42. Bölüm -Hacı sen hayırdır?!!? -

8.4K 418 121
                                    

SA

“..and she gone.”

Derin bir nefes veriyorum. Saatlerdir ben iptal. Ben wefad. Ben şok. Ben bim. Ben şaypa . Tamam tamam bu espriyi yapmadığımı kabul edin.

Tahmin etmesi çok zor değil canım sadece bu gavur saatlerdir hiç susmadan konuşuyor! Yani anlamayınca insan ayrı bir sinir oluyor. Kerem ‘ de tabi anlıyor konuşuyor falan. Araya giriyorum da o mükemmel (!) İngilizcemle rezil olup çıkıyorum o kadar. Başka bir şey yok.

Sonra ara da kız kesiyorum falan.  Sonra tekrar araya giriyorum. Kız  a tekrardan ‘Im gonna kill you bitch’ bakışlarımı yolladıktan sonra aradan çıkıyorum. Kolamı yudumluyorum. Can’la Melis’in dans etmelerini izliyorum.

Ha birde ara da Can’ın salak salak hareketleri var. Sonra Melis’in de ona sövme seansı işte. Ardından bir kızın Can’a bakması ve Melis’in Can’ı zorla oradan sürüklemesi var .Öyle yani! Onların hallerini izledikten sonra ben yine giriyorum tabi Kerem’le gavurun arasına.

Bir de kenarda oturan rus grubu var. Bu gavurun da olup odamızı gapsledikleri grup işte! Herkes ora da ama gavur bizim yanımız da.  Bi ara grubun yanına gidip alın şu gavuru diyecektim ama yapamadım işte!

Ama bu sıra da grubu iyice süzdüm ve erkekleri –özellikle de Can’ı- süzen çocuk gözümden kaçmadı hani! Gay çıcık. Ya ayıp günah. O yakışıklılıkla  gay olunur mu be çocuğum? Şuan ‘Yakışıklılar gay olur’ sözünün tespitini ciddi ciddi gözümle gördüm yani.

Aslında sorun değil yani yakışıklı çocuk bana bakmayacak diğer güzel kızlara da hiç bakmasın! Ama Kerem de yakışıklı? Yoksa Kerem?! Yok canım. Olmaz olmaz. Ay ya öyleyse ama daha farkına varmamışsa?! Ya ben kızlardan hoşlanıyorsam ve anlamamışsam ? Ya siz öyleyseniz?!

Ay tövbe. 18 yaşıma gelmişim lan her halde artık ne olduğumu biliyorum. Biliyorum dimi? Ya Allah’ım .Ben böyle iyiyim. Ne olur bak. Bundan sonra  kötü yollara saptırma beni. Ya aslında benim dualarım gerçekte olmuyor. Rus gavur görmesin diye  hatim indiricektim ya. Neyse. Sabır Zeynep. Sabır.

Saat neredeyse 12 olacak  ve ben mal mal gavurla Kerem’in konuşmasını dinliyorum ya. Yani sadece dinliyorum. Anladığım yok. Ama tabi araya girip bir şeyler söylüyorum.

Gavur tekrar başka bir olaya başladığın da gözlerimi devirip etrafı süzüyorum. Bu sefer kız kesmiyorum! Etrafı kesiy- Oha bu kızsa ben neyim lan? Ya benim gözüm kızlara kayıyor yoksa ben?

Zeynep at şu konuyu beyninden aa. Yok öyle. Sen Kerem’lesin. Kerem. Kerem Sayer!

Aklımda olan  kızlara olan ilgimden kişiliğimi zedeleyen düşüncelerden kurtarıp  tekrar etrafa bakınıyorum.  Kafam kesintisiz sağa giderken kenarda gülüşerek konuşan Aksel ve kızı görmemle duruyor. Aslında durmuyor. Öyle giderken bir an gözümden kaçıyor ama ardından gördüğüm şeyi beynimin algılamasıyla kafam hemen geri gidiyor. Anlatamadım ama öyle oluyor!

That’s my boy ya!  İşte yea. Kimin üvey kardeşi? Bulmuş taş kızı. Yi Eksıl yii!

Bak bak kıza içki ısmarlamalar falan. Adam işini biliyor ya. Tabi adamın film konsoluğu var. Zengin adamın hali başka.

Aksel kızla flört ederken Hadise’nin ‘Nerdesin aşkım’ şarkısı çıkmasıyla  donup kalıyorum. Bu şarkıyla dalga geçtiğim kadar hangi şarkıyla dalga geçtim bilmiyorum. Ama şimdi sırası değil. Modası geçti onun!

Anlaştık?Where stories live. Discover now