29.BÖLÜM

3.8K 194 21
                                    

( Multimedia  Alper )
Gözlerimin içine incinmesinden korktuğu en değerli varlığı gibi şefkatle baktı. Korktum kendimi geriye doğru çektim ve emekleyerek ondan az da olsa uzaklaştım.  Acı çeker gibi yüzüme bakıp " iyi misin ? " dedi. 

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp konuşmak için dudaklarımı kıpırdatmayı denedim ama başaramadım. Kendimi zorlayarak  sadece onun duyabileceği şekilde  " ALPER ? " dedim.  Konuşmaktan daha çok fısıldadım. 

Yüzüne yerleştirdiği bir tebessüm ile kafasını olumlu anlamda salladı. Oda benim gibi diz çökmüştü.

Ölümcül siyah gözlerini benden çekip arkama doğru baktı ve bir anda kaskatı kesildi.  Dişlerini sıkarak derin bir şekilde soludu.  Az önce şefkatle parıldayan gözler şuan öfke ile yanıyordu. Yer altında Alper'in yanında geçirdiğim zaman boyunca bu bakışlar hiç iyi sonuçlanmadı.

Onu çok iyi tanıyordum.

Onun bu haline dikkat ile bakıp gözlerini takip ettim ve bir anda Barış ile göz göze geldim.  Alper'in adamları Barış, Can ve Baran'ın etrafını sarmış namluyu onlara doğrultmuşlardı. 

Gördüklerim ile çok büyük bir dehşete  düştüm.  Tekrar Alper'e baktığımda öfkeden gözlerinde kırmızı damarların çıktığını gördüm.  Bana dönerek içten bir gülümsemeyle  elini yanağıma getirip az önce akan göz yaşımın izlediği yolu kuruladı ve benim az önce açtığım mesafeyi kapatarak yaklaşıp  " arabaya bin.  " dedi. 

Neler yapabileceğini tahmin dahi etmek istemiyordum.  En iyi seçenek olarak hepsini tek kurşunda bitirirdi.  Bu fikir zihnimde yankılandığınla korkuyla daha sık nefes alıp verdim ve kafamı ' hayır ' dercesine hızlı bir şekilde salladım.  Gözlerini benden çektiği için görmemişti. 

Beni bırakıp ayağa kalktı ve Barış ve arkasındaki ikiliye doğru yürüdü.  Barış tüm namlular onda iken bile soğuk kanlı davranıyordu.  Baran ve Can'da aynı şekilde duruşlarını bozmadan dik dik bakıyorlardı. 

Liseli ergenlerden beklenmedik bir şekilde ...

Gerçekten aptallar . Oradan bakınca o silahlar su tabancasına veya biz evcilik oyunundaki polislere mi benziyorduk ?

Alper onlara yaklaştığında etrafını çevreleyenlerden ikisi kenara doğru uzaklaşıp ona yol açtı. Alper ise hiçbir şey demeden elini beline doğru götürdüğü an korkuyla çığlık attım.

  " ALPER , YAPMA DUR ! " diye bağırdım. Buna gerek yoktu. Lanet olsun ölmelerine gerek yoktu. 

Pantolonun arasına yerleştirdiği silahı tam tutarken ben bunları söylemiştim.  Ne silahı çıkarttı ne de elini çekti.  Bir süre durdu ve silahı çıkartıp bana döndü. 

" Bu piç sana ilk defa zarar vermedi.  " dedi. Bu sırada silah ile Barış'ı gösterdi. Beni takip ediyor olmalı ki aramızdaki husumeti biliyordu Alper.

Gözlerim Barış'a kaydığında ifadesiz bir şekilde buz gibi gözleri ile bana bakıyordu.  Benim yüzüme birinin daha zarar görmesini istemiyordum yalnızca. 

" Tamam , dur. Biliyorum ama bu ölmesini gerektirmiyor.  " dedim.  Yalvarırcasına söyleyip gözlerinin içine acı ile baktım.  Tüm gücüm ile ayağa kalktım ve ona doğru birkaç adım attım.  Fakat her adımda vücudumun ağırlığını hissediyordum. Bir tüy misali savrulmaktan korkuyordum. 

Alper bana olumsuz anlamda bakıp " sen benim kıymetlimsin. " dedi.

Gözlerini öfkeyle kapatıp bağırarak " Ve bu piç geberecek . " dedi. Onlara doğru yaklaşmaya devam ederken Alper gözünü benden alıp Barış'a çevirdi. 

ARIZA  Where stories live. Discover now