3.BÖLÜM

4.2K 221 3
                                    

Teneffüs olmuştu . Eda tuvale gitmek isteyince yanında eşlik ettim hem bana okulu tanıtıyor hem de dersler ve saatler hakkında bilgi veriyordu . Sessizce onu dinlerken sabah dövdüğüm çocuğu gördüm . Beni fark etmesiyle kaşları çattı .

Yanına baktığimda onunla beraber 4 kişi ' burası bizim çöplüğümüz ' dercesine yürüyorlardı . Adımlarını yavaşlatıp yan taraftaki çocuklara bir şey söyledi . Benim ile ilgili olduğuna bahse girerim ki anında diğer ikisi bana baktı ve tam tahmin ettiğim gibi bana doğru geliyorlardı .


Run !


Dikkatlice baktığımda sinirlenmekte biraz haklı gibiydi çünkü günlerin sinirini ondan çıkarmış fena benzetmiştim . Elmacık kemiğinin üstünde morluk vardı ve burnu hala kırmızıydı  . hepsi bana bakarak geliyordu ki içlerinden esmer olan " Eda seninle biraz konuşabilir miyiz dedi ? " Ben sarışının gözünün içine dik dik bakıyordum bir anda kafamı  Eda 'ya doğru çevirdim .

Bana bakarak " Hazal sen sınıfa git . Bende gelirim birazdan. " dedi . Kafamı hafifçe olumlu anlamda salladım .

Amaçları Eda'yı uzaklaştırmaktı ve bunun farkındayım . Bunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi . Sarı  kafa hala bana bakıyordu . Eda ve esmer olan çocuk uzaklaşınca sarı saçlı çocuk bana dönüp  " Biraz konuşalım ha ne dersin ? " dedi piçimsi bir havayla .

Sanırım  itiraz edip korkacağımı  falan düşünüyordu ki bende aynı dik kafalılığımla " Hangi taraftan ? " diye alayla sordum . 

Alfa mısın be kızım ?

Hafif afalladı ama bozuntuya vermeden sırıtıp  eliyle merdivenleri gösterdi . En önden sarı kafa arkasından ben iki yanımda oldukça cılız 2 tip vardı birde arkamızdan gelen ve etrafı kolaçan edip sık sık telefonuna bakan geri zekâlıyı da sayarsak 4 ' e karşı 1 ' dim .

Elimi ceketin cebine attım ve hain  bir şekilde sırıttım . Oyun benim beyler dağılın  demek istedim bir an çünkü her ne olursa olsun pek boşta gezmezdim ve yanımda muşta  ve biber gazı vardı . Sanırım düşündüğüm kadar nefret etmiyorum kendimden .

Merdivenlerden indik ve burasının bodrum olduğunu tahmin etmek hiç zor değil . Oldukça sıcaktı  kaloriferler buradan yakılıyordu anlaşılan . Gittikçe karanlık olmaya başlamıştı  . Onlar sanırım  burayı sık sık kullandıkları  için rahat tavırlarla hedefleri olan ilerdeki siyah kapıya doğru hızla ilerlediler.

Kapının kolunu açıp geri çekildi ve eliyle içeriyi göstererek " önden buyur ." dedi . Onu umursamadan içeriye doğru birkaç adım attım . içerisi oldukça karanlıktı küçük bir pencere kocaman odayı çok az miktarda aydınlatıyor . Ortada bir sandalye vardı ve sandalyeye bağlı birkaç ip .Aslında güzel güzel konuşsam da olur. Yani ne gerek var hır güre ?

-Bu şey değil mi ya ?   ' R'

Kenarda duvara karşı  konulmuş sopalar vardı ve daha önce kavgaya girdiğini belli eden kurumuş kan lekeleri   vardı üstünde . Gözlerimi gezdirirken yerdeki kanlı bezleri ve cam kırıklarını fark ettim . Odanın  ortasına kadar geldiğimde arkamı döndüm ve onların da girmesini bekledim .

Hepsi girmişti ama kapıyı  kapatmamışlardı hala gözler benim üzerimdeydi . Az önce yanımda duran ikili serseri acırcasına bana bakıyorlardı. Sarı kafa burnumun dibine kadar girdi ve sinirli bir şekilde " kapıyı  kapatın. " dedi. En arkadaki " Ben dışarıdayım Çınar. " dedi. Demek adı Çınar.

Nefes alışverişimi   duyacak kadar yaklaştığında  geri adım attım . Kişisel alan diye bir şey var piç.

Ardından sırıtarak " Ne o korktun mu değişik ? " dedi alayla . Damarıma basıyor bu tip . Bende meydan okurcasına " Senden mi ? " dedim gülerek . Bu onu biraz daha sinirlendirdi . Yüzünün kasıldığını fark ettim . Bu beni daha da eğlendirdi ve kısa ve küçük bir kahkaha attım . Eliyle çenemi tutup iyice yaklaştı  ve " Bu sabah yaptığını ağır  ödeyeceksin. " dedi tıslayarak .

Az önceki alaylı gülümseme kaybolmuştu . Omuzlarından tutup geriye doğru ittim ve birkaç adım uzaklaştı . Vay demek bunu rahatlıkla alt edebilirim .

Bu fikir arkadaki ikilinin üzerime yürüyene kadar hoşuma gitmişti . "Bağlayın şunu. " dedi sarı kafa . Neyi kast ettiğini çok iyi anladım ve beni tutmaya çalışan geri zekâlılardan birine hali hazır da olan muşta ile yumruk attım . Sanırım çenesine geldi ve yalpalandı . Yumuşak bir yumruk olsa bile muşta ile canı fazlasıyla yanardı. Diğeri sertçe beni kolumdan tutuyorken cebimden çıkarttığım  biber gazını  gözüne sıktım. Daha ne olduğunu anlamayan sarı kafaya bakamadan muşta ile vurduğum çocuk yüzünde kanla üstüme atlamaya çalıştı ama kıvrak bir hamle ile kaçıp bir defa daha vurdum ama bu sefer sanırım ciddi olacak ki bayılmış  gibi yerdeydi . İkisi tamam geriye kaldı 2 .

Çınar denilen çocuğa doğru baktım ve sinirle önce karın boşluğuna tekme attım . Anında yumruk atarak karşılık verdi ve saçımdan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı . Saçımı toplamadığım  için kendime kızıyorum ama şimdi vakti değildi .

Elimden biber gazı ve muşta düşerken saçlarımdan sürüklemeye çalıştığı elini kavradım ardından elini tutup kolunu kıvırdım ve saçımı bıraktığı an kafasını duvara vurdum .Boş  oda duvar sesi ile yankılandı  ve hırsımı  alamayıp üst üste kafasını vurdum ta ki elime kan bulaşana kadar hala bayılmamıştı.

Zor olsa da geri çekildim ve muşta ile biber gazını  alıp hızla dışarı çıktım . Şu durumda arkamda delil bırakmak salaklık olurdu.

Kapının önünde kimsenin olmamasını şans bilip koşar adımlarla  geldiğim yeri takip ederek uzaklaşmaya çalıştım . Ama karşıma az önce ' ben dışarıdayım 'diyen çocuk çıktı  ve bana bakarak üstüme doğru geliyordu . Ne yapacağımı bilmez bir şekilde hızla özel bölgesine tekmeyi attım ve gür sesi ile bağırmasına neden oldum.

Yanından geçerek  hızlı adımlarla uzaklaştım . Umarım Çınar denilen çocuk düşündüğümden daha iyi haldedir. Fazla ileri gittim çünkü.

Sınıfın önüne geldim ve kapıya vurarak içeri girdim sınıf  biraz daha kalabalıktı . Hocaya bakarak " geç kaldığım için kusura bakmayın. " dedim. Hoca bana bakarak "oturabilirsin.  " dedi .

Sırama doğru gidiyordum . Eda bana meraklı gözler ile bakıyordu . Sessizce yanına oturur oturmaz bana "nerde kaldın ? "dedi . Hesap vermek adetim değil ama Çınar'ın kim olduğunu merak ediyordum . Eda'ya dönerek " teneffüste konuşalım . " dedim . Olumlu anlamda kafasını salladı . Derin bir nefes alıp yaklaşık 5 dakika önce yaşananlar hiç yaşanmamış gibi davranmaya çalıştım .

Neler olmuştu öyle ?

Bu sırada biri kucağıma doğru bir şey attı attı . Önce kucağıma baktım , mavi renkteki paketin bir  ıslak mendil olduğunu gördüm . Kafamı kaldırmam ile bir çift mavi ile buluşmam bir oldu .

Hemen yanı başımdaki sırada açık tenli , koyu kahve parlak saçlı , kirli sakallı , kalkık kaşlı sert ve serseri görünümlü çocuk bana bakarak ifadesiz bir şekilde " elin kanıyor. " dedi .

Aşırı iyi ses tonuyla kurduğu cümleden sonra benim bakmam gereken yer elimdi. Gözlerimi onun okyanus mavilerinden çekebilseydim.

ARIZA  Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ