26. Bölüm: Deniz ve Sen

170 14 2
                                    

Çoookk ama çook iyi okumalar

————

Bir kaç süre sonra Kaan yanıma geldi ve denize girmediğimi görünce güldü. "Sen beni mi bekledin?" Omuz silktim. "İstersen gir dedin ve bende istemedim." Gözlerimi çıplak vücuduna değdirmemek için büyük bir çaba sarf etmem gerekti sanırım...

Gözlerimi kaçırdım ve önüne döndüm. Denizde yavaş yavaş ilerlemeye başladım. O da hemen yanımdaydı. Gittikçe derinleşiyordu. "Korkma bu kadar." Yandaki ses ile ona döndüm. Gülüyordu. "Kasma kendini. Rahat ol." Omuz silktim rahat gibi görünmek için gülerken. "Rahatım ben gayet yaa." Biraz daha derinleşince ve su karnımın üstüne gelince soğuktan titremeye başladım.

Ayağıma değen bir şeyle çığlık atarak Kaanın kolunu tuttum. O ise sadece gülüyordu. "O neydi öyle?" Gülmesini durdurdu "Balıktır korkma." Balıklar ısırıyor muydu yaa? Beynimde bu gereksiz sorunun cevabını ararken Kaanın kolunu tuttuğumu fark ettim. Toparlanarak kolunu bıraktım.

"Deniz fobin mi var?" Başımı salladım sadece. Deniz omzuma geldiğinde durdum. "Yeter bu kadar." Dediğim şeyle gülümsedi. Onun boyu uzun olduğundan karnının  üstüne geliyordu su. Karşıdan gelen sesle o tarafa baktım. Üç kız bana sesleniyordu. Ekim gel işareti yaptı. Kafamı iki yana salladım olmaz dercesine.

Efla gülümseyerek buraya gelmeye başladı. Buraya vardığında Kaana bir bakış attı. "Bakıyorum da fırsatçısın yine?" Eflanın dediğine karşı Kaan güldü. "Öyleyimdir." Dediklerinden bir şey anlamazken Eflaya baktım. "Niye o kadar uzağa gittiniz?" Efla güldü. "Aslında seni almaya gelecektim ama hiç bir fırsatı kaçırmayan bir kişi çoktan seni kapmış." Güldüm. "Efla ne kapması yaa Kaan teklif etti girmeyi." E işte kapmış?

Farkındalıkla dudağımı ısırdım. "Yani neyse ne. Biz gidelim hadi kızların yanına." Kolundan tuttum ve ilerlemeye başladım. Eflada gülerek eşlik etti yürümeme. "Kız Güneş sen bu çocu-" sözünü kestim. "Ya Efla bu denizin ortasında konuşulcak şey mi? Korkudan sıçacağım senin dediğin şeye bak!" Kıkırdadı. "İyi tamam peki sustum."

Kızların yanına vardığımızda Ekim kahkahalarla gülüyordu. "Ne oldu hayırdır?" Eflanın sorusuyla Gülce somurttu ve Ekime su attı. Ekim kaçtı bizim tarafa hala gülerek. "Nefes tutma yarışması yapalım dedik iki saniye sonra denizden çıktı ve balıkla göz göze geldik dedi." Yine kahkahalarla gülmeye başladı. Efla ve bende ona eşlik ettik.

"Yemin ediyorum bir kere normal bir şekilde eğlendiğinizi görmedim. Allahın delileri." Efla
Güldü ve cık cıkladı. Ekim arkamıza baktı ve dudaklarına cilveli bir gülüş yerleştirdi. Arkama baktığımda denizde duran 3 adamı gördüm. Bunların içinden biriside Rüzgardı. Ve tabii Kaan. Ekim Rüzgara doğru ilerledi. Efla göz devirdi. Kaanla göz göze geldik. İlk gözlerini kaçıran ilk ben oldum.

Birden diğer  çocuk Kaanı arkadan ittirdiğinde Kaan dengesini sağlayamadı ve denize devrildi. Kahkaha attığımda herkes baktığım yere baktı. Kaan denizden çıktı ve öfkeyle soludu. "

Neredesin Mete? Gel babana gel de nasıl seni si-" sonra sanırım terbiyesizlik olmasın diye sustu. Gözleri etrafı ararken beni buldu. Yüzündeki öfke az da olsa solduğunda gülümsedim ve arkasını işaret ettim. Arkasına baktığında Metin denen çocuğun kumsala doğru koşturduğunu gördü. Bana baktı ve göz kırptı teşekkür amaçlı. Bende ardından gülümsedim. Gitti gitti ve Mete denen çocuğu ensesinden tutarak buraya doğru gelmeye başladı. Onu izlerken aniden yüzüme fırlatılan suyla çığlık attım.

Efla yan taraftan güldü. Ona baktım. "Niye attın şimdi?" Ellerini iki yana açtı. "Bilmem. Aşık olmaya başladığın için olabilir mi?!" Bunu bağırarak söylemişti. Utançla yanaklarım kızardı. Ona ilerledim. Yanına geldiğimde gülümsemesini hafif soldurdu. "O adama bir şeyler h-" derken yan taraftan gelen büyük su tufanıyla ıslandık.

Rüzgar Gülü (Yarı texting)Where stories live. Discover now