabeth Emir’i öpmüş müydü yani? Nefes bile alamıyordum. Kıskanmıyordum fakat içimde farklı bir öfke vardı. Sanki en yakın arkadaşım bir hata yaptığında onu azarlarken oluşacak cinsten bir kızgınlık. Hayal kırıklığı bütün vücudumca hissediliyordu. Ben öyle Emir’e yoğunlaşmışken bacağımda hafif bir dokunuş hissettim. İrkilerek kafamı Aras’a çevirdim. Güven vermek istercesine gülümsedi. Yemeğin- yememeğin- bundan sonraki kısmı kuralları, sınırları konuşarak geçmişti. Aras Elizabeth’in sürtüklüklerinden ya da Emir’in öfkeli bakışlarına aldırmadan konuşmasını yapmış ve uyulmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyip durmuştu. Yemek nihayet bittiğinde ben de Aras ile birlikte Aras’ın odasına gitmiştim. Elbisemi çıkarmadan sırtüstü yatağa uzandım. Aras ise kıyafetlerini çıkarmış, sadece altına lacivert bir eşofman giyiyordu. Bense bir Aras’ın adonislerini bir de Emir’in yaptığını düşünüyordum.

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin