49.BÖLÜM

255 11 25
                                    

Günaydın Güneş, günaydın evim günaydın Aras'ım " diye değil ...

" Koduğumun aptalı , siktir git! "

" Şşhhhh , Çok ayıp ! "

" Zürriyetini siktirme defol. "

" Küfür etme terbiyesiz , kalk sabah oldu . Güneş doğdu. "

" Bana ne sabah olmuşsa yavşak , ilk defa mı güneş doğuyor beni uyandırıyorsun ? "

" Küfür etme ağzının ortasına vururum. "

Terbiyeli çocuk havasını siktiğimin gerizekalısı ...

Yastığıma tekrar kafamı gömüp uyumaya devam etmek istedim. Fakat , cani , ruh hastası , vicdansız Aras'ın yaptığı suikaste kadar. Yüzüme tokat gibi birşeyin çarpmasının ardından hava giren burun deliklerimden su girdi.

Gezime su kaçarken bıçak saplanmış gibi yataktan fırladım. Ağzımı açıp içine sıçılan solunum sistemimi düzene sokmaya çalışırken arkası kesilmeyen öksürükler yüzüne boğazım tahriş olmuştu.

Esen rüzgar ile ıslak omuzum boynum ve saç köklerim donarken oda Aras'ın kahkaha sesleri ile yankılanmaya başladı.

Eğer olurda şuan onu biri elimden alabilirse kendi ellerim ile Nobel ödüllünü takdim edeceğim. Göz göze geldiğimiz an kahkahası bıçak gibi kesildi. Anında sevecen bir ifade takındı.
Nasıl bir ifade ile baktığımı dahi bilmiyordum.

Ellerini teslim olmuşçasına açıp göğüs hizasında tutarken " Şşhh  bakma öyle psikopat gibi ; işe geç kalmayalım diye uyandırdım. "

Bunu başımdan aşağı bir sürahi su dökerek yapmaya çalıştı . Sert bakışlarım yırtıcı bir kaplan gibi devam edince geriye doğru bir adım attı. Öfkeyle üzerine bir adım attığım an arkasına bakmadan çıplak ayaklarla koşmaya başladı. Bende arkasından son hız kovalamaya başladım. Merdivenlerden önce Aras üçer üçer koşar adımlarla ve yüksek sesle indi. Ardından ben ikişer ikişer inip son 4 merdivende çıplak ayaklarıma aldırmadan zıpladım.

Bir anda aramızdaki farkı azaltmam onu fena halde endişelendirmiş olmalı ki " SİKTİR! " diye bağırdı. Daha çok öfkelenmemi sağladığı için " yavşak! " diye bağırıp koşmaya devam ettim. Fark ettim ki uzun süredir sabahları Aras'la uğraşmıyormuşum.

Merdivenler biter bitmez koşa koşa sola döndü. Bu demek oluyor ki dışarı çıkarak beni atlatacağını düşünüyordu. Kapıyı hızla açarken saniyeler içinde kafasını çevirip gelip gelmediğime baktı. Öfkeden gözüm dönmüş bir şekilde yan taraftan spor ayakkabının birine ayağımı soktum. Topuk kısmını düzeltirken hemen diğerini de ayağımı sokup üstüne basarak kaldığım yerden kovalamaya devam ettim . Dışarı çıkarken ayakkabılığın üzerindeki anahtarı ve cüzdanı ne olur ne olmaz diye cebime atıp Aras'ın arkasından koşmaya son hız devam ettim. Aras çıplak ayak ile bahçeye fırlarken hortumun oradaki lacivert renkli terlikleri ayağına geçirmeye başladı. Merdivenlerden inerek değil uçarak yanına ulaştığımda hassas noktası olduğunu bildiğim saçlarını parmaklarına doladım.

" Çek elini , saçında tek bir tel bırakmayana kadar yolarım seni , BIRAK SAÇIMI ! " diye bağırdığında umursamayarak elimi halka şeklinde duvara asılmış hortumun ucuna attım. Hortumu kavradığım an sertçe çekip ucu ile beraber orta kısımlara kadar uzanmasını sağladım.

Aras ne yapacağımı anladığı an kafasındaki elime daha kuvvetli asıldı. Kurtulmak için var gücü ile çırpınmaya başladı ama uzaklaşmaya çalıştıkça saçı gergin bir hal alıyor canını daha çok yakıyordu.

İşaret ve baş parmağım ile musluğu açmaya çalışırken alttaki üç parmağım ile hortumu sıkı sıkı tutuyordum. Çevrilen başlık sayesinde su basınçlı bir şekilde çıkmaya başladığında hortumun ucunu Aras'ın ensesine soktum.

ARIZA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin