43. Bölüm -We are sürü of Koyun.-

6K 410 88
                                    

 Bölümün geç geldiği, kısalığı ve berbatlığı için özür dilerim... Ve sondaki açıklamaya okuyun LÜTFEN.. :(

Nezaret, deniz,kum,güneş, bar, vs derken  birkaç gün geçiyor. Ha birde arada Ruslara raslayıp benim sinir olduğum yerler de var. Düşüncelerime zaten biliyorsunuz.

Birkaç günün ardından bir kafeye oturup hiç konuşmuyoruz. Ben limonata içerken Can ve Kerem  kahve içiyor. Melis  önünde ki çayla cebeleşirken Sedat pastasını hayvan gibi yemekle meşgul.Aksel’ de  arada suyunu içip arkasına yaslanıyor.

Geçen günlerde de Begüm’le Yağmur’u bir güzel dövmüştük. Şimdi ikisi de masum masum oturuyorlar.

Merve de meyve suyunu yudumluyor falan. Kimse konuşmuyor.  Ben de  öylece etrafa bakınıyorum.

“Eeee?” diyen Sedat yüzüne bulaşan pastayla konuşuyor. Hepimiz ona ‘Hepinizden iğreniyorum’ capsindeki kadın gibi bakarken o bizi umursamayarak yemeye devam ediyor.

“Hayatımda geçirdiğim en berbat tatil heralde.”diye mırıldanıyor Melis.

Tekrar sessizlik oluştuğun da   derin bir nefes veriyorum.  Dirseklerimi masaya koyarak çenemi elime yaslıyorum.

“Ne yapsak ki?” diye soruyor  Begüm. “Niye oturuyoruz?”

“Mal mal oturmak favorilerimizin arasında Begüm’cüğüm ondan.” Derken gülümsüyorum.

Begüm gözlerini devirip arkasına yaslanırken  ilk defa konuşmayan Can konuşuyor. “Lan buraya öylece oturmaya mı geldik. Kerem abicim bir şey söyle lan.”

“Bir şey.”

Sende mi Kerem? Sende mi?

“Hay . “

Masa da tekrar sessizlik olunca  herkes kendi içine gömülüyor. Bir daha bu grupla tatile gelirsem ne  olayım. Ne olayım?  

Derin bir of çekiyorum.  Ekşın istiyom lan ben! Ben Kerem’e aşık olduğum için ne bir vampire ne de kurt adama aşık olabilirim. Ama onlar bana olursa? Fiyu! Sonra Kerem bunu öğrenir vampir Kerem’i ısırır Kerem vampire dönüşür sonra Kerem beni dönüştürür .

Sonra ben Can’ı öldürürüm. Bunun ne alaka olduğunu sormayın, bende bilmiyorum.

Aksel’i de zombi yaparım.  Hayalet gibi geziyor zaten.

Tamam neyse.

“Merhaba?”

Sesin geldiği yöne 9 kafa birden döndüğümüz de söylene kişi ürkse de belli etmiyor. Bu kim la?

“Merhaba?” diye cevaplıyor Kerem adamı.

Adam da böyle kaslı mas mavi gözlü bir şey. “Şey.. Sizin böyle oturup sıkıldığınızı gördüm de.. Burada değil ama 10-15 dakika uzaklığın da bir lunapark var. İsterseniz sizi götürebilirim.Yollar biraz karışıkta. “

Hepimiz adamı incelerken aynı anda kafamızı adamdan alıp birbirimize bakıyoruz.

“Bu arada ben.. “ diye başlayınca tekrardan hepimiz ona dönüyoruz. Adam tekrar duraksıyor fakat devam ediyor. “Erdem. Erdem Fizik.”

Gözlerimi pörtletmem  soyadını söylemesiyle bir oluyor. Fizik? Erdem Fizik?

Zeynep Güzel Yılmaz Varol (Fizik) –the future- Sayer ?!

“Fi-zik mi?” diye soruyorum şaşkınca.

“Hı-hı. Yoksa tanıyor musun beni?”

“Hayır. Hayır sadece.. Soyadın..”

Anlaştık?Where stories live. Discover now