Hormonlar

39.1K 2.1K 393
                                    

Bölüm 19

Hormonlar

Gözlerimi kapatıp kokusunu son bir kez içime çektikten sonra kolları arasından ayrıldım. Dolan gözlerimle ilk gördüğüm andan itibaren aşık olduğum gözlerine baktım.

“Eğer beni bir daha bırakmak için geldiysen…Şimdi git Aras. Sana alışmadan git.” Dedim titreyen sesimle. Hıçkırıklarımı serbest bırakmamak için kendimi zor tutuyordum. Aras kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

“Asla!” dedi sadece. Gülümsemek geliyordu içimden ama yapamıyordum. Gözümden bir damla yaş aşağıya doğru süzülmeye başladı. Elini kaldırarak yanağıma koydu. Baş parmağıyla aşağıya doğru inmeye devam eden göz yaşını sildi.

“Artık ağlamana gerek yok sevgilim. Bak ben buradayım. Yanındayım.”

Dişlerimi sıkarak yanağımda olan elini hızla ittim. Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. Boğazımdaki yumruyu umursamamaya çalışıyordum.

“Ya evet…Şimdi yanımdasın. Peki dört sene boyunca neredeydin ha? Ben her akşam senin için ağlarken neredeydin Aras! Be-Ben her gün sensizlikle ölürken sen neredeydin? Bir gün Emir çıkıp geliyor…Beni neredeyse iyi ediyor. Sonra sen çıkıp geliyorsun. Neden şimdi? Neden bir sene önce değil, neden ben…Ben intihar ettiğim zaman değil de şimdi?”

Sözlerim bittiği an Aras’ın gözleri doldu. Şaşkınlığım bütün vücuduma yayıldı. Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktım.

“Sen intihar mı ettin?” diye sordu titrek sesiyle. Sinirle ağzımdan kaçmış olduğuna inanamıyordum. Ağzımı açmadan gelmesinin tadını çıkarsam olmazdı sanki. Sessizce kafamı salladım. Ağzı hafifçe açık kaldı. Ellerini yumruk yaptı. Ağzını kapatarak dişlerini sıktı. Hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp yürümeye başladı. Gözüm yine dolmaya başladı. Boğazımdaki yumru gittikçe büyüyordu.

“Nereye gidiyorsun!” diye bağırdım. Cevap vermeden yürümeye devam etti.

“Beni yine bırakıyorsun.” Dedim titreyen sesimle. Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Kalbim yine hızlı atmaya başladı. Yine gidiyordu. Beni yine bırakıyordu işte. Titreyen sesimi duyunca geri dönerek yanıma geldi. Kollarımdan tutarak yüzüne bakmaya zorladı.

“Neden gittiğimi anlamıyor musun İlkim? Sana sürekli zarar veriyorum. Yokluğum bile seni ölüme götürüyor. Senin yanındayken neler oldu hatırlasana… Senin…Senin kanını içtim ben! Sevdiğim kadını neredeyse öldürüyordum. Kadınımı Güneş olmasa kaybediyordum. Sana onca şeyi yaşatmışken neden hala seninle kalmam konusunda ısrar ediyorsun? Göremiyor musun ben senin için iyi değilim.” Dedi. Bağırmıyordu. Aksine yumuşak bir ses tonuyla konuşuyordu. Sesinde her kelimesinde anlaşılan bir acı vardı. Bana acı vermek ona da acı veriyordu. Beni seviyordu. Bunu bana bakışlarından anlayabiliyordum. Bana sanki çok kıymetli bir mücevhermişim gibi bakıyor, öyle dokunuyordu. Ama en güzel mücevherler bile onları takacak biri yoksa hiçbir şeylerdi. Takarken zarar verse bile mücevher o boyun ile mücevherdir. En iyi durduğu yer orasıdır ve orada kalmak zorundadır. Bende Arasla kalmak zorundayım çünkü en iyi durduğum yer orası. Bana zarar verse bile…

“Anlamıyorsun Aras… Ben iyi olmak istemiyorum ki…Ben seninle olmak istiyorum. Sevmek ,aşık olmak, yanında olmak, kötüyü yapmak istiyorum. Evet ne olduğunu biliyorum. Bana zarar verdiğini de biliyorum ama…Ama seni seviyorum. Bana bu güne dek verdiğin en büyük zarar seni benden mahrum bırakmaktı. Beni sensiz bırakmaktı. Dişlerini boynuma taktığında sadece  anlık bir acı hissettim ama beni bırakıp gittiğinde… Her gün acı çekiyordum. Sensiz kaldığım ,bensiz kaldığın her gün için…” sesim son cümlelere doğru tekrar titremeye, çatlamaya başlamıştı. Haklıydım. Hala acı çekiyordum. Bir türlü yanımda olduğuna inanamıyordum. Birazdan uyanmaktan, yalnız kalmaktan, tekrar onsuz olmaktan öyle korkuyordum ki…

Sıra Arkadaşım Bir Vampir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin