23. Bölüm: Hatırlayamamak

199 17 1
                                    

İyi okumalar dilerim aşk perilerimm

—————

Hafızamın kaybolduğunu öğrenmiştim ve şimdi hiç tanımadığım ailemin yanına gelmiştim. Efla bana baktı ve güven verici bir şekilde gülümsedi. Kapıyı çaldım. İçeriden bir iki ses geldi. Ardından kapı açıldı.

Açan küçük bir kız çocuğuydu. 10 yaşlarında falandı. Onu tanıyıp tanımadığımı düşündüm. Ama hayır. Bu çocuğu tanımıyordum. Mutlulukla gülümsedi. "Anne ablam gelmiş!" Bir kız kardeşim mi vardı? Hafifçe gülümsedim.

"Abla nerede kaldın ya!" Diyip ofladı. Eflaya baktım. Efla bana baktı. Sonra küçük  kıza. "İçeri girmemize izin verir misin? Bir şey konuşmamız gerek." Kızın gözleri parladı. "Yoksa siz evleniyor musunuz ablam erkekleri boşver ben Eflayla evlenirim gibi bişi söylemişti." Güldü. Gözlerimi kocaman açtığımda Efla güldü.

"Ben lezbiyenmiymişim yoksa?" Efla bir kez daha güldü. "Hayır tabii ki öylesine söyledi." Rahatlamış bir nefes verdim. Çünkü uyandığımdan beri erkeklerden hoşlandığıma gayet emindim.

Kız kapıyı sonuna kadar araladı "Geçin bakalım ne konuşacaksınız." İlk Efla girdi. Sonra ben. "Abla noldu dilini falan mı yuttun ne bu suskunluk?" Gözlerini kocaman açtı. "Yoksa sarhoş falan mısın?!" Efla kafasını iki yana salladı hemen. "Anneni çağırır mısın önemli. Biz salona geçelim." Küçük kız bağırdı "Anne ablam ve arkadaşı gelmiş seni çağırıyorlar!" İçeriden 'tamam!' Sesi geldi.

Biz salona geçtik ve koltuklara oturduk. O kadar rahatsız ve yabancı hissediyordum ki. Küçük kız bir şeyi yeni fark etmiş gibi başımdaki sargıya baktı. "Hii abla noldu yine!?" Annem olduğunu düşündüğüm kişi elindeki havluya elini sildi ve salondaki masaya bırakıp havluyu buraya geldi kaşlarını çatarak.

"Hayırdır?" Başıma kaydı gözleri. "Hiiii kız bu hal ne?!" Efla söze girdi hemen "Abla ben Güneşin arkadaşıyım belki bahsetmiştir." Annem başını salladı ve ciddiyetle bakarak koltuğa oturdu.

"Bahsetti kızım evet?" Efla derin bir nefes aldı. "Sizi endişelendirmek istemiyorum ama bunu söylemek zorundayım." Küçük kız yanıma oturduğunda irkildim ve biraz yana kaydım. Kız anlam veremeyerek baktı.

"Yav söyle şunu dellendirme be kızım!" Efla gözlerini kaçırdı. "Güneş düştü." Annemin gözleri endişeyle doldu. Yanımdaki küçük kızda rahatsızca kıpırdandı. "Ah be kızım nasıl becerdin onu!" Ayağa kalktı ve bana ilerleyecekken bende ayağa kalktım. Bir iki adım geriye gittim. Ailemdi onlar. Fakat tanımıyordum. Onlarla alakalı hiç bir anım yoktu. Eflada beraberimde ayağa kalktı.

Annem kaşlarımı çattı. "Kızım ne bu haller ne oluyor?" Eflaya baktım yardım dilenircesine. "Kızım gel bi ba-" annemin sözünü kesen Eflanın yüksek sesiydi. "Güneş hafızasını geçici olarak kaybetti!" Tek nefeste söylediği cümlelerle odadaki herkes sessizliğe boğuldu.

Annem sendeledi. Efla annem olan kadının kolundan tuttu. "İyi misiniz?" Kadın başını salladı. Ama rengi solmuştu. Bana baktı. Gözlerimi kaçırdım. "Kızım benim annen. Beni hatırlamıyor musun?" Konuşamadım. Sadece başımı iki yana salladım.

Küçük kız yanıma geldi hemen gözleri dolu doluydu. "Peki beni abla. Ben senin uyuz kardeşin Eda. Benide mi hatırlamadın?" Ona çevirdim gözlerimi. Yoktu. Hiç bir anı yoktu. Kafamı iki yana salladım. Ağlamaya başladığında gözlerim doldu. "Nasıl ya! Beni unutamazsın sen! hatırlamıyor musun gerçekten?" Bu sefer konuştum. "Hatırlamıyorum özür dilerim."

Rüzgar Gülü (Yarı texting)Where stories live. Discover now