14. Bölüm: Aptallık

239 20 6
                                    


Yine iyi okumalar dilerimm

—————

"Abla çok sıcaaaaak!!" Edanın sesiyle ofladım. Yatakta baş aşağı sarkmış ve elimdeki yelpazeyle kendime hava vermeye çalışıyordum.

"Ya ne yapabilirim Eda! Kılı mı getireyim? Ne istiyorsun yani!" Bu sinirim karşısında baş aşağı sarkmış saçımdan bir tutam çekiştirdi. Acıyla inleyerek aniden doğruldum. "Eda yemin ediyorum zaten yaz günü regl oldum sinirliyim senden çıkarmayayım sinirimi git şuradan!" Bana dil çıkarınca sakinleşmek amacıyla yavaşça nefesimi verdim ve şakaklarımı ovdum.

"Kızlar!" Annemin odaya girişinle ikimizinde gözleri anneme döndü. "Yavrularım benimm!" Bu yalaka modunu nerede görsem tanırdım. Kesim bir şey isteyecekti var ya kesin.

"Efendik anne?" Konuşmama karşı gülümsedi tatlıca. "Evde dondurma kalmadı. Kim almak ister gidip?" Bayılır gibi yapıp yatağa yığıldım. "Ben bayılmışım da ondan alamam." Boğul sesimle konuştuğumda annem terlik sesleriyle yanıma yaklaştı ve götüme vurdu. İnleyerek popomu tuttum. "Anne nabıyon yaa?!" Eda kıkırdadı.

"Böyle yaptığın için sen gideceksin Güneş!" Annemin sesiyle ofladım. Dünkü olaydan haberleri yoktu. Eve geldiğimde herkes uyuyordu. Bende kimseye çaktırmadan odama geçip uyumuştum.

"Ama sultanım-" ona dönerek yalakalık yaşıyordum ki sözümü kesti. "Güneş itiraz istemiyorum. Hem hava alırsın iyi olur." Yataktan ayağa kalktım oflayarak yine. Odadan çıkarken annemin sesini duydum.

"Annelere of denmez!"

••••••••

Şort ve bol tişörtümle nasıl gözüktüğümü bilmiyordum açıkçası umrumda da değildi. Bakkala doğru yürürken saçlarımı toplamadığıma bin pişman oldum çünkü sıcaktan bayılmak üzere falandım.

Bakkala girdiğimde buranın dahada sıcak olduğunu gördüm. Ahmet amca oturduğu sandalyeden kalktı. Buraya ilk geldiğimizde tanışmıştık. Gülümsedi "Buyur Güneş kızım." Elimle kendime yelpaze yaptım.

"Ahmet amca bu sıcak ne böyle. Dışarıdan daha sıcak bakkalın içi. Nasıl duruyorsun?" Ahmet amca acılı acılı gülümsedi. "Napayım be kızım? Para lazım. Klima da alamıyorum." İçtem içe çok üzülmüştüm ama belli etmedim.

"Olsun Ahmet amca ben para biriktirince alırım sana."gülümseyerek söylediklerimden sonra bir durdu baktı sonra ağlamaya başladı. Ona şaşkınlıkla baktım. Üzüntüyle "Ahmet amca sen niye ağlıyon şimdi ya?" Gözlerini sildi. Biri ağlayınca benimde ağlayasım geliyordu hep.

"Kaç yıllık öz kızım bile bana bunu demedi. 30 yaşında. Yinede böyle bir ses duymadık ağzından." Üzüntüyle baktım. "Ya Ahmet amca üzülme ben derim o sözleri. Valla ağlama üzüyorsun benide." Ahmet amca gözyaşlarını sildi iyice.

"Tamam kızım senide beklettim bu sıcakta ne istiyorsun?" Üzüntümü bir kenara bırakarak istediğim dondurmayı söyledim. Tezgahın arkasından çıkarak dondurucudan bir tane uzattı bana. Tezgahın arkasına geçti tekrar. Tam parayı çıkaracakken dışarıdan bir adam bağırma sesi geldi. "Neredesin sen!" Ahmet amcayla bakışlarımızı dışarı çevirdik.

Bakkalın önünde bir adam duruyordu. Siyah saçlı. Saçları sağa doğru yatırılmıştı. Üstünde beyaz gömlek vardı. Tüm bedenim titrerken elimdeki dondurma kutusu yeri boyladı. "Kızım?" Ahmet amcanın sesini duydum ama tepki vermedim. Sadece bakışlarım o adamda kilitliydi.

Elimi kalbime koydum. Çok hızlıydı.

Saçmalama Güneş. Sakin ol Güneş. O olamaz Güneş. Aptal olma Güneş. Ağlama Güneş.

Ayaklarım benden bağımsız bakkalın çıkışına doğru yol aldı. Adamın arkasında durdum. Gözlerim yavaşça doldu. Titreyen ellerimi yumruk yaptım. Ona benziyordu. Ya o ise?

Adam arksını döndü.

O değilmiş...

Ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi titrek bir şekilde verdim. Adam bana baktı "Hanımefendi iyi misiniz?" Dolan gözlerimden tek bir gözyaşı süzüldü.

Unutmuştum hani? Hani yoktu öyle biri? Hani yaşamamıştım? Hani bir yıl olmuştu ve unutmuştum?

Neden unutamamıştım?

Tüm dünya sanki dönerken yerime sendeledim. "Hanımefendi?" Cevap veremedim. Sadece nasıl bu kadar aptal olabildiğimi düşünüyordum.

"Güneş!" Sağımızdan gelen sesle o tarafa baktım. Sarışın çocuğu görmeyi beklemiyordum. Yanımıza geldi. "Ne oluyor burada?" Adam bir şeyler dedi. "Güneş, bu adam seni rahatsız mı ediyor?" Sarışını yanıtlamadım ve öylece yere bakmaya başladım.

Tam bir aptaldım.

Unutamayacak kadar aptal bir kız.

Sarışın adamla kavga etmeye başladı garip bir şekilde.

"Ne demek rahatsız etmedim? Ağlıyor kız!" Adam bağırdı. "Niye ağlıyor ne bileyim amına koyayım!"

"Bana bağırma doğru konuş edebinle kavga et!"

Tam bir aptaldım.

Aptaldım.

Aptaldım.

Aptaldım.

Aptaldım.

Aptal.

Çok aptalım.

Burnuma gelen ıslaklıkla elimi burnuma götürdüm. Elimi çekip baktığımdaysa kan olduğunu gördüm. Bide bu çıkmıştı başıma iyi mi!?

"B-beyler!" Zorla konuştum. İkisininde gözleri bana döndü. Bende onlara baktım. "Sizi bilmem ama sanırım ben bayılıyorum." Başım şiddetle döndüğünde sarışı çocuk endişeyle baktı. "Güneş burnun kanıyor!"

"Yok ya?" Yerimde sendeledim. "Güneş iyi görünmüyorsun hastaneye gidelim." Başım dahada şiddetli döndüğünde gözüm karardı. Yer ayaklarımdan kaydı yuvasından kayan gözlerim gibi. Yere doğru düşecekken sarışının beni tuttuğunu hissettim. Sonrası karanlık zaten.

Tam bir aptal olduğumu söylemiş miydim?

————

Yemin ediyorum bu sıcaklar devam ederse bende Güneş gibi Allahıma kavuşacağım bu sıcak neeeee????

Rüzgar Gülü (Yarı texting)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum