6. Bölüm: Acı vereni unutamamak

265 16 9
                                    

İyi okumalar dilerim

————

"Güneş!" Adımın seslenmesiyle yüzümü buruşturarak yatakta diğer tarafa döndüm. "Kızım kalk artık." Gözümü hafifçe açtığımda karşımda annemi gördüm. "Herkes kahvaltıda seni bekliyor. Hadi." Annem odadan çıktı. Oflayarak yatakta doğruldum. Dağılan saçım başım şu an umrumda değildi. Tek umrumda olan şey uyandırılmamdı!

Zar zor kalkarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra hemen salona geçtim. Herkes gerçekten kahvaltıya başlamamış annemin dediği gibi beni bekliyorlardı. Hemen teyzem ve annemin arasına oturdum. Anneannem ve dedem başta Edayla babamda karşıda oturuyordu.

Teyzem gülerek bana baktı "Günaydın Güneş. Adaşın çoktan doğdu. Oluyor baya." Esprisine karşı tek gülen cadı Edaydı. Teyzem Edaya baktı ve çaksın diye elini uzattı Eda uzattığı ele çakınca güldü. Bende her zamankinden daha çok somurttum.

Tatile diye gelmiştik ama tatilin t'sini görememiştim. Dedem "E o zaman afiyet olsun." Diyince bende dahil herkes yemeye başladı.

Yemek bitince hemen odama geçecekken annem durdurdu. "Kızım hadi al kardeşini aşağı inin oynayın biraz." Oynayın mı!? He anne oturup sek sek oynayacağım. Annem bakışlarımı fark etmiş olacak ki güldü. "Sen oynamayacaksın tabi ki. Hem senin yaşıtlarında vardır mahallede." İsteksiz olsamda kabul etmek zorunda kaldım annemin bazı tehditlerine karşı.

Odama geçip Güneş kremimi sürdüm ve çok hafif yüzümü renklendirdim. Ölü gibi olmayalım ama öyle değil mi? Yanıma hasır şapkamı da aldıktan sonra tek giyinmek kalmıştı. Edaya seslendim. "Hazır mısın Eda!" Edadan yine ses gelmeyince ilk salona gittim. Orada bulamayınca annemlerin odasına geçtim.

Onu orada bulmuştum ama sorun nasıl!

NASIL?!

"Eda!" Diye  bağırarak ona atıldım. Hafif pembe tonlarındaki  rujumu sürüyordu. Sonuna kadar açarak hemde!

"Eda!" Dedim onu korkutmamak amacıyla sakin bir sesle. Sürmeyi bırakarak bana baktı duraksayarak. "Hadi bırak onu ablacığım." Ne desem sürmeye devam edecekmiş gibi bakıyordu. "Onu bırakman için 5 saniyen var." katı sesimi umursamayarak sürmeye devam etti. Sinirle çığlık attım.

"Bir!" Diye bağırdım.

"İki!"

"Üç!"

"Dört buçuk!" Eda yinede tınlamadan iyice yedirdi dudağına ruju. Her an kırılacak gibiydi ama çok açtığı gibi. Çıldırmak üzereydim!

"Beş!" Diye bağırır bağırmaz ona doğru atılacakken bir şey oldu. Ruj açtığı yerden kırıldı. Yerime mıhlandım içimin acımasına dayanamayarak. Fiyatını geçtim en sevdiğim rujdu!

Bir de o almıştı o ruju...

Gözlerim doldu yavaşça. "Eda naptın.." Eda elindeki ruja şokla baktı. Sonra hemen bana baktı suçlulukla "Abla özür dilerim. Önemli olan rujun bu değildi dimi." Oydu demedim.

Sadece yorgunca bir bakış atıp odadan çıktım. Mutfaktan çıkan annem beni gördü ve kaşlarını çattı. "Ne oldu anneciğim?" Onuz silktim. "Rujumu kırdı ne olacak." Annem bana üzgünce baktığı sırada içeriden ağlama sesi geldi.

Kaşlarımı çatarak endişeyle çıktığım odaya geri döndüm hızla. Eda yere çömelmiş elindeki kırık rujla ağlıyordu. Daha fazla bu haline dayanamayarak yanına gittim ve yanına çömeldim. "Neden ağlıyorsun şimdi?" Diye sordum yumuşak sesimle.

Rüzgar Gülü (Yarı texting)Where stories live. Discover now